Muğla Menteşe’ye bağlı Yeniköy Mahallesi'nde yaşayan mağdur kadın, 18 Şubat gece saatlerinde eşi tarafından darp edildi. İddiaya göre; yaklaşık 1 saat süren şiddet sonrası kadın telefonunu da yanına alıp kendini odaya kilitledi ve KADES uygulamasına bastı. Arama seslerini duyan saldırgan ise evden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan kadın, Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Kadının burnunda ve belinde kırıklar olduğu tespit edildi.

Sanık, ilk duruşmada suçlamaları kabul etmedi

Kadının hastaneye kaldırılmasının ardından eve dönen saldırgan eş polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri sonrası şüpheli, çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı. Yapılan savcılık soruşturması neticesinde açılan davanın 14 Mart'ta yapılan duruşmasında tutuklu sanık savunmasında suçlamaları kabul etmedi. İkinci duruşma ise 4 Nisan’da yapıldı. Duruşmada ise şiddet mağduru kadın, saldırganın en ağır cezayı almasını istedi.

Sanık tahliye edildi, duruşma ertelendi

Davanın üçüncü duruşmasında ise sanık tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Mahkeme heyeti duruşmayı, kadının yüzünde sabit iz kalıp kalmayacağı konusunda 6 ay sonrasında rapor alınması gerektiğine karar vererek 24 Eylül’e ertelemişti. Davanın bugün yapılan dördüncü duruşmada sanık mağdur kadının vücudunda oluşan kırıkların daha önceden geçirdiği kaza nedeniyle olduğunu öne sürdü. Mağdur kadının avukatı Alev Öztürk, sanığın ‘elektronik kelepçeyi defalarca kırdığını, koruma kararını ihlal ettiğini’ belirterek bu konunun Emniyet Müdürlüğü’ne sorulmasını ve sanığın tutuklu yargılanmasını talep etti. Öztürk, ayrıca sanık hakkında ısrarlı takip nedeniyle açılan ceza dava dosyasının sorulmasını da istedi.

Mahkemede hazır bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili de sanığın tutuklu yargılanmasını talep etti. Savcı ise tutuklama talebinin reddi yönünde mütalaa verdi. Mahkeme heyeti, sanığın iddiaları üzerine hastaneye, mağdur kadının bir kaydı olup olmadığının sorulmasına, kelepçenin kırılıp kırılmadığı ve koruma kararını ihlal edilip edilmediğini Emniyet Müdürlüğü’ne sorulmasına ve sanığın tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Duruşma ise 7 Kasım tarihine ertelendi.

Sanık 4 kere elektronik kelepçeyi kırdı

Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan avukat Alev Öztürk, şöyle konuştu:

"Sanık içeride her zamanki yalan ve davayı uzatmaya yönelik savunmalarını yaptı. Biz bu celsede aslında karar çıkmasını bekliyorduk. Bizce dosyada beklenecek bir şey kalmadı. Dosya da üç tane adli tıp raporu var. Müvekkilin hem burnunda hem belinde kırık var. Ayrıca yüzünde sabit iz oluştu. Ama sanık bu kırıkların daha önce olduğu iddiasında bulunduğu için mahkeme, hastaneye yazı yazma ve daha önce mütevekkilin böyle bir kırığının olup olmadığını sorma gereği duydu. Şu an müvekkilimi elektronik kelepçeyle korumaya çalışıyoruz. Çünkü sanık müvekkilimi taciz etmekten, onu rahatsız etmekten hala can güvenliğini tehdit etmekten geri durmuyor. Elektronik kelepçeyle koruduğumuz müvekkil açısından bir an önce kararın çıkmasını istedik. Sanık dört kere elektronik kelepçeyi kırdı. Defalarca kez koruma kararlarını ihlal etti. Tüm bunlar gözetildiğinde sanığın tutuklanmasını talep ettik. Ama mahkeme ne yazık ki yine sanığın tutuksuz yargılamasına karar verdi. Ülkede her gün üç tane kadın öldürülüyor. Çocuğa taciz, kadına taciz, çocuğa şiddet, kadına şiddet dur durak bilmeden devam ediyor. Ama mahkemeler, bu yöndeki sanıkları tutuklamayarak kadını şiddetle baş başa bırakıyor. Kadınlar hayatlarını korku ve endişe içinde yaşıyorlar. Sanırım bir kadının daha ölmesi bekleniyor çünkü benim müvekkilim korku ve endişe içerisinde yaşıyor. Sürekli Ankara’dan izleme merkezinden elektronik kelepçeyle ilgili bir uyarı gelecek korkusu ile yaşıyor. Hayatı tamamen kısıtlanmış durumda. Sanığın tutuklanmaması bizim açımızdan çok kötü oldu. Sanırım mahkeme heyeti sanığı tutuklamak için bir kadının daha ölmesini bekliyor. 7 Kasım'da kararın çıkmasını umuyoruz."

Biz de mi ölelim?

Mağdur kadının annesi ise adalet istediğini belirterek, "Ben ve çocuğum aylardır korku içerisindeyiz ve ben hala korkuyorum. Geçen ay ölen kız, benim kapımın önünde öldürüldü. Ben kapımın önünde bir dahakine kendi kızımın cesedini mi bulacağım? Bu beyefendi içeriye girsin diye ben en kısa zamanda adalet istiyorum. Böyle bir acıyı ne aileler ne de çocukları yaşasın istiyorum, ben bir an önce sanığın tutuklanmasını istiyorum. Bu dördüncü hatası daha ne kadar serbest kalacak? Suç işliyor, adalet onu koruyor. Biz mağduruz. Arkamızda sadece kadınlar var, başka kimse yok. Biz de mi ölelim? Ben zaten yaşayarak öldüm. Toprağın altına girdikten sonra anlamı yok. Kimse yaşarken ölmesin. Yaşatılan korkular endişeler olmasın. Ben adalet istiyorum" diye konuştu.

Kaynak: ANKA