İzmir Alsancak’ın simge kentsel alanlarından Bornova Sokağı belgesel oldu. Daha önce ‘Beyazlar Sönsün’ adlı belgesele de imza atan Aycan Karadağ ve İbrahim Kucuş’un yönetmenliğini yaptığı "Dönüşüm: Bornova Sokağı" belgeselinin ilk gösterimi 5 Temmuz günü İzmir Mimarlık Merkezinde yapıldı.
İzmir’de kurulduğu ilk andan bu yana farklı kültür ve kimliklere kucak açmış olan Bornova Sokağı’nın zaman içindeki dönüşümünü anlatan belgeselin yönetmenlerinden Aycan Karadağ, Evrensel'den Özer Akdemir'in sorularını yanıtladı.
“Dönüşüm: Bornova Sokağı” belgeselini çekme fikri nasıl ortaya çıktı?
Belgesel fikri, İzmir’in sokaklarında yaşanan gerçek hikayeleri duyma ve anlatma arzusuyla ortaya çıktı. Bornova Sokağı, İzmir’in en tarihi bölgelerinden biri. Levantenlerle başlayan sokağın hikayesi, 1980’lerden sonra trans kadınların yoğun olarak yaşadığı ve mücadele ettiği bir bölge oldu. 2022 yılında ise İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından sokakta yayalaşma çalışması yapıldı. Bu olaydan sokakta büyük bir değişim yaşandı.
Belgeselin odağında, insanların hayatlarındaki önemli dönüşümleri ve bu değişimlerin onların kimliklerine, toplumsal ilişkilerine nasıl etki ettiğini keşfetmek vardı. Farklı hayatlara dair bir anlatı sunmanın, izleyicilerin de benzer süreçler hakkında düşünmelerini sağlayacağına inandık. Fikri oluştururken, belirli toplulukların yaşadığı toplumsal ve ekonomik dönüşümleri görsel olarak yansıtmanın, güçlü bir anlatı ortaya çıkaracağını düşündük.
Ortak dertleri olan insanlarız
Kısaca belgesel ekibi hakkında bilgi verir misiniz?
Ekip olarak dışarıda sürekli görüşen, ortak dertleri olan insanlarız. Kolektif bir ekibiz. Her şeyi beraber düşünerek, tasarlayarak hayata geçirdik.
Saldırı girişimleri oldu
Çekimler sırasında ne gibi zorluklarla karşılaştınız? İlginç bir anı var mı çekimlerden?
Belgeselin konusu gereği çok farklı topluluklar ve kişilere ulaştık. Belgeselimizde; trans kadınlar, esnaf, levantenler, eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Mimarlar Odası İzmir Şubesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Buca Eğitim Fakültesi Tarih Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Erkan Serçe yer alıyor. İnsanlar, kişisel hikayelerini kameraya anlatırken bazen çekingen olabiliyorlardı. Birçok insanın yaşadığı dönüşümün, onların hayatlarında bıraktığı izler ve duygusal yükler derinleştiği için, bazen uzun süreli konuşmalar yapmamız gerekebiliyordu.
Belgesel çekimleri esnasında trans kadınlara saldırı olaylarına şahit olduk. Belgeselimizde bunlara da yer verdik. Bize de bazı saldırı girişimleri oldu.
Şu ana kadar nerelerde gösterildi? Gelecek gösterim planlarınız neler?
Belgeselin ilk gösterimi, 5 Temmuz'da İzmir Mimarlık Merkezi'nde yapıldı. Filmimizin, ulusal ve uluslararası film festivallerinde gösterime girdi. Bu festivallerde ödül ve dereceler kazandık. Festival sürecimiz ise devam ediyor. Ayrıca hem İzmir’de hem de farklı kentlerden film gösterimi davetleri aldık ve filmimizi gösterdik.
Gelecek planlarımız arasında, daha büyük festivallerde yer almak ve belgeseli çeşitli sinema salonlarında gösterime sunmak var. Şu anda bir çevrimiçi platformla anlaşma aşamasındayız, böylece daha geniş bir izleyici kitlesine ulaşmayı hedefliyoruz.
Bizim için çok kıymetli
Belgesel gösteriminin ardından nasıl geri dönüşler aldınız?
Belgeselin gösterimi sonrasında aldığımız geri dönüşler son derece olumluydu. İzleyiciler, belgeselin sadece toplumsal bir sorunu ele almakla kalmayıp, aynı zamanda bireysel hikayelerin gücünü yansıttığını söylediler. Birçok kişi trans kadınların yaşadığı zorlukları daha iyi anladığını ve bu konuda daha duyarlı hale geldiğini belirtti. Bu tür projeler, kapsayıcılığı artırmak ve ötekileştirilen bireylerin sesini duyurmak adına büyük bir etki yaratabilir. Bu tür geri dönüşler bizim için çok kıymetli. Çünkü belgeselin duygusal ve toplumsal bir yankı uyandırdığını gösteriyor.
Önümüzdeki süreçte yeni belgeseller görebilecek miyiz sizlerden?
Evet, yeni projeler üzerinde çalışıyoruz. Ötekilerin hikayelerini anlatmaya devam edeceğiz. Henüz detaylarını paylaşamamam ama yeni belgesel ve kurmaca projelerimiz olacak. Farklı coğrafyalardan ve kültürlerden insanların yaşamlarını keşfedeceğiz. Gelişen toplumsal sorunlar ve bireysel mücadeleler üzerine daha fazla derinlemesine çalışma yapmak istiyoruz.