Muğla'nın Marmaris ilçesinde bulunan Amos Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları devam ediyor. Antik dönemde Karia Khersonesos olarak anılan Bozburun Yarımadası'nın önde gelen kentlerinden, Marmaris'in 20 kilometre güneybatısında Asarcık Tepesi'nde yer alan Amos'taki kazılar, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Gürbüzer başkanlığında devam ediyor.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kazı statüsünde bulunan, Muğla Valiliği, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığının (YİKOB) desteği ve Marmaris Belediyesi ile Marmaris Ticaret Odasının ana sponsorluğunda yürütülen kazı çalışmalarında amfitiyatro ve çevresindeki yapılarda sona yaklaşıldı.
Kazı başkanı Doç. Dr. Gürbüzer, Geleceğe Miras Projesi'nin Türk arkeolojisi adına çok önemli ve değerli olduğunu söyledi. Projeyle Amos Antik Kenti tiyatrosunun bütünüyle ayağa kaldırılacağını aktaran Gürbüzer, "Bundan sonra yaklaşık dört yıl kesintisiz olarak Amos kazılarına devam edeceğiz. Bunu da tabii ki Bakanlığımızın ortaya koyduğu Geleceğe Miras Projesine borçluyuz." dedi.
Bozburun Yarımadası'nda amfitiyatrosu bulunan tek kent Amos
Amos'un Geleceğe Miras Projesi ile birlikte gelecek dört yılının planlandığını anlatan Gürbüzer, "İlk adım olarak da çalışmalarımıza tiyatroda başladık. Tiyatro hem kent mimarisi açısından hem de kentin tarihi açısından önemli bir yapı. Bozburun Yarımadası'nda sayıları 10'u aşan kent var ve bu kentler içerisinde tiyatrosu olan tek kent Amos. Bu önemli bir mimari özellik, hem kentin kültürel hem de ekonomik gücünü göz önüne sermesi açısından." diye konuştu.
Gürbüzer, tiyatroyu gün yüzüne çıkartmak ve turizme kazandırmak istediklerine vurgu yaparak, şunları kaydetti: "İki yıl önce tiyatroda kazı çalışmalarına başlamıştık. Bu sene de Geleceğe Miras Projesi ile tiyatro kazılarını yıl sonuna doğru tamamlamayı sonlandırmayı hedefliyoruz. Sahne binasını ortaya çıkardık. Tiyatronun orkestrasında çalışmalarımızı yürüttük. Orkestrada ana kaya kütlesini ortaya çıkarttık. Antik dönemdeki bütün yapılar sağlam zemin üzerine oturtulmak zorunda olduğundan ana kaya düzlemleri üzerine inşa edildi. Kendi dönemindeki inşaat tekniği açısından harç ve benzeri birleştirici unsurlar olmadığından dolayı kuru duvar örgüsüyle inşa edilmiş. Eğimli bir oturma sırası ve topografik yapısal zorunluluk da bu yapıyı yamaca yaslanmış. Sağlam bir zemin için uygun en iyi alan olduğuna karar verip bu noktaya inşa etmişler."
Tiyatronun güneyindeki sarnıç kazılacak
Tiyatronun sahne ve tepe noktasının iki ayrı koya hakim olmasının önemini ve cazibesini arttırdığını, panoramik görselliğin herkesi etkilediğini belirten Gürbüzer, ana kaya kütlesindeki düzleme çalışmaları sırasında buranın küçük çaplı bir taş ocağı olarak kullanıldığını da tespit ettiklerine değindi.
Tiyatro dışından doğuya doğru kazıların devam ettiğini belirten Gürbüzer, sözlerini şöyle tamamladı: "Tiyatronun güney bitişiğinde çapı yaklaşık 5,5 metreyi bulan bir sarnıç bulunuyor. Kazılarına başlayacağız. Amos gibi tepe üzerine inşa edilmiş yerleşimlerin en önemli ihtiyacı şüphesiz ki su. En pratik çözüm sarnıçlar ve hayati bir önemi vardır. Arkeologlar için ise önemli bir veri kaynağı teşkil ederler yani önemli depozitlerdir binlerce yıllık süreç içerisinde. Arkeolojik veri anlamında bize neler sunuyor göreceğiz. Tiyatroyla olan ilişkisi nedir, bu soruya yanıt bulmak adına buradaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz."