İzmir'de evden iş görüşmesi için ayrıldıktan sonra haber alınamayan ve bir gün sonra hastanede yaşamını yitiren 18 yaşındaki Aslıhan Sinem Çiçek’e 'nitelikli cinsel saldırı' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' ve ‘yağma’ suçlarından Burak Kaya ve Cem Acar hakkında açılan davanın duruşması, İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görüldü. Mahkeme heyeti, sanıklar Cem Acar ve Burak Kaya hakkında “ölüme sebebiyet verme suçu”ndan yeni bir soruşturma açılması, bu suçtan dava açılması durumunda ise dosyanın mevcut dosyayla birleştirilmesine karar verdi. Dava, 25 Mart 2025 tarihine ertelendi.

Daha önce İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın "insan öldürme suçundan dolayı kurulan kovuşturmaya yer olmadığına" ilişkin kararına itiraz edilmiş ve İzmir 4. Sulh Ceza Hakimliği de "kararda isabetsizlik bulunmadığı" yönünde karar vermişti. Avukat Kubilay Büber, bunun üzerine "kanun yararına bozma” istemiyle Adalet Bakanlığı’na başvurmuş, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü de "...sanık Cem Acar hakkında nitelikli cinsel istismar ve inceleme dışı sanık Burak Kaya hakkında geceleyin yağma suçlarından İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2023/33 Esasında derdest dosyanın bulunduğu… gerekçesiyle "kanun yararına bozma" yoluna gidilmemesine karar verdi.

Adalet Bakanlığı'na ikinci kez başvuru

Avukat Büber’in geçtiğimiz ay da Adalet Bakanlığı’na "Kanun yararına bozma yoluna gidilmesi yönündeki istemimiz İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılamaya konu suçlar dışında yüksek dozda uyuşturucu kullanımına teşvik ile ölüme sebebiyet verme suçudur. Başvurumuza konu suç yönünden konunun Sayın makamınızca bir kez daha değerlendirilmesini diliyoruz" diyerek yeniden başvurduğu öğrenildi.

"Uyuşturucunun yoğun baskısı altına giren kişinin ölümüne sebebiyet verilmesi olayı"

Büber'in başvuru dilekçesinde özetle şu gerekçeler yer aldı:

"Biz Aslıhan Sinem Çiçek’e vücut kapasitesinin üstünde bir uyuşturucunun sanık Cem Acar’ın kullandırması, kullanmaya teşvik etmesi, iradesi dışında zerk edilmesi gibi eylemlerle Aslıhan Sinem Çiçek’in uyuşturucu komasına girdiği ve bu durumdan kurtulamadığı için yaşamını yitirdiği kanısındayız. Nitekim soruşturma evresinde bu yönlerden hiçbir araştırma ve incelemenin yapılmadığı gibi şüphelilerin bu yönde ifadelerine dahi başvurulmamış olduğu dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır. Nitekim dosya içerisinde bulunan kamera kaydının incelenmesinde Cem Acar ile birlikte zaman geçirdiği evden çıkan Aslıhan Sinem Çiçek’in koşarak evden uzaklaştığına dair görsellerin son derece önem arzettiği, koşarak uzaklaşmanın aynı zamanda birilerinin elinden kurtulup kaçış gibi değerlendirilmesi gerekecek nitelikte olduğunun da görselden anlaşıldığı dikkate değer kabul edilmelidir. Uyuşturucunun yoğun baskısı altına giren kişinin ölümüne sebebiyet verilmesi olayı ‘olası kastla ölüme sebebiyet' ya da 'bilinçli taksirle ölüme sebebiyet' olarak değerlendirilmelidir. Bu ayrımın hangisinin doğru olduğu ise yargılamayı gerektiren bir durumdur. Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar hukuka ve yasaya uygun değildir. Mahkemede sadece Aslıhan Sinem Çiçek’in cinsel istismara maruz kalıp kalmadığı, hürriyetinden mahrum bırakılıp bırakılmadığı noktaları üzerinde bir yargılama yapılmaktadır.”

Ne olmuştu?

İddianamede, 26 Temmuz 2022'de 112 Acil Çağrı Merkezi'ne gelen ihbarda, otoyoldan Bornova Çiğli yönüne giderken Bayraklı Tünelleri çıkışında sağ tarafta genç bir kadının olduğu, sağlıklı görünmediği, arabaların önüne atladığının bildirilmesi üzerine kolluk görevlilerinin olay yerine yönlendirildiği ve Aslıhan Sinem Çiçek'in ormanda yerde yatar durumda, vücudunda yaralar, elbisesinde kan izleri olduğu, pantolonun ön düğmesinin ve fermuarının açık olduğu bilgisi yer aldı. Çiçek'in polislere kendisine bir kişinin tecavüz etmeye çalıştığını ve sonrasında bilincinin kapandığını söylediği de kaydedildi.

İddianamede ayrıca, Aslıhan Sinem Çiçek'in yakınında park halinde 35 BBB 189 plakalı motosiklet olduğu, motosikletin trafik ekipleri tarafından inceleme yapılmak üzere götürüldüğü, hemen sonrasında şüpheli Burak Kaya'nın maktulün başında ambulansta bekleyen kolluk görevlilerinin yanına geldiği belirtildi. Burak Kaya'nın kollarında ve yüzünde kan izlerinin bulunduğu, motosikletin kendisine ait olduğunu, benzini bittiği için park etmek zorunda kaldığını, yakıt almak için akaryakıt istasyonuna gittiği yönündeki ifadesine yer verildi. Burak Kaya'nın üzerindeki kan izleriyle ilgili ise yardım etmek istediği Çiçek'in kendisine saldırması sonucu oluştuğunu söylediği belirtildi. Burak Kaya'nın üst aramasında Çiçek'e ait cep telefonu, motosiklette ise 30 santim uzunluğunda bir bıçakla kanlı bir yeşil mont bulundu. Yapılan incelemede monttaki kanın Çiçek'e ait olmadığı da iddianamede yer aldı.

Çiçek'in telefonu üzerinde bulunan Kaya, emniyetteki işlemlerin ardından sevk edildiği adliyede sulh ceza hakimliğince 'gasp' suçundan tutuklandı. Öte yandan yapılan araştırmada Çiçek'in beyaz bir hafif ticari araca bindiği tespit edildi. Aracın sahibi Cem Acar "nitelikli cinsel saldırı" suçlamasıyla gözaltına alındı ancak elektronik kelepçe takılarak, konutunu terk etmeme ve yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Cem Acar'ın kuzeni Diyar Acar da mahkemece adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Burak Kaya için istenilen adli tıp raporunda kanında ve idrarında uyuşturucu madde tespit edildi. Kaya, geçen yıl 27 Ekim'de yurt dışı çıkış yasağı konularak tahliye edildi, ancak başka bir suçtan hüküm giyerek cezaevine girdi.

İddianamede, şüphelilerden Cem Acar için 'nitelikli cinsel saldırı' ve 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 19 yıla kadar, Burak Kaya için ise 'yağma' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Kaynak: anka