Şermin ÇOLAK- Barınamıyoruz Hareketi’ni hatırlarsınız… Hani şu devletin yine gençlerimize bakamadığı için, gençler kendilerine ev, yurt, barınak bulamadığı için kurulan oluşum. İşte bu ‘Barınamıyoruz Hareketi’nin sosyal medya hesabına girdiğiniz zaman gördükleriniz gerçekten dehşet verici.

Muş, Rize, İzmir, Eskişehir, Sakarya, İskenderun… Böyle yazınca ne kadar güzel değil mi? Canım memleketimin farklı bölgelerinden, tam da gençlerin gidip görmek isteyeceği güzelim şehirler. Ama işin iç yüzü öyle değil, o hesapta bu şehirlerden gelen görüntülerde öğrenci yurtlarındaki böcekler mi ararsınız, elektriksiz yurtta yemek yemeye çalışanlar mı ararsınız, yurttaki yemeklerden zehirlenenler mi ararsınız… Yok yok valla. Daha da acısı benim sayabildiğim sadece 9 tane asansör kazası mevcut.

Hani şimdi diyenler olur biliyorum, ‘Canım uydurmadır, her şey mi üst üste gelir’. Valla ‘abartma’ demeyin, diyenler gerçekten olur! İnanmayan olursa sayfaya girip baksın, çünkü hepsinin video görüntüleri mevcut. Allah’tan artık sosyal medya var değil mi!
Gelelim esas meseleye… TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu 3 Kasım’da Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçe teklifini onayladı. Böyle yazınca ne kadar güzel değil mi? ‘Devletimiz gençlerimizi düşünmüş, güzel bir bütçe ayırmış’ diyebilirsiniz. Ama maalesef işin arka planı öyle değil. Çünkü olayın devamı mevcut. CHP milletvekilleri Rahmi Aşkın Türeli, Cevdet Akay ve Cevdet Arı tarafından önerge verilerek, öğrenci yurtlarının bakım ve onarımlarına daha fazla ödenek ayrılması isteniyor. Bu talep AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddediliyor! İnsanın aklına sadece tek bir soru geliyor. Neden! Ülkenin geleceğine neden bunu yaparsın? Rant mı yok, muhalefete muhalefetlik yapmak bu kadar mı önemli, daha da önemlisi hiç mi utanmanız yok!

Bu anlattıklarım öğrenciler için yapılmayanlardı. Bir de öğrenciler için yapılanlar var tabi. Mesela bu KYK yurtlarında kadın öğrenciler geceleri giriş saatini 5 dakika geçirse isimleri alınır ve ailelerine haber verilir. Mesela bu yurtlarda odaya kahve makinası alsan ilk aramada el konulur. Mesela odalarınız sık sık aranır. Mesela bahçede bir erkekle kız öğrencinin flörtleştiği görülse hemen namus bekçisi olunur. Mesela cesaret edip sesini çıkaran olursa hemen idareye ifade verir, yurttan atılmakla tehdit edilir. E zaten en önemlisini biliyorsunuz, gençlerin hiçbir sorunu dikkate alınmaz, söz konusu canları dahi olsa!

Bu saydıklarım devletin gençler için yaptıklarıydı. Bir de yerel yönetimlerin yaptıklarından bahsedeyim hem de öyle uzun uzun değil. Sadece bir-iki örnekle. İzmir Büyükşehir Belediyesi, derinleşen ekonomik krizden etkilenen gençlerin yanında oluyor, 6 noktada üniversite öğrencileri için sıcak yemek dağıtımı yapıyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi, üniversite bölgelerinin yakınına kurduğu Giysi Yıkama Merkezleri’nde, ücretsiz giysi yıkama, kurutma ve ütüleme hizmeti veriyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, toplam bin 42 öğrenciyi barındıracak 14’üncü yurdunu açıyor. Ama ne yurt… Hani kooooskoca devletin Zeren’e bakamadığı KYK yurduna hiç benzemiyor. O yurt görüntüsünün altında da bir yorum: Devlet yurdunda lise okumuş biri olarak; beni kimse bir belediyenin buna parasının yettiğine ama devletin parasının yetmediğine inandıramaz. Şunu standart haline getirmek çocuk oyuncağı olmalı ya.

Ben cevap vereyim o yorumu yazan arkadaşa: Sahi ne demişti Tezer Özlü, “Burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi.”

Editör: Özlem Çimen Durmaz