SELDA KARTAL/ İZ GAZETE - İzmir Düşünce Topluluğu’nun düzenlediği ‘Jeotermal ve Yaşam’ başlığı panel ve forum bugün gerçekleştirildi. Etkinliğe İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok ve konuşmacı olarak Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, Ziraat Mühendisi Ferdan Çiftçi ve Salihli Çevre Derneği başkanı Av. Seçil Ege Değerli katıldı.
Etkinliğin başında iklim krizinde hayatını kaybeden tüm canlılar için saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşundan sonra yönetmenlerinin Murat Yüksel ve Onur Yıldırım’ın olduğu ‘Jeotermal Yetti Gari’ belgeseli izlendi.  
Yönetmenler, İzmir Düşünce Topluluğu’na böyle bir etkinliğe ev sahipliği yaptıkları için teşekkür ettiler. 


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, konuşmayı yapmak için kürsüye çıktı. Soyer, insanların doğanın bir parçası olduğunu ifade ederek,“Doğa insanın aynası. Doğa hastaysa biz de hastayız, doğa iyiyse biz de iyiyiz. Çünkü aslında biz doğanın bir parçası, doğanın ta kendisiyiz, doğanın üstünde bir güç değiliz. Buna hakkımız yok” diye konuştu.

‘TARAF OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Soyer, “Biz onun için İstanbul’da kanala karşı çıkıyoruz, onun için Avustralya’da yanan ormanlar bizi de yakıyor. Onun için dünyanın neresinde olursa olsun doğanın gördüğü zarar hepimizi zarara uğratıyor. O nedenle doğanın bu kadar hoyratça tahrip edilmesine tepki vermek zorundayız. Çünkü o bizim değil, biz onun bir parçasıyız. Bugün jeotermal başlığı altında, yarın taş ocaklarında, evvelsi gün İstanbul’da kanalda hep aynı kavganın tarafıyız. Ve taraf olmaya devam edeceğiz çünkü yaşamı ciddiye almak zorundayız. Yaşamı ciddiye almadığımızda ne vicdanımız ne bilgimiz ne de bu kâinatta varlığımız çok anlamlı olmuyor. O nedenle bugün direnen kardeşlerimize bütün kalbimle sevgilerimle saygılarımı sunuyorum ve olanca gücümle yanlarında olduğumu bilmelerini istiyorum, gücümüz ne kadarına yetiyorsa gücünüze güç katmak için onu yapmaya devam edeceğiz. Yanınızda olacağız ve nerede olmamız gerekiyorsa orada olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. 

‘SİZ NASIL DEVLET, HER ŞEYDEN ÖNCE NASIL İNSANSINIZ?’

Soyer’den sonra Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, kürsüye çıkarak, kendisini seçen Efeler halkına teşekkür etti. Atay, “Birçok arkadaşımız jeotermallerin çevreye ve insanlara olan zararının bu boyutta olduğunu bilmediklerini söylediler. Efeler ilçesindeki arkadaşlarımız çok kötü durumda, yaşam boyunca evlatlarını okuttukları, bütün varlıklarını bir anda kaybediyorlar. Peki, ne için, elektrik üreticiliği için.  Kimse elektrik üreticiliğine karşı değil ama herkes sağlıklı bir çevre yaşama hakkına da sahip. Siz elektrik üretirken başkalarının zarar görmesine nasıl göz yumabilirsiniz? Siz nasıl devletsiniz, nasıl bakansınız her şeyden önce nasıl insansınız? 8 Ekim gecesi, Efeler ilçesine müthiş bir zehirli gaz yayıldı. Genzinizi yakacak şekilde, belediyeler mesaj attı kimse dışarı çıkmasın diye. Sonrasında yangın yüzünden dediler ama ertesi gün tekrar bir başka jeotermal tesisi bir daha gaz saldı. Bütün basında görüntüleri var. Efeler köyünün yolundan geçecek bir jeotermal tesisi yaptırmak istiyorlar ama emin olun yaptıramayacaklar. İzin vermeyeceğim. Yasaya aykırı davranıyorlar. Ama biz direneceğiz. Bu direnişin bitmemesi gerek çünkü bu direniş biterse öleceğiz arkadaşlar. Bir devletin bilirkişilerden bir grup toplayıp bunları inceleyerek zararlı olup olmadığını Aydın halkına açıklaması gerekmez mi? Enerjiyi her yerde üretebilirsiniz ama inciri sadece burada yetiştirebilirsiniz. Ve bu özel meyveyi feda edecek bir sebep olduğunu düşünmüyorum. Bana senin yetkin yok, ölçüm yapamazsın diyorlar. Yetkim var, benim halkımı bilgilendirmeye yetkim ve hakkım var dedi. 

‘DOĞADAN ÜSTÜN DEĞİLİZ’

Ardından etkinlikte moderatör olarak görev alan eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok kısa bir konuşma yaptı. Altıok, “Benden sonra tufan’ derler eskiler. Ne yazık ki ‘benden sonra tufan’ diyenlerin iktidarındayız. Doğadan üstün değiliz, doğadan geliyoruz demişti başkanlarımız. Ve bir parçası olduğumuz, büyük çarkın kendisiyle kavga edersek yenilen biz oluruz. Doğanın döngüsü, ekolojinin döngüsü için, temiz ve verimli bir gelecek için aslında topluca bir bakışla yönetilmesi gereken yaşam kaynağımız. O yaşam kaynağını sürdürebilir kılmak için birçok şeyi sürdürülebilir enerjiyle elde etmeye çalışan yöntemlerden bahsedeceğiz. Bugün burada benden sonra tufan demeyenler olarak bir araya geldik. Ne olursa olsun bugünün iktidarın karşısında katılımcı, çoğulcu, dayanışma kültürüyle söz sözleme hakkımızın kazanımlarına dikkat çekmek istiyorum” dedi. 

‘İZMİR KENTİ JEOTERMALE YABANCI DEĞİL’

Zeynep Altıok’tan sonra Halk Sağlığı Uzmanı Prof Dr Ali Osman Karababa çıkarak görseller üzerinden jeotermalin Aydın üzerindeki zararlarını anlattı. Jeoloji Mühendisi Tahir Öngür çıkarak, “Yanlışlarla dolu bir yasa, bilgi ve deneyimsiz bir idare, çok yanlı ve talana sürükleyen bir teşvik düzeni, bilgili ve deneyimli teknik kadroların olmayışı, dünyada kazançlı bir Pazar görünümü yaratılmış olması, kamu denetiminin olmayışı sahaların bilinçsizce bölünmesi. İzmir kenti ise jeotermale yabancı değil. 2017 yılsonu itibari ile yaklaşık 36636 konut eşdeğeri büyüklüğü ve yaklaşık 23210 aboneye ulaşmıştır. Fiili kapasite 36.636 eşdeğeridir” dedi. 
Ardından Ziraat Mühendisi Ferdan Çiftçi görseller üzerinden jeotermalin tarıma zararları konusunda bilgi verdi. 
Salihli Çevre Derneği başkanı Av. Seçil Ege Değerli, “Bugün Aydın’dan çok bahsettik, biraz da Manisa’yı anlatalım. Aslında sadece topraklarımızı savunmak ve çevre mücadelesi değil. Verdiğimiz mücadele tam anlamıyla halkın haklarını savunmak. Sağlıklı bir yaşam hakkını, içilebilir su hakkını savunmuş oluyoruz” ifadelerini kullanarak bir konuşma gerçekleştirdi.