İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız, İZ TV’de konuk olduğu Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel programında Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 21’inci Olağanüstü Kurultayı’nı değerlendirdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Olağanüstü Kurultay hamlesi ile partiye yönelik kayyum ihtimalinin önüne geçtiğini söyleyen Yaldız, “İradelerine ipotek konulduğu, yönlendirildiği, parayla satın alındıkları iddia edilen delegeler Genel Başkanı oybirliğiyle seçti. Hukuken de normal şartlarda kayyum atanamaz diye biliyoruz ama 30 yıl önce alınan diplomaların iptal edildiği düşünülürse bildiğimiz birçok şeyi unutmamız gerekiyor. Hala bir şeyler yapılabileceğini iddia edenler var ama bunlar hukuken de siyaseten de kimseye fayda sağlamayacak şeyler olur. CHP’de ortaya çıkan o parçalanmışlık tablosu siyaseten kullanılabilirdi ancak bu sonuçla parçalanmışlık görüntüsünün önüne geçildi” ifadelerini kullandı.
‘Liderliğini güçlendirdi’
Kurultayın bir diğer sonucu olarak Özel’in liderliğini güçlendirdiğini ifade eden Yaldız, “Aralık sonunda tamamladığımız araştırmamızda ‘CHP’de lider sorunu var’ diyenlerin oranı İzmir’de yüzde 63’tü. Bu sonuç, Özel’in muhalefet yapış tarzından, Erdoğan ile yakınlaşmasından, karizmatik olmamasından CHP liderliği için uygun olmadığını ortaya koyuyordu. 19 Mart’tan sonra biz farklı bir Özel seyrettik. Özel, o acemilik tavırlarından uzaklaştı, daha sert, daha radikal muhalefet yaptı ve ezber bozdu. Tek adaylı bir seçime gidilirken Özel, dayanışma sandığı hamlesi yaptı. Muhalefet seçmeni ilk kez kendini seçimden seçime değil de farklı bir şekilde ifade etme şansı buldu. İkinci radikal hamle de Saraçhane’deki süreçte Özel ilk defa muhalefet seçmeninin gücünü fark etti. Boykot, 5 yılda bir seçimden seçime oy kullanan ve kazanamayınca yumruğunu sıkıp yeni seçimi bekleyen kitleye bir anlamda birleştirici oldu. Bunu ortaya koyan da Özel oldu. Özgür Özel’in bu süreçte yaptığı hamleler liderliğini güçlendiren hamleler oldu. İmamoğlu’nun gölgesi olan Özel’den kendi gölgesi olan Özel ortaya çıktı” dedi.
‘Kılıçdaroğlu kaybetti’
Kurultayın kaybedeni olarak CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu işaret eden Yaldız, “Kurultayda kaybedenler listesinin başına Kemal Kılıçdaroğlu’nu yazıyorum. Kılıçdaroğlu 2010’da Deniz Baykal’dan devraldığı bayrağı olması gereken noktaya kadar taşıyamadı. Her şeyi yaptı, CHP’yi sağa çekti, sola çekti, partiye üye dahi olmayan sol-sosyalist kimlikten isimleri eleştirilere rağmen vitrine taşıdı. Bizzat kendisi de aday oldu, önemli emekleri de var ama siyaset kazanma sanatıdır ve o kazanamadı. Belki Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun ‘değişimi başlatın’ teklifini kabul etseydi bugün CHP’nin onursal genel başkanı olabilirdi, bu fırsatı da kaçırdı. Bunun yanı sıra Oğuz Kaan Salıcı gibi muhalefete liderlik edebileceği söylenen isimlerin o potansiyeli taşımadığını kurultay bize gösterdi. CHP, Özel’e geniş bir kredi tanıdı” diye konuştu.
‘Bölünmüşlük bitebilirdi’
Kurultayın partideki ‘bölünmüşlük’ görüntüsünü bitirebileceğini ancak bu fırsatın tepildiğini aktaran Yaldız, “Berkay Gezgin gibi çok sembolik bir isim var. Belki de tutuklanan 301 genci temsilen oraya kondu. Bu isim liste başı olmalı mıydı diye içimden geçirmedim değil. Parti için muhalefetin, Gökhan Zeybek’i bu yönetimle çok özdeşleştiği için hedef alacağı söyleniyordu ama güçleri yetmedi. Özel, firesiz bir şekilde güven tazelemiş oldu ama büyük bir değişim olmadı. 5 Kasım Kurultayı CHP’nin deyim yerindeyse karpuz gibi ikiye bölündüğü bir kurultay oldu. Değişim cephesi kendilerine destek verenlerden kurulu bir liste yapmak zorunda kaldı. Bu kurultay bunu ortadan kaldırabilir, ‘partinin iki yakası bir araya geldi’ dedirtebilirdi. CHP’de o parti içi savaşın bittiğini simgeleyen 3-4 isim daha olsaydı sanki hoş olurdu. Tabi Özel de bunu açıkladı, ‘Bu kurultay o kurultay değil’ dedi” diye ifade etti.
‘Özel, İzmir’i biliyor’
Parti Meclisi (PM) ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) seçimlerini de değerlendiren Yaldız, “Gökçe Gökçen ve Selin Sayek Böke’yi İzmir’den görmüyorum. Kontenjan milletvekili oldular. Zaten onlar da kendilerini İzmirli görmüyorlar. İzmir’in temsili PM’de bana göre 3’tür, yeterli midir? Yeterlidir. Tabi MYK’ya bakmak gerekir. Deniz Yücel ya da Murat Bakan konumlarını koruyabilecekler mi? Ben, İzmir’in vitrinde olmasını önemsiyorum. İzmir şu açıdan çok şanslı, Özel İzmir’i biliyor” dedi.
‘İl başkanı değişebilir’
Kurultayın İzmir’e yansımalarını da değerlendiren Yaldız, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, CHP İl Başkanı ile bildiğimiz kadarıyla anlaşmazlığa düştüler. Tugay’ın Ednan Arslan’ı, Aslanoğlu’nun ise Münir Sirhan Özen’i PM’ye taşımak istediği yönünde bilgiler ortaya çıktı. Sonuç olarak iki isim de istediklerini yapamadı. İzmir’de bir çatışma iklimi ortaya çıktı ve bu itişme devam edecek gibi duruyor. Şu anki tabloda Aslanoğlu’nun Genel Merkez tarafından daha çok sahiplenildiği, Tugay’ın ise İstanbul’a daha yakın siyaset yaptığı görülüyor. Bu itişme devam edebilir ve bir il başkanı değişimi olabilir” diye konuştu.