Akademisyen Çiğdem Bayraktar Ör, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, sosyal medyada yaptığı paylaşımı nedeniyle "zincirleme şekilde Cumhurbaşkanına alenen hakaret" iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında 31 Ocak'ta tutuklanmıştı. Savcılık Ör hakkında 1 yıl 5 ay 15 günden 8 yıl 2 aya kadar hapis cezası istemişti. Çiğdem Bayraktar Ör hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün Anadolu Adliyesi 91. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme Ör'ün tahliyesine karar verirken bir sonraki duruşma tarihini 11 Mart olarak açıkladı.
Ne olmuştu?
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Çiğdem Bayraktar Ör’ün sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşım nedeniyle soruşturma başlatmıştı. Ör, "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret" suçlamalarıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube ekiplerince gözaltına alınmıştı. Çiğdem Bayraktar Ör, işlemleri yapılmak üzere emniyete götürülmüştü. Gözaltına alınma durumu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik tarafından X platformu üzerinden duyurulmuştu.
Çiğdem Bayraktar Ör sosyal medya hesabından şu paylaşımı yapmıştı:
"AKP ve onun yoz iktidarı…
Asla Cumhurbaşkanı olma vasfı taşımadan Cumhurbaşkanı olabilmiş “diplomasız”, liyakatsız, kinden beslenen partili Cumhurbaşkanı 50 bin insanı katletmiş, “son kullanma tarihi” çoktan geçmiş teröristi meclise çağırırken karşısına dikilenlerin hapse girmesine ses çıkarmayan ‘iktidar eş başkanı’ Bunların “her devrin adamı” dalkavukları Adaletsizliğe karşı durmayan Adalet Bakanları Bebeklerimiz yoğun bakımda katledilirken, katleden hastaneye ödül veren Sağlık Bakanlığı’nın işini nasıl yaptığı/yapamadığı belli,
hala istifa etmeyen Sağlık Bakanı İnsanlar çoluk çocuk kar ayazında cayır cayır yanarken yine işini yapmadığı açıkça belli, sorumsuz ve denetimsiz, hala istifa etmeyen Turizm Bakanı Kolonların kesildiğini, kaçak yapıların büyütüldüğünü, kumdan binalarda insanların öleceğini bilen, can ve mal güvenliğini sağlayacak afet riski önlemlerini almayan, gözler önündeki her türlü çarpıklığı görüp de gerekeni yapmayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanları
İsteyenin ülkeye elini kolunu sallayarak giriş yaptığı, asayiş ve güvenlik bırakmayan sığınmacı sorununa yurttaşın tepkisini önemsemeyen, milyonlarca kaçağın güvenliğimizi yerle bir etmesine olanak tanıyan İç İşleri Bakanları Yabancıya kolayca vatandaşlık yolunu açan, Türkiye'de “çalışma izni almaksızın” çalışma ve ikamet hakkı veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanları Pandemide piyasanın üstünde bir fiyatla kendi bakanlığına dezenfektan satabilen Ticaret Bakanı Ona yatırım desteği vermiş Sanayi ve Teknoloji Bakanları Bilimle, denetimle önlenebilecekken meydana gelen Çorlu tren faciasında sorumluluk üstlenmeyen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Kendi evini Kızılay’a bağışlayan Cumhuriyet Bakanı Refik Saydam’dan nerelere düştüğümüzün resmi olan, çadır satan Kızılay Başkanı Bu çağda dört başı mağrur konteynırlar yerine insanları çadır kentlere mahkum eden, yönetemeyen ama hala yönetim ısrarında bulunan doyumsuz iktidar aparatları
Beynini kiraya vermiş, onurunu terk etmiş, bir koltuk uğruna önceden dediğini kolayca yutmuş, bu yoz idareye el ve güç veren namussuz siyasetçiler İlkokul mezunu, ne “first” ne de “leydi” olan ama Tıp Kongresi’nde konuşabilen, çantasını başkasına taşıtan Emine Erdoğan Mahalle kahvesinde pişpirik atarken konuşur gibi konuşan ve kendine “gazeteci” diyen cahiller ve hainler Durumun tomografisini çeken gazeteciler, akademisyenler, yurttaşlar bir bir susturulmaya çalışırken “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyen omurgasızlar Baskı ve zorbalıkla beslenenler, sizler daha nereye kadar gidebilirsiniz?!
Tarih sizlerden çok gördü. Hepsinin de sonu aynı oldu BOP sürüleri! Sizden korkan sizin gibi olsun. Susmayacağız, korkmayacağız! Bu devir de benzerleri gibi geçecek."