Foça Fevzipaşa Mahallesi Hacı Limanı Caddesi Küme Evler Mevkii’nde kurduğu Foçart Sanat Evi’ni hem atölye hem de sergi galerisi olarak dizayn eden Bahattin Bilgin, son dönem çalışmalarını sergilemeye hazırlanırken, torununun Amerika’daki evlerinde yoğun olarak resim yaptığını öğrendi. Anne ve babasının resim sanatıyla çok ilgili olmamasına rağmen görüntülü görüşmelerinden minik Melisa’nın resimlerinin kendi eserlerini andırdığını öğrendi. Torununun resmi çok sevdiğini ve dedesiyle birlikte sergi açmak istediğini söylemesi üzerine hazırlıklarını bu yönde değiştiren Bilgin, sergilenmek üzere torununun 50 resmini seçti. Bilgin ise, bazıları dev boyutlu yaklaşık 50 tablosuyla görücüye çıktı.
Sanatseverler yalnız bırakmadı
Açılışta; birçok sanat dalından isimler, bölgede yaşayan ya da görev yapan siyasiler, bazı STK temsilcileri ve çok sayıda sanatsever ikiliyi yalnız bırakmadı. Yazar Ahmet Önel açılış konuşmasında, “Bahattin Bilgin, sergide yer alan çalışmalarında, kendi kişisel resim yaklaşımının son örneklerini bir araya getiriyor. Bu çalışmalar aracılığıyla rengin, lekenin, beneğin etkili uyumuyla insana ait duyguların ötesinde doğa hallerinin estetik bir yapılanmayla dışa vurumuna tanık oluyoruz. Nonfigüratif çalışmaların ortak paydasında yaşam coşkusundan, doğa insan uyumuna; varlık sorunsalından akıp giden zamana değin pek çok kavram yer alıyor. Torunda çalışmalarıyla dedesinin genetiğinden geleceğe neler taşınabileceğinin örneklerini veriyor” dedi.
Ressam Bahattin Bilgin ise pandemi ve diğer nedenlerden dolayı sergi açmakta geciktiğini, ‘Dededen Toruna’ resim sergisinin açılışının Melisa’nın içinden gelerek ve içinden geldiği gibi resim yapmasının bir sonucu olduğunu söyledi.
Bahattin Bilgin serginin açılışıyla ilgili olarak yaptığı konuşmada, “Dededen Toruna’ resim sergimizin gerçekleşmesine, yedi yıl sonra, birazda Melisa’nın içinden gelerek resim yapması sebep oldu. Bu ortak resim sergisi ve çalıştayı için güç verdi. Melisa inanılmaz derecede resim yapıyor. İnanılmaz derecede hevesli. Sabah kahvaltılarında veya aklına geldiği her zaman resim yapıyor. Çocuklar genellikle fırsat buldukça çizgi film seyrederler, Melisa resim yapıyor. Bir yıl içinde Amerika’da, ben hiç görmedim, hiç müdahil olmadım, hiç birlikte çalışmadık. Sergiye giren bütün çalışmalar kendi başına yaptıkları. Benim çalışmalarım için ise şunları söyleyebilirim. 6-7 yıldır bir birikim vardı” ifadelerini kullandı.
Hayat devam ediyor
Pandemi ve ülke koşullarının yarattığı moral bozukluğunun çalışmaları üzerinde olumsuz etkisi olduğunu dile getiren Bilgin, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Pandemi ve ülkenin koşulları moralimizi bozdu. Pandemiden bu günlere hevesimiz kırılarak geldik. Ama bir şekilde hayat devam ediyor. Sanat bir umuttur. Bu umudu sürdürmemiz gerekiyor. Temel anlayışım yaşadığım coğrafyanın görünümünü sürrealist, içe dönük, aslında düşünmeye yönelik, doğayı farklı yorumlayarak, denizini, ovasını, insanını renklerle, somut ifade edebileceğimiz renk ve kompozisyonlarla ifade etmeye yönelik, renk ve kompozisyon ağırlıklı çalışmalar. Zaman zaman bunların içinde insanı görebiliyorsunuz. Ama bunları bir fotoğrafta gördüğünüz gibi göremezsiniz. Ressamın kendinden kattığı renk ve kompozisyon ile bunları daha içten görebilirsiniz. Bu resim anlayışının yerleşmesi için ülkemizde biraz daha zaman geçmesi gerek gibi görünüyor. Bu soyut somut ilişkisi ile topluma hitabetmek elbette kolay değil. Ama yaşadığımız çağda, dünyada bu tip çalışmalar çok ön planda”
Dede Bahattin Bilgin Torun Melis Güngör ortak sergisi 30 Temmuz 2024 tarihine kadar her gün 10.00 – 20.00 saatleri arasında gezilebilir.