Batuhan KAYA/İz Gazete- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Milletvekili İbrahim Akın, İz Gazete Haber Müdürü Şermin Çolak’ın sunduğu Gündem Özel programına katılarak gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. 

Halkın verdiği kredi iyi değerlendirilmeli

Halkın, AKP iktidarının yönetim biçimine itiraz ettiğini ve yerel seçimde iktidara ceza verdiğini söyleyen Akın, “Anayasanın uygulanması rafa kaldırıldı, ekonomik kriz derinleşti, emekli ve çalışanlara hiçbir vaat veremediler. Dolayısıyla yerel yönetimlerle ilgili bir cezalandırma politikası oldu. Denizli, Bursa, Afyon, Kütahya gibi muhafazakâr yerlerde bile ciddi değişiklikler oldu. Bu değişiklikler sorumluluk bakımdan çok önemlidir. Yerel yönetimlerin değişmiş olması bu toplumsal talebi karşılamak bakımından sorumluluk getiriyor. Sadece CHP’ye değil, herkese getiriyor. Biz hep, ‘Bu aslında CHP’nin başarısı değil halkın talebidir’ dedik. Parti farkı gözetmeksizin bu başarıya olumlu bakılması lazım. O nedenle kazanmış olmanın sebebi muhalefetin çok başarılı olmasına bağlı olmaksızın ele alınması gereken bir sonuç diye düşünüyoruz. Bu kredi iyi değerlendirilirse bir sonraki genel seçimlerde bu iktidarın değişmesi mümkündür” ifadelerini kullandı.

O farkı gösteren bir anlayış olmalı

Yerel seçimlerde elde edilen başarıyla beraber AKP’ye alternatif bir yönetim anlayışı getirerek insanları kazanmak gerektiğini söyleyen Akın, “Bu kadar itiraz olan bir yönetim anlayışının karşısında seçenek üretmek lazım. Belediyeleri, alternatif bir yönetim anlayışıyla yönetmek gerekiyor. Demokratik, şeffaf, katılımcı, düşmansız bir ortamı sağlamak gerek. Belediyeleri demokratik de yönetebilirsin iktidar gibi de yönetebilirsin. Topluma ‘biz böyle yönetmek istiyoruz’ diye bir mesaj verilemediği için, tabiri caizse toplumu karşısına alan, emekçileri karşısına alan bir anlayış biçimi, toplumu yönetme anlamında kötü bir kültürün devam etmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla insanlar ‘AKP de, muhalefet de aynısını yapıyor’ diyor. Bu yüzden aradaki farkı gösteren bir siyasi anlayışa ihtiyaç var.” dedi.

Paldır küldür bir süreç yürüdü

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın mevcut yönetim anlayışına da değinen İbrahim Akın, “Maalesef hem siyasi partiler hem de kentlerin yönetimi konusunda paldır küldür bir süreç yürütülüyor ve kaygımız büyüyor. Cemil Tugay’ın mevcut koşullarda kente zarar verdiğini ifade etmek durumundayım. Bu belediye, AKP’den alınmış bir belediye değil. Bu kentin yapısal ve kurumsal ilişkileriyle ve çalışanlarıyla karşı karşıya gelmek hiç doğru değil. Belediye çalışanları ile kavga ederek, neredeyse şiddet uygulayarak bu iş olmaz. Bunun çözüm yolları sosyal demokratlığa yakışır şekilde müzakere ederek, haklı oldukları yanları kabul ederek yapılabilir. Bu durum, yönetim tarzının oluşturulması sırasında kimin nerede görev alacağının belirlenmesi için de geçerlidir. Kişiselleşmiş ilişkilerle tabiri caizse millet birbirinin karşısında pozisyon alıyor. Soyer, döneminde iyi yapılmış işler devam etmelidir. Ayrıca daha önceki mevcut kurumsal ilişkiler yok saymaktan vazgeçilmelidir. Belediyede görevden alınan birçok arkadaşımızla görüştüm, tebliğ edilerek görevden alınıyorlar, ya hu bu insanlar kaç yıldır burada hizmet ediyor. İnsanların aklında ‘yarın sabah işim olacak mı’ düşüncesi var. Kayyımdan aldığımız belediyelerde ‘ya yeniden kayyım atanırsa’ diye bir gerginlik var, aynı şeyin burada da olması çok ilginç.” şeklinde konuştu.

Pehlivan insan içine çıkamıyor

İlçe belediyelerindeki sıkıntılara değinirken AKP’li Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan’ın yaptıklarından ötürü insan içine çıkamadığını söyleyen İbrahim Akın, “Menemen’e 2 kez gittim, orada çok özel bir durum var. Diğer belediyelerde de işten çıkartmaları uygun bulmuyorum. Tabii işçi yığılması olduğunu da görüyorum ve buna itiraz edeceğimiz bir durum yok ama ‘sokağa atma’ haline tekabül eden bir şeyi asla doğru bulmam. Düşünün; bir işiniz var belediyeye girme hakkını elde etmişsiniz ve sonra bu ortamdan 2-3 ay sonra çıkartılıyorsunuz. Bu aslında o yurttaşın hayatının nasıl o noktaya geldiğini dikkat etmeden üretilmiş bir toptan çözümdür. Bu doğru değil. Mesela, insanlar 10 yıla yakın tazminatını almadan belediyeye geliyor, işten çıkartılmak onun için çok korkunç bir travmadır. Bu bakımdan bir sorun var ama Menemen Belediyesi ile ilgili özel bir durum var. Aydın Pehlivan oraya seçimle gelmedi, yerel seçimde yeniden aday oldu ve seçildi. Belediyeyi ilk aldığında bin 260 civarında çalışanı varmış ama bu sayı 31 Mart’ta 3 bine çıkmış. Bu başkanın ‘bin 260 kişinin Menemen’de ne işi var’ diye beyanı var. Seçimi kazanmak için inanılmaz plan yapmışlar, her aileden bir kişiyi işe almışlar ve seçimi kazanmışlar. Bu işçiler seçimden sonra işten atılıyor. 15 yıllık, 5 yıllık, 20 yıllık çalışanları da atmışlar, hatta sendika temsilcilerini atmışlar. Başkan, belediyeye bile gelmiyor çünkü sokağa çıkacak yüzü yok. İçişleri Bakanı’na ‘bunu takip ediyor musunuz?’ diye sordum, ‘bu suçun ortağı mısınız?’ dedim ama AKP’li belediye başkanı olunca hiçbir şey yapmıyorlar. Menemen’de, Çiğli’de, Bayraklı’da da sorunlar var. Ben çıkartmadan çözüm üretilmesi gerektiğini düşünenlerdenim” diye konuştu.

Tarım politikaları çökmüş durumda!

Son günlerde yaşanan çiftçi eylemlerine değinen ve “Türkiye’nin tarım politikaları çökmüştür” diyen Akın şöyle konuştu:

“Geçen sene domatese çok fazla talep olmuş ve çiftçiler plansız bir şekilde bu dönem domatese yönelmişler. Bizim hayatımızda planlı bir tarım yok, plansız tarım ise üretici ile sanayiciyi karşı karşıya getiriyor. Bu sistem başından kötü zaten! Bize göre en uygun yöntem kooperatif yöntemidir. Başka türlü sürdürülebilir bir iş olmaz. Arpa ve buğdayı korkunç bir şekilde ithal ediyorlar. Savaş halindeki Ukrayna’dan buğday alıyoruz. Bizde toprak mı yok? Var. Biz, Mardin’de, Urfa’da çalışmalar yapıyoruz. Bölgede yaklaşık 70 küsur belediye var. Bu politikayı sağlayacağız. Türkiye’nin tarım politikası çökmüş durumdadır.”

Muhabir: Batuhan KAYA