Deniz suyu kalitesini azaltan kirlilikle mücadele hakkında bilgi veren Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İnci Tüney Kızılkaya, artan kıyı kirliliğinin önlenmesi için yapılması gereken en önemli farkındalık çalışmalarından birisinin kıyıları kirletmemek olduğunu belirtti. Kıyı kirliliğinin ekosistem üzerindeki etkilerinden bahseden Doç. Dr. Kızılkaya, “Kıyılardan atılan plastik atıklar zamanla aşınarak mikroplastik haline gelmekte veya doğrudan bu formda sucul sistemlere karışmaktadır. Mikroplastikler, deniz canlılarının vücutlarına girdiğinde ciddi zararlar verebilmektedir. Ayrıca, bu plastikler çözündükçe çeşitli kimyasallar ortaya çıkmaktadır. Güneş ışınları tarafından parçalanan plastikler, deniz canlıları için toksik olabilen kimyasal maddelerin serbest bırakılmasına neden olmaktadır. Bu durum, deniz ekosistemleri ve içindeki canlılar için büyük bir tehdit oluşturmaktadır” dedi.

Atıkları, su kirliliğinin önemli bir kaynağını oluşturuyor

Doç. Dr. İnci Tüney Kızılkaya, kıyı kirliliğinin azaltılması için eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının önemine dikkat çekerek, çevre bilincinin küçük yaşlardan itibaren kazandırılması gerektiğini vurguladı. Fabrika ve kanalizasyon atıklarının, su kirliliğinin önemli bir kaynağını oluşturduğunu söyleyen Doç. Dr. Kızılkaya, “ Bunların yanı sıra, deterjan gibi fosfor ve azot içeren maddeler de sucul sistemlerde ani alg çoğalmasına neden olarak ileri aşamalarda denizlerde müsilaj gibi olumsuz durumların ortaya çıkmasına yol açabiliyor. Uzmanlar, bu tür kirliliğin önlenmesi için atıkların sucul sistemlere aktarılmadan önce, etkili bir şekilde arıtılması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, katı atık yönetimi için kapsamlı bir planlamanın yapılması da büyük önem taşıyor. Bu önlemlerin alınmaması durumunda deniz ekosistemi üzerindeki olumsuz etkilerin artabileceği belirtiliyor” diye konuştu.

Kaynak: İHA