İstanbul'da Semih Çelik isimli katilin yarım saat arayla Eyüpsultan'da Ayşenur Halil'i, Fatih'te ise İkbal Uzuner'i öldürmesine tepkiler devam ediyor. Son yaşanan olay nedeniyle yurdun bir çok yerinde kadın cinayetlerine karşı protesto eylemleri yapılıyor.
Ege Üniversitesi öğrencileri de bugün yaşanan kadın cinayetlerine karşı eylem yaptı. Ege Üniversitesi ana kampüsü 1 Nolu Öğrenci Yemekhanesi önünde düzenlenen açıklamaya yüzlerce öğrenci destek verdi.
Neden öldürülüyoruz?
Öğrenciler adına yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Her sabah korkunç gündemlere uyanıyoruz. Birkaç gün önce Semih Çelik isimli erkek 19 yaşındaki Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner adlı iki genç kız kardeşimizi, İstanbul’un ortasında yarım saat arayla vahşice katledip intihar etti. Beyoğlu’nda bir kadını taciz eden iki erkek fail gözaltına alınıp serbest bırakıldı tepkiler üzerine tutuklandı. Osmaniye’de farklı yaşlardan 18 kişi 14 yaşında bir çocuğa cinsel istismarda bulundu. 18 kişinin teşhis edilmesine rağmen yine bu kişilerden 10’u tutuklandı. Buradan öğrenciler olarak soruyoruz İstanbul Sözleşmesi’ni fesh edip 6284 sayılı yasayı uygulamayıp failleri ödüllendirmek mi kadınları koruyor? Adalet sisteminiz bizleri korumak için çalışıyorsa neden öldürülüyoruz? Adalet sisteminiz kimin için çalışıyor?”
Bu haberlere uyanıp ağladığımız her gün için öfkeliyiz
Fesh ettiğiniz İstanbul sözleşmesinden bu yana binlerce kadın öldürüldü. Daha 2024 yılının ilk 8 ayında 261 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 164 kadının ölümü hala şüpheli. Sadece Eylül ayında öldürülen 34 kadının büyük bir kısmı boşanmak istediği, barışmayı, evlenmeyi ve ilişkiyi reddettiği için öldürüldü. Bu veriler kadınların çoğunlukla tanıdığı ve hatta ailelerindeki erkekler tarafından öldürüldüğü gerçeğini açıkça göstermektedir. Kadınların tacize, tecavüze uğramadığı, öldürülmediği bir gün bile yok. Erkek adalet sisteminin, kadınları koruma görevini yerine getirmediği açık bir şekilde görülmektedir. Kadınlar adalet mekanizmasına olan güvenlerini yitirmiştir.
Üzgünüz, dehşet içindeyiz. Ancak her şeyden çok öfkeliyiz. Karanlıkta korku içinde eve yürüdüğümüz her gece için, susturulduğumuz her türlü şiddet için, otobüsten son inen olduğumuz her gün için öfkeliyiz. Bu haberlere uyanıp ağladığımız her gün için öfkeliyiz. Bir kişi daha eksilmek istemiyoruz, dayanamıyoruz, katlediliyoruz.
Daha olaylar üzerine iki gün geçmemişken Ege KYK’daki kadın öğrencilerin sözlü tacize maruz kaldıklarını, kilidi dahi olmayan odalarda korku içinde uyuduklarını öğreniyoruz. Ege KYK’da kalan arkadaşlarımız yalnız değildir, hiçbir kız kardeşimiz yalnız değildir.
İnsanca bir yaşam istiyoruz!
İkbal için, Ayşenur için, Narin için yürüyoruz. Yurtlarda güvensiz hisseden kız kardeşlerimiz için yürüyoruz. İstanbul Sözleşmesi için yürüyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin feshi ve 6284 sayılı yasanın uygulanmaması, erkek şiddetine karşı toplumsal bariyerlerin kalkmasının en önemli sebebidir. Katledilmek istemiyoruz. Ölmek istemiyoruz. İnsan yerine konmak istiyoruz, insanca bir yaşam istiyoruz. Kadınlar var olduklarından beri her bir hak için mücadele etmişlerdir. Bizler bu ülkede kadınlar özgürce var olana kadar, bütün tacizciler, katiller ve işkenceciler hak ettikleri cezayı alana kadar omuz omuza, el ele mücadele etmeye devam edeceğiz. Tek bir adım bile geri atmıyoruz. Bütün faillerden hesap sormaya bu kadın düşmanı politikalar ve eril adalet mekanizması yok olana kadar bulunduğumuz her alandan sesimizi yükselteceğiz. Birbirimizi savunacağız, dayanaşacağız. Elbet bu düzeni yıkacağız. Kazanacağız.”
Öğrenciler, açıklamanın ardından sloganlar eşliğinde yemekhanenin önünden Ege Üniversitesi Amfi Tiyatrosu’na yürüyerek burada yaşanan cinayetlere dikkat çekmek için anıt köşesi oluşturdu.