Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK), ödenmeyen kredi kartı ve ihtiyaç kredisi borçlarıyla ilgiil aldığı yapılandırma kararını değerlendiren Ekonomist Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, BDDK’nın kredi kartı borçlarına yeni yapılandırma getirmesinin nedeninin asgari ücrete zam yapılmaması ve faiz oranlarının artırılması olduğunu söyledi. Ekonomist Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu durumu şöyle açıkladı: "Bir nedeni asgari ücretin Temmuz ayında artırılmaması, emekli ve çalışan ücretlerinin enflasyonun gerisinde kalması insanların satın alma gücünü daraltıyor. İnsanlar da ister istemez iki yakalarını bir araya getirebilmek için kredi kartlarına başvurmak zorunda kalıyorlar. İkincisi de özellikle 2023 Mayıs seçimlerine kadar kredi kartı faiz oranları çok düşük tutuldu. Bu sadece iki yakasını bir araya getirmeye çalışanlar için değil tuzu kuru kesimler için de hem kredi kartıyla borçlanarak ya da ihtiyaç kredisi kullanarak harcamalarını yapmak hatta bu sayede döviz almak, borsaya girmek imkanı tanıyordu. Faiz oranlarının artmasıyla birlikte ise bu kesim çekilmeye başladı. Piyasa büyük ölçüde bir dar gelirlinin gündelik harcamalarını sürdürebilmek için kredi kartını kullananlara bir de nakit sorunu çeken şirketlere kaldı. Şimdi bireylere yönelik bu yaklaşan tehlikeyi bir nebze hafifletmek için böyle bir önlem alındığı görülüyor.''

Takibe düşen kredi kartlarının oranında da ciddi bir artış olduğunu vurgulayan Kozanoğlu, şunları kaydetti: ''Buna iki şekilde yaklaşmak mümkün. Şu anda yüzde 2.6 civarında ortalamalara göre çok yüksek değil ama mesela bir yıl önce tam bu zamanlarda 1.2’ydi. Yani iki katı bir artış var. Bunu kişi sayısı olarak göremiyoruz yani bu kredi kartlarının toplam havuzundaki ödenemeyenleri gösteriyor. Dar gelirli olanların, kredi limiti dar olanların sıkıntıya düşme ihtimalinin daha yüksek olduğunu tahmin edebiliyoruz. Bunlarda da bu oranın daha yüksek olacağını da anlamak zor değil. Mesela 2008-2009 krizinde bu oran yüzde 10.5’a kadar çıkmış. 2018’de kur atağından sonra yüzde 6 civarına yükselmiş. Yani şu an ise buraya doğru bir gidiş var. Bunu engellemek için bazı önlemler alındı. Genelde bu önlemlerin yerinde olduğunu düşünmek gerekiyor ama bunun asıl nedeni insanların gelirlerinin harcamalarına yetmemesi ve kredi kartı kullanmak zorunda kalmaları. Asgari borç ödemek için kullanılan sınır tutar artırılıyor. 25 bin liradan 50 bin liraya çıkartılıyor böylece bir şekilde hafif bir nefes alma olanağı tanınıyor." 

Dar gelirliler kredi kartının borçlanma fonksiyonunu daha fazla kullanıyor

Bankalar Birliği’nin verdiği doluluk oranı verilerine de değinen Kozanoğlu, şöyle devam etti: "Bu oran sizin kartınızın ne kadarını borca bıraktığınızı gösteriyor. Kredi kartlarının iki fonksiyonu var, biri ödeme fonksiyonu. Yani bir alışveriş yaptığınızda nakit yerine kredi kartını tercih ediyorsunuz, aybaşı geldiği zaman da borcunuzu kapatıyorsunuz. Bir de bunun kredilendirme kısmı var. Burada limiti dar olanların yani limiti 25 bin liranın altında olanlarda bu oran yüzde 40’a kadar çıkmış. Limiti 100 bin liranın üstünde olanlarda da bu oran yüzde 23.1. Gelire göre limit değişiyor. Yani dar gelirliler kredi kartının borçlanma fonksiyonunu daha fazla kullanıyor. Onun için şöyle bir düzenleme getirilmiş. Faiz oranları limite göre farklılaştırılmış. Limiti 25 bin liranın altında olanlarda 3.5, limiti 25-150 bin lira arasında olanlarınki 4.25, limiti 150 bin liranın üzerinde olanlar ise 4.75. Böylelikle daha düşük limiti olan dar gelirlileri nispi olarak bir koruma hamlesi söz konusu." 

Borçların ödenmeme ihtimali yüksek

"Enflasyonun önümüzdeki dönemde yüzde 17.5 olacağını Orta Vadeli Program’da ilan ettiler. Bu düşük görünen 3.25 gibi oranlar da yıllığa vurduğumuz zaman yüzde 40-45’e geliyor. Bu da hala çok yüksek bir reel faiz ödendiğini, borçların ödenmeme ihtimalinin yüksek olacağını düşündürtüyor" diyen Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Onun için de borcunu ödeyemeyenler için 60 aylık bir vadeli yapılandırma olanağı getiriliyor. Burada da uygulanacak faizde üst nokta 11 ile sınırlandırılıyor. Yani kısacası en dar gelirlilerin, borcunu ödeyemeyenlerin doğrudan doğruya takibe düşmeleri engellenmiş oluyor. Ama insanlar zaten dar gelirli olduğu için geçim sıkıntısı yaşamaya devam edecekler. Bu düşük görünen oranlar da yine enflasyonun üzerinde. Bir çözüm gerekiyorsa öncelikle emeğiyle geçinen insanların gelirlerini kredi kartıyla borçlanmayacak düzeye getirmek gerekiyor. İnsanları yoksullaştırdıktan sonra bir şekilde azap çekmelerini uzatıcı bir vade tanınmış gibi görünüyor 60 ay getirilerek."

Kredi kartı ve kredi verileri hakkında

Ağustos ayı itibarıyla Türkiye'de kredi kartı sayısı 125,9 milyon, banka kartı sayısı 191,7 milyon ve ön ödemeli kart sayısı 101,3 milyon adet oldu. 2023 yılının Ağustos ayı ile kıyaslandığında kredi kartı adedinde yüzde 13’lük, banka kartı adedinde yüzde 5’lik, ön ödemeli kart adedinde ise yüzde 22’lik artış yaşandı. Toplam kart sayısı ise 418,9 milyon adede ulaşarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artış gösterdi.

Kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile ağustos ayında yapılan toplam ödeme tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 78 artarak 1.420,6 milyar TL oldu. Kartlı ödemelerin 1.192,4 milyar TL’si kredi kartları ile yapılırken 200,4 milyar TL’sinde banka kartları, 27,8 milyar TL’sinde ise ön ödemeli kartlar kullanıldı. Kredi kartı ile yapılan ödemelerde önceki yılın aynı dönemine göre büyüme oranı yüzde 83, banka kartı ile yapılan ödemelerde yüzde 48 olurken ön ödemeli kartlar ile yapılan ödemelerde ise bu oran yüzde 104 oldu.

Bankalararası Kart Merkezi’nin "Yerli kredi kartlarının yurt içi kullanımı" raporunun 2024 yılının ilk 8 ay verilerine göre 8 milyon 455 bin 880 TL’lik işlem yapıldı. 2023 yılında ise bu miktar 7 milyon 309 bin 474 TL’ydi. 2024 yılının ilk 8 ayında yapılan işlem tutarı, 2023 yılındaki işlem tutarını şimdiden aştı.

Bireysel krediler 3,4 trilyon TL oldu

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin son yayınlanan Temmuz ayı bültenine göre ise bankalar ve banka dışı finansal kuruluşlar tarafından kullandırılan bireysel krediler, yüzde 47 artarak 3,4 trilyon TL oldu. Bireysel kredilerin yüzde 99’u bankalar tarafından kullandırılırken, finansman ve finansal kiralama şirketleri tarafından kullandırılan 21 milyar TL’lik bireysel kredinin 12,5 milyar TL’si taşıt kredilerinden oluşuyor.

Bireysel kredilerin yüzde 46’sını kredi kartları, yüzde 27’sini ihtiyaç kredileri, yüzde 13’ünü konut kredileri, yüzde 3’ünü taşıt kredileri ve yüzde 9’unu kredili mevduat hesabı oluşturdu. Bireysel kredilerde tasfiye olunacak alacak oranı yüzde 2,4 seviyesinde gerçekleşti. Bireysel kredi kullanan müşterilerin sayısı 40,9 milyon oldu. Bireysel kredi kullanan kişi sayısı (takipteki krediler hariç) son bir yılda yaklaşık 2,1 milyon kişi artarak 40,9 milyon kişi olurken, ortalama kredi bakiyesi ise 82,5 bin TL düzeyinde gerçekleşti.

İlk defa kredi kullananlar

Temmuz ayında 183 bin kişi ilk defa kredi kartı, 121 bin kişi ilk defa kredili mevduat hesabı, 105 bin kişi ilk defa tüketici kredisi kullanırken, konut kredisi kullanan kişi sayısı 9 bin oldu. 15 bin kişi ilk defa ise taşıt kredisi kullandı.

Kaynak: ANKA