Manisa'nın Soma ilçesinde de emekliler, geçim sıkıntısı çekiyor. Emekli maaşlarının yetersizliği, artan fiyatlar Ramazan ayında da emeklileri zor durumda bırakıyor.
Aldığımız para ihtiyaçları karşılamıyor diyen bir emekli şu açıklamayı yaptı: "21 bin lira emekli maaşı alıyorum. Ev kendimin olduğu için yetmiyor ama yetiyor diyelim. Pazardaki fiyatlar bize verilen yüzde 15 zamla artarken, pazarlarda fiyatlar yüzde 150- 200 artıyor. Aldığımız para karşılamıyor. Sadece gıdaya harcamaya çalışıyoruz. Emekli ikramiyesi konusunda isterim ki 100 bin lira verseler ama 5 bin liraya geçmez. Gerçi 5 bin liraya bulsak şükredeceğiz. Vermiyorlar, ne yapalım, kavga mı edeceksin?"
Ramazan'da emeklinin aç olduğunu belirten başka bir emekli ise şu ifadeleri kullandı: 20 bin lira alıyorum. Aldığımız para ülke şartlarına göre yetmiyor. En düşük bugün için emekli maaşı 30- 35 lira arasında olması lazım. Ramazan'da emekli sefil, aç, oruç tutamaz. İftar yapamaz. Bizler pazara erişemiyoruz. Parasızlıktan emekli pazardan ne alabilir? Aldığın maaşla ev geçindirme çok zor.
Açlığa devam
Üç çocuk okuttuğunu belirten bir emekli ise şu yorumda bulundu: Üç çocuk okutuyorum aldığımız maaş yeter mi hiç. 17 bin lira maaş alıyoruz, açlığa devam. Önümüzdeki Ramazan olsa ne olacak? Eskidendi bunların hepsi. Şimdi hiçbir şeyin değeri yok. Pazar fiyatları uçuk. Kasaba nereden gidiyorsunuz ancak önünden geçebilirsiniz. Rahmetli Kemal Sunal gibi ekmeğe camdan bandırıyoruz. Çocukların ihtiyaçlarından dolayı alamıyoruz. Aç duruyoruz, aç geziyoruz. Ekonomi hakkında ne söyleyebilirim? Biz ne söylesek de boş. Ekonomistler var, onlar yapıyorlar. Bize bir şeye gerek yok. Açlığa, sefilliğe devam.
Emeklilerin yorumları şu şekilde:
-16 bin lira alıyorum on günde bitiyor. Bir pazara gittiğim anda, kahvaltılık zeytin ve peynir olmadığı halde bin lira harcıyorum. Peynir ve zeytin almaya kalktığımda 2 bin liraya yakın para gidiyor. Bu da 4 hafta yaptığında 8 bin lira gider. Sadece ayda 8 bin lira pazar parası ayırmak zorundasın. Geri kalan 8 bin lirayla et alamazsın. Ayda yarım kilo kıyma alırsın ya da alamazsın. Ya da evine iki tane tavuk bud alırsın veya bir tavuk olur götürürsün. Açlığa devam edersin. Çok başarılı bir ekonomimiz olsaydı, emekli bu paraları almaz, daha iyi paralar alırdı. Demek ki başarısız bir ekonomimiz var. Emekli ölmez, fakat emekli ölmüş, üstü ağlıyor. Esnaf da ağlıyor, emekli öldü.
- Emekli maaşımın yetmesi için neden arıyorum ama olmuyor. Ekonomi, her şey altüst olmuş. Bugün peynir alsak bin liradan aşağı değil, et alsak bin liradan aşağı değil. Nasıl çocukları okutmak lazım? Nasıl eğitime katkıda bulunmak lazım? Kısacası yetmiyor. Bu para yetmiyor. Bugün yaşamak için hava solumak için neden arıyoruz. Artık hava solumayı bile bıraktık. İnsanda huzur olmadı mı, mutluluk olmadı mı, havayı bile nasıl içine çektiğini bilemezsin. O bile sıkıntıda.
Yarı aç yarı tok yaşıyoruz
- 14 bin alıyorum. Yetmiyor ama idare etmeye çalışıyoruz. Neden olarak kiralar olsun, yiyecek olsun pahalı olduğu için yetmiyor. Yarı aç yarı tok yaşıyoruz. Buna da yaşantı denilirse. Manava uğruyoruz, fakat kasaba daha hiç gidemedik, hiç uğramadık. Et alamıyoruz, şu anda yediğimiz beyaz et. Kırmızı et görmüyoruz. Kırmızı et için kurbandan kurbana diyelim. Bizler Ramazan'ı yarı aç yarı tok tutmaya çalışacağız. Emekli ikramiyesi için 5 bin lira vermezler. Hiç olmasa 4 bin lira dahi verse. Emekli yılda aileler şimdi ben kendimi demiyorum ama ortama baktığında aileler darmadağın, geçim sıkıntısından çeşitli nedenlerden çalışmak zorundalar. Onun için aileler sıkıntılı.
-21 bin lira alıyorum. Şu anda para yetmiyor. Elektrik, telefon, su, kira, pazara çıkıyorsun, çok pahalı. Aldığımız para yetmiyor, ay başını getiremiyoruz. Emeklinin durumu çok berbat. Zeytinyağı bile pahalı. Kasaba gitme şansımız yok, karşıdan bakıyoruz vitrinden bakıyoruz etlere. Nereye alabiliyoruz, balık bile alamıyoruz. Onun kilosu 350- 400 lira. Önümüz Ramazan fakat markete, pazara gidiyorsun, önündeki etiketler hep değişmiş. Bu millet nasıl geçinecek? Peynir alalım diyoruz, 1 kilo peynir 350- 400 lira. Emekliler yılı diyoruz ama emekliler yılı öldü bitti. Çok zor emeklinin durumu.
- 14 bin 500 lira alıyorum. Hiçbir şey yetmiyor, aç geziyoruz. Bize 365 gün Ramazan. Aile yılı derken ailemizi kaybetmeyelim, ölen kadının haddi hesabı yok.
İnsanlar yaşamaktan nefret etmeye başladı
- Bu maaş nasıl yetecek; yetmiyor. Bir simit, bir çay içtiğimiz zaman bu para yetmeyecek. Her gün zamlarla karşı karşıya kalıyoruz. İnsanlar yaşamaktan nefret etmeye başladı. Artık bunun savunulacak tarafı kalmadı. Artık ulaşılamıyor, zamlarla karşı karşıyayız. Sabah aldığımız 35 liraya malzemeyi akşam üzeri gittiğimizde 40 lira oldu. Paramız sabit, aldığımız emekli maaşı sabit, her gün zamlı olduğu için bu paranın yetecek diye bir şey yok. Çok sıkıntıdayız, yaşamaktan nefret etmeye başladık. Ben diyorum ki bizim Ramazan artık 365 gün. Aç olduğumuz zaman Ramazan'ı zaten tutuyoruz. Şu durumda her şey bitmiş, sosyal yönümüz bitmiş durumda.
- Artık gül gibi geçiniyoruz, ha Allah'a şükür. Yemiyoruz, içmiyoruz. Ben sebze alıyorum, maydanoz, roka, tere alıyorum. Domates, biber, patlıcan almıyorum. Bunlar pahalı. Soma'da kasap var mı, bilmiyorum. Kasaba gidemediğim için kasapları bilmiyorum. Kasap bizi bozar.''