Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel, “tehdit” ve “şantaj” suçlamasıyla gözaltına alındı. Evlerinde arama yapılan iki gazetecinin dijital ekipmanlarına el konuldu. Sağlık kontrolüne götürülen Soykan, “Çeteler kaybedecek, halk kazanacak. Bunların hepsi bitecek.” dedi. Konuya ilişkin Çağdaş Gazeteciler Derneğinden yapılan açıklamada ise Soykan ve Ağırel’in ifade vermeye gidecekleri gün şafak operasyonu ile gözaltına alındığına dikkat çekildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yürütülen bir soruşturmada bazı şüphelilerin, “Flaş Haber TV’nin devri ve satın alınması hususunda gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel’e yönelik tehdit ve şantaj” iddiaları üzerine gözaltına alındıklarını açıkladı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel'in gözaltına alınmalarına ilişkin açıklama yaptı. Başsavcılığın açıklaması şöyle:
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 7258 sayılı (Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun) yasaya muhalefet ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçları yönünden yürütülen soruşturmada, şüpheli sıfatıyla yer alan şahısların Flaş Haber TV isimli televizyon kanalının devri ve satın alınması hususunda Murat Ağrıel ve Timur Soykan isimli şahısların kendilerine tehdit ve şantajda bulundukları yönünde davacı ve şikâyetçi olmaları üzerine ilgili şahıslar hakkında isnat edilen eylemlerle alakalı olarak TCK’nin 106/1 (tehdit) ve 107/1(şantaj) suçları kapsamında soruşturma başlatılmış, şüpheliler hakkında gözaltı, arama-el koyma işlemleri ile soruşturma devam etmektedir.”
Timur Soykan ve Murat Ağırel’in gözaltına alınmasını ilk olarak Halk TV'den ayrıldıktan sonra YouTube'da Onlar TV kanalında yapmaya başladıkları programın moderatörü Şule Aydın duyurdu. Aydın, sabah erken saatlerde sosyal medya hesabı X’te “Murat ve Timur gözaltına alınıyor. Şu an evlerinde arama yapılıyor. Yeter!” diye yazdı.
Gazeteci örgütlerinden açıklama: Çete ve tarikatlara karşı yazdıkları haberler birilerini rahatsız etti
Soykan ve Ağırel’in gözaltına alınmasından sonra gazeteci örgütlerinden tepki geldi. Türkiye Gazeteciler Sendikasının (TGS) X hesabından yapılan açıklamada “İktidar hukuksuzlukta hız kesmiyor! Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel sabah ifade vermek için savcılığa gideceklerini bildirmişken şafak operasyonu ile gözaltına alındılar. Evlerinde arama yapıldı, dijital materyallerine el konuldu. Gazetecileri kriminalize etmekle gerçekleri karartamayacaksınız. Gazetecileri serbest bırakın!” denildi.
Bir açıklama da Çağdaş Gazeteciler Derneğinden (ÇGD) geldi. Soykan ve Ağırel’in ifade vermeye gidecekleri gün şafak operasyonu ile gözaltına alındığı kaydedilen açıklamada “Timur Soykan ve Murat Ağırel gazetecidir! Son operasyonlardaki hukuksuzluklara dair haberler ile çete ve tarikatlara karşı kaleme aldıkları haberler birilerini rahatsız etse de biz söylemeye devam edeceğiz: Gazetecilik Suç Değildir! Meslektaşlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır.” ifadeleri kullanıldı.
Tanal: Bekleyin İstanbul’a geliyorum!
Cumhuriyet Halk Partisi Şanlıurfa milletvekili Mahmut Tanal, duruma ilişkin, “Gazetecileri gözaltına almışsınız, şimdi öğrendim. Bekleyin İstanbul’a geliyorum.” dedi.
Bulut: Amaçları özgür medyaya gözdağı vermek
CHP milletvekili Burhanettin Bulut da X üzerinden yaptığı açıklamada gözaltılara tepki gösterdi. Bulut, “Yeter! Gazeteciler Timur Soykan ve Murat Ağırel yine bir şafak operasyonuyla gözaltına alındı. Türkiye’ye bu çirkin görüntüleri yaşatanların, yargıyı sopa olarak kullananların tek amacı iktidarı eleştiren gazetecilere, özgür medyaya gözdağı vermek. Gazetecilik suç değildir! Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!” ifadelerini kullandı.
Yavaş: Bu, suça karşı değil; düşünceye, gazeteciliğe karşı verilen bir mücadele!
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, gazetecilerin gözaltına alınmasını, “düşünceye, gazeteciliğe ve halkın gerçekleri öğrenme hakkına karşı verilen bir mücadele” diye yorumladı. Yavaş, sosyal medya hesabından şunları yazdı:
“Timur Soykan ve Murat Ağırel… Halkın haber alma hakkı için yazan, soran, konuşan iki gazeteci. Hala aynı tarz uygulamalar; evlerine baskınla, sabahın köründe gözaltı… Oysaki ifadeye çağırsanız gelecek iki gazeteci. Bu, suça karşı değil; düşünceye, gazeteciliğe ve halkın gerçekleri öğrenme hakkına karşı verilen bir mücadele anlamına gelir.”