ÖZGÜR ŞENGÜL / İZ GAZETE   Buca Cezaevi yıkımı, asbest sorununu yeniden gündeme getirdi. Cezaevi önünde dernekler tarafından yapılan basın açıklamasını Yaşanabilir Buca ,Kaynaklar Çevreyi Koruma Derneği üyesi ve sözcüsü avukat Mürüvet Balcılar okudu.

Balcılar, "Asbest lifleri havada solunur hale geldiklerinde tehlikeli ve ölümcüldür. Buradan tüm yetkililere sesleniyoruz bu yıkımı durdurun ve başta anayasa olmak üzere yasa ve yönetmeliklere uygun yapın. Halkın sağlığını, ranta kurban etmeyin" ifadelerini kullandı.

"KANSERE YOL AÇAR"

Asbestin 2013 yılında Türkiye'de yasaklanmış ölümcül bir madde olduğuna dikkat çeken Balcılar, "Solunan asbest lifleri akciğerlerde birikir ve zarar verir. Bu durumda akciğerde zedelenmeler başlar ve bu da akciğerin çalışmasını engeller ve kansere yol açar. Başta akciğer kanseri, akciğer zarı kanseri olmak üzere ek çok öldürücü kanser türüne sebebiyet verdiği bilimsel olarak ispat edilen asbestin kullanımı ülkemizde 2013 yılında yasaklanmıştır" diye konuştu.

"ÇEVREDEKİ İNSANLAR RİSK ALTINDA BIRAKILMIŞTIR"

Buca Cezaevi'nin 1959 yılında yapıldığını söyleyen Balcılar,"1959 yılında yapılan bir bina olduğundan pek çok yerinde asbest kullanılmıştır. Yıkımı sırasında koruyucu önlemler alınması gerekirken hiçbir önlem alınmaksızın yıkım yapılmakta hem çalışanlar hem Buca Cezaevi etrafında yaşayanlar risk altında bırakılmıştır" dedi.

"ÖNLEMLER ALINMAMIŞ"

Asbestle çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği hakkında konuşan avukat Balcılar, "Öncelikle bir  risk değerlendirme ve risk raporunun hazırlanması,  asbestin yoğun kullanıldığı malzemelerin envanterinin çıkarılması, asbest konusunda eğitim almış kişilerin yıkıma eşlik etmesi gerekir. Asbestin solunmaması için yıkım esnasında çalışanların ve asbestli binanın etrafında yaşayanların solunum için özel maskeler kullanması gerekir. Binalar yıkılırken binanın iki katı boyunca bina karantinaya alınması, Menderes Caddesi gibi Buca’nın ana arteri olan bir yerde asbest tozlarının tüm izmir’e taşınmaması için trafiğin kontrollü verilmesi gerekir. Hafriyatlar üstü kapalı kamyonlarla taşınmalı,bu alan insan trafiğinden izole edilmeli, çalışanlar özel kıyafetlerle yıkım işlemi yapmalıdır. Bölgede yoğun bir yerleşim konutlar, sağlık yapıları, okullar var. Ciddi bir halk ve kent sağlığı sorunu ile karşı karşıyayız. Hava ve toprak ölçümlerini asbest oranlarının ölçümü derhal yapılmalıdır. 25 Ocak 2013 yılında yayınlanan asbestle çalışmalarda sağlık ve güvenlik önlemlerine ilişkin bir yönetmelik var. Bu yönetmeliğin bağlayıcı hükümleri bulunmakta. Bu yıkımda çalışan işçiler, alana yakın oturan mahalle sakinleri ve çevrede işyerleri bulunan vatandaşlarımızı için önlem alınması gerekmektedir. Halk sağlığı ciddi tehdit altındadır. Ancak yıkım ihalesini alan yüklenici firma bu önlemlerin hiç birini almamıştır. Ayrıca yıkım sonucu oluşan inşaat atıklarının nakliyesi ve saklanması ile ilgili hiçbir önlem alınmamıştır. Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik'e tamamen aykırı işlem yapılmaktadır"dedi.