160 yıllık tarihi Buca tren hattının Buca Belediyesi tarafından ‘revize edilerek’ tren raylarının betonla kapatılması üzerine Yaşanabilir Buca Derneği adına Başkan avukat Mürüvet Suatoğlu Balcılar’ın basın açıklamasına yer vermiştim Buca konulu yazılarımda. Diyordu ki Balcılar, “2024 Ocak ayı içerisinde Buca Belediye Başkanlığınca mülkiyeti TCDD olan bu istasyona ilişkin kiralama protokolünün imzalandığı ve “Buca İstasyonunun tarihi dokusu korunarak, canlandırılacağı, nostaljik tren seferleriyle 40 bin metre karelik yeşil alanda bisiklet, gezinti yollarıyla, çocuk oyun alanları” yapılacağı kamuoyuna duyurulmuştu.
Gelinen bu noktada tarihi istasyon ve demiryolu hattı rekreasyon ve çevre düzenlemesi adı altında rayların büyük kısmı, üzerine beton dökülerek kapatıldı. Buca’nın orta yerine minimum 30 bin metre kare beton dökümü için harekete geçildi. Bu 30 bin metrekarelik geçirimsiz bir zemin olup, toprağı da yok edecek ve taşkınlar yaşanacak, yazları kavurucu sıcakların etkisi ile 30 bin metre kare beton sıcaklığı iyice artıracak, bu durumun çevre ve sürdürülebilirlik açısından mümkün olmadığı da apaçık ortadadır.”
Kısacası, her felaketin tokadını yemekten yorgunuz! Peki, tokat yemek zorunda mıyız? Ya da sineye çekmeye?
Art arda Buca beton projesi (ben öyle diyorum) üzerine yazılar yazdım, tepkilere yer verdim, İz Gazete’de de konu manşetlere taşındı. Her ne kadar Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, tepkilerin değerlendirildiğini ve projenin revize edileceğini basın yoluyla açıklasa da sorulacak pek çok soru vardı ve projenin ne olduğu kadar bizi nasıl bir revizenin beklediği konusu netlik kazanmamıştı. Başkan Duman’la bir söyleşi gerçekleştirmek istediğimi önceki yazımda söylemiştim. Gerçekleştirdim.
İlk kez karşılaştığımız/ konuştuğumuz genç başkan, gerçekten söylendiği gibi kibar, efendi, mütevazı bir kişilik. Dinlemeyi biliyor, eleştiriyi olgunlukla karşılıyor, gözleriyle de gülümsüyor. Çok öfkeli olduğum bu projede sakin kalabilmeyi, hesap sorar gibi değil de yapıcı sorular yöneltmeyi Başkan Görkem Duman’ın ‘bu özellikleri’ ve henüz ‘çok yeni olması’ nedeniyle gerçekleştirebildiğimi, ‘revize planının ne olduğunu görmeyi’ beklediğimi de not düşerek, geçebiliriz söyleşiye…
GÖNÜL SOYOĞUL: ‘Kucağımda buldum’ dediğiniz, Buca’ya 30 bin metrekare daha beton dökecek bu proje nasıl önünüze geldi?
GÖRKEM DUMAN: “Başkan olmadan önce bilgim yoktu. Aday olduktan sonra çalışmaları gördüm, görünce de ne olduğunu sordum. Uygulamalar yapılıyordu, ben de bunu seçim çalışması yaparken gördüm ama tabii ki o zaman her ne kadar araştırma çabasına girsem de bilgi alamadım, vermediler. Göreve gelince bir atama süreci oldu, 39 müdür değiştirdim ve bu süreç 7 Nisan’da başladı. Tabi burada müdürlerimizi dinledik. Geçmiş dönemde neler yapılmış neler yapılmamış, bunları öğrendik. 30 Nisan’da da görevlendirmeleri yapıp kendi ekibimle yola çıktım. Yani başkanlığı devraldıktan sonra yeni ekibimle uyumlu çalışma koşullarını oluştururken devam eden projeler neler diye baktığımda bu projeyi gördüm ve kendim de bir rahatsızlık hissettim.
Rahatsızlık hissettiyseniz, ne yaptınız?
Projeyi durdurduk. Tabi bir iş yaparken bunun altyapısını da düşünmek lazım. Burada kamuoyuna bir tahsis var, ücretsiz diye anlatılıyor ama değil. Aslında Devlet Demiryolları ile Buca Belediyesi arasında ücretsiz bir tahsis planlanıyor ama protokole baktığınızda öyle bir durum yok. Bir kira bedeli karşılığında bu yapılıyor, protokol gereği aylık 217 bin lira ödeme yapılıyor TCDD’ye. Burada projeyi 2’ye ayırmışlar. İstasyonun olduğu alan ve yaklaşık 70 metrelik bir ray sistemini tren yoluna kadar ayrı bir proje, oradan sonra ayrı bir proje yapmışlar. İstasyonun olduğu, yakınındaki çevreyle birlikte 5 dönümlük bir alan projelendirilmemiş.”
İhale nasıl yapılmış? 30 bin küsür metre betondan bahsediliyor. İhaleyi araştırırken hiçbir bilgiye ulaşamadım. Bu ihale hangi usulle yapılmış?
TCDD ile yapılan protokol Buca Belediyesi Meclisi’nden oybirliği ile geçmiş. 5 Ocak 2023 tarihinde. Söylediğim gibi protokol gereği her ay TCDD’ye 216 bin lira ödeme yapılıyor. Bazı yerlerde raylar sökülerek TCDD’ye teslim edilmiş, teslimat tutanakları tutulmuş.
İhale nasıl gerçekleştirilmiş?
Açık ihale usulüne göre, anahtar teslimi şeklinde yapılmış.
Bedeli?
Sözleşme bedeli 106.587.000.00 lira… 2.9 kilometrelik bir alanı kapsıyor. Yüklenici firma Bulut Park İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş.
İçinize sinmediğinizi söylüyorsunuz. O zaman bir kez daha sorayım; kamu yararı gözeterek fesih yetkisini niye kullanmıyorsunuz?
“Ben de beton görmek istemiyorum. Geçen dönem yapılan ihale gereği birçok yere beton atılmış durumda. Projeyi durdurdum. Az önce de söylemiştim, 70 metrelik alana hiçbir şekilde beton kullanmadan ve tarihi dokusunu bozmadan yeniden hazırlıyoruz. İstasyonun olduğu bölümü kendileri yapmak istemiş ama ortada bir proje yok. Bırakın projeyi, bir hazırlığı bile yok. Protokolün içerisinde de var. Orayı bir Kitap Kafe gibi öğrencilerin çalışabileceği ve sosyal demokrat belediyeciliğe uygun, yiyecek-içeceklerin olduğu bir yer haline getireceğiz. Şu an Hancı’nın olduğu yer Buca Parkı’ydı. Orayı belediye işletiyordu ve vatandaşlarımız gelip uygun fiyata çayını kahvesini içebiliyordu. Şu anki istasyonun etrafındaki alanda aynı oradaki parkı kent belleğine yaşatmak adına, uygun fiyatla hizmet veren Kitap Kafe yapabiliriz. Buna en çok öğrencilerimizin ihtiyacı var, aslında tüm yurttaşlarımızın da buna ihtiyacı var. Tabi ki öğrencilerimiz Kitap Kafe’de izole ve rahatsız edilemeyecek şekilde çalışacaklar ama tüm vatandaşlarımız da buradan faydalanacak.”
Daha önce bir yazımda hatırlatmıştım; Aziz Kocaoğlu, başkanlığı döneminde Şirinyer İZBAN istasyonu ile Buca Tren İstasyonu arasında çalışacak tramvay projesi için TCDD’den hattı kullanmak izin istemiş ama Ulaştırma Bakanlığı ‘o projeyi biz yapacağız’ diye reddetmişti. Niyeyse vazgeçmişler yapmaktan ve sizden önceki başkanla protokol imzalayıp alanı Buca Belediyesi’ne hem de aylık 217 bin lira gibi bir bedelle kiralamışlar. Ve eski başkan Erhan Kılıç da derhal projeyi başlatmış, Buca Seyfi Demirsoy hastanesi yakınından beton dökümüne başlamış. Sizi anlıyorum ama içinize sinmediğinizi söylediğiniz bu projede niçin fesih yetkinizi kullanmıyorsunuz? Bu hatta çalıştırılacak tramvay, hem ciddi anlamda ulaşım problemi olan Buca’ya bir nebze de olsa çare sunacak, üstelik tarihi raylar kullanılmaya devam edecek, hem de çevre düzenlemesiyle ortaya çok şık betondan ırak bir proje çıkacak… Tamam, çalışmaları durdurdunuz ama tramvay çalıştırılması konusunda bir revize düşünmüyor musunuz?
“Büyükşehir belediye başkanımızla görüşmeden bu konuda bir şey söylemek doğru olmaz. Öncelikle vatandaşlarımızla bir araya geldiğimizde bunu söyledik. Vatandaşlarımız da tramvayı istediklerini söylediler. Hatta eski bir kasap amcamız da ‘keşke böyle bir şey olsa’ dedi. Odaları da bu işe dahil edip, meclise de sorabiliriz. Ortak akılla bir projeyi Buca’ya kazandırabiliriz. Şu noktanın da düşünülmesi gerekiyor. Bir kamu zararı oluşmayacaksa ya da devlet demiryolları herhangi bir sıkıntı çıkarmayacaksa ki kendilerine gider; nedenlerimizi, projemizi, vatandaşlarımızın isteklerini anlatırız. Ortak bir kanı oluşabilirse sonuç çıkar. Bence uygun bir dille anlatılırsa sonuç alınabilir, olmazsa da zaten yapabileceğimiz bir şey yok. Tabi olması noktasında da sonuna kadar direniriz. Ben öncelikle ekip arkadaşlarımıza rayların tekrar nasıl gün yüzüne çıkartılabileceği, yeniden nasıl projelendirileceği yönünde talimat verdim. Ortaya çıkacak sonuç ne olur, şu anda bilemiyorum. Elimizdeki sonuçları elbet kamuoyuyla da paylaşacağım.”
Geçmiş dönemde her şeyin oldu bittiye getirilmesi, mebzul miktarda söylenti yarattı. Buca’nın en yeşil, en sakin yerlerinden Öğretmenevleri sokağındaki çılgın, vandal gelişmenin Şirinyer-Buca hat boyuna kaydırılacağı, beton projenin, çevresinde oluşacak yeni birahaneler, içkili yerlerle “taçlandırılacağı” söylentileri aldı yürüdü… Yeni bir Öğretmenleri Sokağı faciası yaşanmasına izin verir misiniz?
“Hayır, kesinlikle! Buca zaten böyle bir faciayı bir kez daha kaldıramaz, kaldırmamalı da.”
Buca hat boyu projesine ‘şimdilik’ nokta koyarak, kısa bir Buca turu yapalım. Ve yıkılan Buca Cezaevi ile başlayalım turumuza. Son durum nedir?
“Buca Cezaevi alanı şu an bakanlığın sorumluluğunda, bizim yetkimizde değil. Bu konuda Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın Cemil Tugay ile görüştük. Ortak bir öneriyi bakanlığa ileteceğiz. Tabii bunlar temenni. Öncelikle bir yeşil alan, bir toplanma alanı olabilir. Benim ek olarak şöyle bir önerim oldu. Suat Taşer dediğimizde Karşıyaka, Ahmet Adnan Saygun dediğimizde akla Göztepe gelir. Buca İzmir’in en büyük ilçesi ama böyle simge bir yapımız yok. Böyle kültürel bir yapıyla burada bir meydanın içerisine, toplanma alanının içerisine entegre edilebilir. Nasıl ki Hasanağa Bahçesi bize geçmişten miras kaldıysa, burayı da bizden sonraki nesile miras bırakabiliriz. Bakanlığa ileteceğimiz proje üzerine Büyükşehir’de çalışma devam ediyor, sonuçlandığında kamuoyuyla elbet paylaşılacaktır.
Su kaynaklarıyla, dereleriyle, yeşiliyle geçmişte gerçekten cennet gibi olan, Levanten nüfusun sayfiye yeri olarak değerlendirdiği Buca, ne yazık ki nefes alacak alanı yok denecek kadar az, yeşilden mahrum bir ilçe. Daha yeşil bir Buca için neler planlıyorsunuz?
“Uygun olan parklarda ağaç sayısını arttırmaya başladık. 26 Ağustos’ta arkadaşlarımızla birlikte ağaç dikimi gerçekleştirdik. Belirli periyotlarla da uygun olan parklarda ağaç dikimini arttıracağız. Çeper kısımlarda da hatıra ormanı yapmayı düşünüyoruz.”
Buca’da her yaşayan ya da buraya işi düşen herkes bilir ki, en büyük sorunlardan biri ulaşım. Büyükşehir Belediyesi’ne hangi konularda öneriniz oldu?
“Buca’da 5 noktada günün belli saatlerinde sıkışan noktalar var. Bu noktaları, yerleri de aslında herkes biliyor. Çevik Bir, Üçkuyular, Heykel, Dokuz Çeşmeler ve Kasaplar Meydanı. Buralar tıkanıyor. Bu bölgeler metronun yapımından sonra çok daha rahatlayacak ama bununla alakalı bir plan oluşturduk. Bu plana göre bu sıkışan noktalarda kaç tane araç ne kadar zaman kaybediyor diye bir çalışma yaptık. Sonra doğru bir animasyon oluşturduk. Aynı araçları kendi projemize göre yürüttüğümüzde zamandan yüzde 30-40 tasarruf sağlandığını gördük. Yakın zamanda bu projeyi hem emniyete, hem valiliğe, hem de büyükşehir belediyemize sunacağız.”
Metro çalışmaları nedeniyle taşınan Şirinyer Pazaryeri öyle mi kalacak? Yağmurlu günlerde sıkıntı yaşanacak gibi…
“Şirinyer Geçici Pazaryeri’ne taşındığımızda ilk kez yağmur yağdı ve o sebeple bir sıkıntı yaşandı, önlem aldık. Pazaryeri konusunda metro inşaatı bitmeden yeni bir yer yapmanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Bittiği zaman büyükşehirle görüşür, yapacağımızı belirleriz.”
Şirinyer’deki tek nefes alanı büyük park, Şirinyer Parkı’nın geleceği ne olacak?
“Büyükşehir belediye başkanımızla bir koordinasyon toplantısı yaptığımızda, metronun bitimiyle hem Şirinyer Pazaryeri hem Şirinyer Parkı hem de metronun, üçünün bir bütün haline getirileceği proje düşünüldüğünü ifade ettiler. Bunların üçünü ayırmak da doğru değil.”
Buca Stadı’nın durumu nedir?
“Orayı amatör spor kulüpleri kullanıyor. Bakanlık ve Buca Belediyesi oranın takası için görüşmeler yapmış ama sonuç alınmamış. Yeni statta da mülkiyet hazinenin, üst kullanım hakkı bizim.”
Ya Bucaspor ve Buca Belediyesi’nin ilişki durumu?
“Şu anki Bucaspor eski Buca değil Tire 1928’in yarışmacı haklarını satın almış bir şirket. Bizim onlarla, eski Bucaspor ile aramızdaki bağın olması beklenemez, çünkü onlar özel bir şirket.
Yeni dönemde hemen hemen her belediyenin zorlandığını, gelir gider dengelerinin hayli sorunlu olduğunu izliyoruz. Buca Belediyesi’nin bütçesi ne durumda? Örneğin, sigorta borcunuz?
“Belediye ve belediye iştiraki olan şirketlerin toplam sigorta borcu 834 milyon TL. Gelir gider dengemiz aslında bu kesintiler yapılmasaydı gayet iyi gidiyordu. Kesinti yaptılar ama maaşlarımızda hiçbir aksama olmadı, hatta geçmişten kalan birçok personel borcunu da ödedik. Kesintilere rağmen gayet iyi götürüyoruz. Yatırım da yapacağız, gelir getirici çalışmalarımız da olacak. ‘Paramız yok’ mazeretini yaratmamaya gayret edeceğiz..”
6 ayınız bitmek üzere, önünüzde 4,5 yıllık bir süre var. Bu sürenin sonunda nasıl hatırlanmak ve nasıl bir iz bırakmak istiyorsunuz?
“Ben Buca’da okudum, ortaokulu, liseyi Buca’da okudum. Burası benim için bambaşka bir yer. Hiç unutmuyorum, Kuşadası’nda bir yazlığa tatile gitmiştik. Akranlarımızla tanışırken ‘Buca’dan geldim’ dediğimde yüzler buruşmuştu. Bu bende öyle bir etki bıraktı ki Buca’ya daha fazla aidiyet duymaya başladım. Hala aslında ‘Buca’ dediğimizde yüzler ekşiyebiliyor. Benim en büyük amacım ‘Buca’ dendiğinde yüzlerin gülmesi ve Buca’nın itibarının artmasıdır. Bu da ancak hizmetle olur.”