İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde devam eden Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde önemli gelişmeler yaşanıyor. TİS kapsamında yapılan referandumda kamu emekçilerinin çoğunluğu belediyenin teklifini reddetmişti. Ancak Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube yönetimi, bu sonuca rağmen sözleşmeyi imzalamıştı. Bu durum sendika yönetiminde bölünmelere yol açarken, emekçiler arasında da büyük tepkilere neden olmuştu.
"Emekçiler, İzmir halkıyla karşı karşıya getirildi"
Konuya ilişkin bir basın açıklaması yapan Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube yürütme kurulu, belediye yönetimini sert bir dille eleştirdi. Açıklamada, İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetiminin emekçileri suçlayarak kamuoyunda yanlış bir algı oluşturduğuna dikkat çekildi. Sendika yönetimi, "Emekçilerin kazanılmış haklarının gasp edilmek istendiği bir süreç yaşandı. İzBB yönetimi, yoksulluğun ve mali krizin sorumlusu gibi emekçileri göstererek, İzmir halkıyla karşı karşıya getirmeyi amaçlamıştır," ifadelerini kullandı.
Sendikanın açıklamasında, belediye tarafından TİS sürecinde hukuka aykırı uygulamalar yapıldığı belirtildi. Tek tip sözleşmenin dayatıldığına dikkat çekilen açıklamada, İzBB yönetiminin, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına aykırı hareket ettiği vurgulandı. Tüm Bel-Sen İzmir 1 No’lu Şube yönetimi, sürece ilişkin şunları kaydetti: “Toplu sözleşme görüşmelerinde, İzBB emekçilerinin mücadeleyle kazandığı haklar ellerinden alınmak istendi. Buna karşı emekçiler, güçlü bir dayanışma sergileyerek haklarına sahip çıkmıştır. Ancak İzBB yönetimi, emekçilerin bu hak arayışını suç gibi gösterip, kamuoyunda yanlış algı oluşturma çabasına girmiştir. Emekçileri mali kriz ve yoksulluğun sorumlusu gibi göstererek İzmir halkıyla karşı karşıya getirmek istemektedir.”
"Çözümden uzak bir tutum sergilendi"
Açıklamanın devamında, "Yetmemiş, emekçilerin maaşlarında Bayram öncesi kesinti uygulanmış, sonrasında ise başkanlık makamı tarafından önce meclisten yetki istenmiş, ardından da CHP genel merkezi adres gösterilerek, diyalogdan ve çözümden uzak bir tutum sergilenmiştir. Belediye emekçilerinin haklı ve meşru eylemleri yasa dışı ve haksız talepler olarak ilan edilerek, defalarca kez belediye emekçileri tehdit edilmiştir. Sayın Cemil Tugay’ın talimatıyla İzBB İdaresi, kendi emekçilerine karşı polisiye tedbirlerden, belediye içinde eylemlere katılanların isimlerini toplayıp adeta “kara liste” düzenlemeye kadar varan uygulamalarıyla emekçilerin hak arama eylemine karşı maalesef anti-demokratik ve hukuksuz bir tutum sergilemiştir. Toplu sözleşme süreci, İzBB İdaresinin demokratik sendikal hak ve özgürlüklerle, grevli-özgür toplu sözleşme hukukunu yok sayan yaklaşımı ve eylemleriyle kriminalize edilmiştir. Bu dönemde aralarında başka sendika üyesi kamu emekçilerinin de yer aldığı 20’ye yakın kamu emekçisi hakkında soruşturmalar başlatılmış, süreç içerisinde 6’sı üyemiz olmak üzere 7 kamu emekçisi ifadeleri dahi alınmadan doğrudan Başkanlık Oluru ile hukuksuz biçimde açığa alınmıştır. Bu süreçte yapılan görüşmelerde; bu tutumun toplu sözleşme görüşmelerinden bağımsız olarak sendikal hak ve özgürlükler kapsamında kabul edilemez ve anayasal hakları engelleme girişimi olduğunu defaatle ifade ettik.
"Verilen sözler tutulmadı"
Görüşmelerde; açılan soruşturmaların haksız olduğu ve geri çekileceği hususu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Levent Yıldır ve başkanlık makamı tarafından hem sendikamıza hem de emek demokrasi güçlerine ifade edilmiş olmasına rağmen verilen sözler ise tutulmamıştır. Buradan şunu sormak isteriz; “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay’ın verdiği sözün bir hükmü yok mudur?” Toplu sözleşmenin imzalanmasından ve İzmir Enternasyonal Fuarı’nın tamamlanmasının ardından istenen yazılı ifadeler ve doğrudan Sayın Cemil Tugay tarafından mecliste yapılan “soruşturmalar sürüyor, ceza alabilirler” açıklamaları ile süren tehditler hayat bulmuş ve ikisi başka sendika üyesi olmak üzere 1’i sendika yürütme kurulu üyemiz, 1’i ise iş yeri temsilcimiz olmak üzere şu ana kadar dört arkadaşımız hakkında disiplin cezası teklif edilerek, karar verilmesi amacıyla yazılı savunma istenmiştir." denildi.
"Emekçilerin haklı talepleri anayasal haktır"
Tüm Bel-Sen İzmir 1 Nolu Şube yürütme kurulu tarafından aktarılan açıklamanın devamında Cemil Tugay ve İzBB İdaresine yönelik şu ifadeler aktarıldı; "Bu noktada Sayın Cemil Tugay ve İzBB İdaresine bir kez daha sesleniyoruz; Ülkemizde belediyeler üzerinde uygulanan baskılara, seçilmişleri görevden alma ve kayyum atama saldırılarına karşı muhalefet olarak birlikte mücadele edilmesi gereken bir dönemde CHP’li bir belediye tarafından emekçilere yönelen bu türden antidemokratik uygulamalar kabul edilemez. Emekçilerin haklı ve meşru eylem ve talepleri, sendikal özgürlükler kapsamında anayasal haktır. Gelin bu antidemokratik tutum ve uygulamalarınızdan vazgeçin! Soruşturmaları derhal kaldırın. Bir çağrımız da İzBB’de çalışan emekçi arkadaşlarımız ile emek ve demokrasi güçlerine; Bu süreçte İzBB İdaresinin alacağı tutum, bugünden sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki herhangi bir sendikal ve demokratik hak arama mücadelesine İdarenin nasıl yaklaşacağını gösterecektir. İşçi – kamu emekçisi fark etmeksizin iş kolumuzda örgütlü sendikalar başta olmak üzere emekten yana tüm güçler, bu antidemokratik uygulamalara karşı birlik ve dayanışma içinde olmalı, hep beraber mücadele etmelidir. TÜM BEL-SEN olarak kimden gelirse gelsin emekçilerin hak arama mücadelelerine yönelik her türlü baskı ve yıldırma girişimine karşı demokratik ve hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağız."