İzmir Karabağlar’da İsmailağa Cemaati’ne ait kaçak yapıyı haberleştirmek için binanın önüne giden Halk TV ekibine, cemaatten isimler bir saldırı gerçekleştirdi. Halk TV ekibine müdahale eden tarikatçılar, basın aracına zorla binerek ekibin çektiği görüntüleri sildirmek istedi. Muhabir Yağmur Beril Varol, kameraman Şahin Karaşahin ve ulaştırma görevlisi Erkan Aydın’a müdahale eden tarikat mensupları büyük tepki çekti. 

Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği (BAMAD) tarafından Seferihisar Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen 2. İzmir Basın Kampı’nda da bu saldırı kınandı. Kampa katılan gazeteciler ve sendika temsilcileri, Halk TV ekibini hem kutladı hem de destek ve dayanışma mesajlarını iletti.

Gerçeği korumalıyız

BAMAD Genel Başkanı Ümit Kartal, “Gerçek her zaman birileri tarafından tehlikeli görülür. Ama gerçekler de halk için ihtiyaçtır. Halk TV ekibinin Karabağlar’da yaşadığı saldırı da aslında biz gazetecilerin nasıl bir şeyle karşı karşıya olduğumuzun bariz göstergesidir. Gazeteciler, mesleklerini tam da böyle saldırıların eşiğinde yapıyorlar. Maalesef ülkeyi yönetenler de ülkeyi yönetmeye önce gazetecileri tehdit etmekle başlıyor. Şunu bilmeliyiz ki nerede gazetecilere baskı varsa, orada örtülmek istenen gerçekler vardır. Bu dönem özellikle Halk TV yaptığı haberlerle saldırıların odağı haline geldi. Siyasi görüşünden bağımsız olarak tüm yurttaşlarımızın Halk TV’ye sahip çıkması gerekir. Bunu Halk TV olduğu için değil, “evet burada bir gerçek var demek ki” diyerek kendileri için yapmalılar. Türkiye’nin her yerinde gazetecilere sahip çıkmamız gereken bir dönemdeyiz. Eğer gerçeğin duyurulmasından bir adım geri atarsak çok karanlık bir uçurumda olacağımızı hepimizin bilmesi gerekir. Ancak gerçek gazeteciliği koruyabilirsek ülkemiz aydınlanacak, demokratikleşecek ve daha huzurlu hale gelecek. Aksi halde kadın cinayetleri, işsizlik, ekonomik sıkıntılar da artacaktır. Belki de ilk görev gazetecilerin özgür olması için hep birlikte mücadele etmektir. Biz de İzmir Basın Kampı’yla bu mücadelenin ve yeni yollar açmanın peşindeyiz” şeklinde konuştu.

Tam bir gazetecilik örneği

Halk TV Muhabiri Ferit Demir, “Gerçek anlamda doğru ve gazetecilik yaptığınız zaman önünüze hep engeller çıkar. Halk TV’den Yağmur Beril Varol’un ve diğer arkadaşlarımızın yapmak istediği tek şey gazetecilikti. Burada yıkılmayan kaçak bir bina var ve gazeteciler her türlü baskıya, alıkoymaya ve rehin almaya rağmen halkı bilgilendirmek için o binanın önüne gidiyor. Bu tam bir gazetecilik örneğidir. Biz, bu tür engellemelerin, gazetecilerin gazetecilik aşkını daha da arttıracağını, yeni haberler yapmaya yönlendireceğini düşünüyoruz. Evet gerçekleri yazınca, belli kesimlerin tepkisini çekiyoruz ama onlardan korkuyor muyuz; hayır! Ben saldırıya uğrayan arkadaşlarımızı hem kutluyorum hem geçmiş olsun diliyorum.” diye konuştu.

En güzel o yanıt yapıyı yıkmaktır

Gazeteci Candan Yıldız, “Türkiye’de cemaatlerin bu kadar rahat davranabilmesinin ardındaki nedeni herkes biliyor. Bunların bu kadar pervasızlaşmalarının ardındaki neden, tam da siyaseten kurdukları çıkar ilişkilerinden aldıkları güçtür. Yoksa bir cemaatin bir gazeteciye bu kadar pervasız davranması, haddini bilmez davranması, tehdit etmesi mümkün olamazdı. Bildiğim kadarıyla o kaçak yapı epeydir var ve o kaçak yapının bugüne kadar neden denetlenmediği, varlığını nasıl sürdürebildiği de sorgulanmalıdır. O yüzden Karabağlar Belediyesi’ne de önemli bir görev düşüyor. Çünkü belediyelerin, bu tür yapıların denetlenmesindeki birincil göreve sahip kurumlar olduğunu biliyoruz. Biz çocukların, denetlenmeyen, kaçak tarikat yurtlarında nasıl yanarak can verdiklerini biliyoruz. Bunu bildiğimiz için bu pervasızlığın en güzel yanıtı o kaçak yapının yıkılması olacaktır” ifadelerini kullandı.

Kanıksamıyoruz, kabul etmiyoruz!

Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şube Başkanı Nil Kahramanoğlu: “Son günlerde tarikat müdahalelerini çok sık duyar olduk ne yazık ki. İktidar, tarikatlara sürekli yol açıyor, destek veriyor. Tarikatlar da bu gücü arkasına alarak orman kanunlarıyla istediğimi yaparım rahatlığında hareket ediyor. Bunu asla kabul edemeyiz. Tüm toplum da buna ciddi şekilde tepki göstermeli ve bu konuyu daha çok gündeme taşımalılar. Bir ülkede basın ve ifade özgürlüğü yoksa hukuk yoksa böyle şeyler de daha kolay yaşanabiliyor. Biz bu durumu kanıksamıyoruz ve kabul etmiyoruz. Arkadaşlarımıza yapılan müdahaleyi en sert şekilde kınıyoruz.” dedi.

Kimse habere karışamaz

Disk Basın İş Sendikası Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, “Basın, kamusal hizmettir. O yüzden kimse basın mensuplarının yaptığı habere karışamaz. İçişleri Bakanlığı’nın, basın mensuplarının önlerinin açılması ve yardımcı olunması yönünde genelgeleri vardır. Tabii, bu genelgelere polis uymayınca, devlet uymayınca vatandaş da uymak istemiyor. Burada kadın muhabir arkadaşımızın yiğitliğini ve haberi için çırpınışını övmek gerekir. Sendikalar ve STK’lar da bu tür durumlarda emekçilerin yanında durmalı. İçişleri Bakanlığı da bir müfettiş göndererek o olayı incelemeli ve basın mensuplarını engelleyenlere karşı bir tavır almalı.” şeklinde konuştu.

Muhabir: ORÇUN BULDAÇ