İzTV’de yayınlanan Mühendis Gözüyle İzmir programının konukları İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Bengi Atak ve İMO İzmir Şubesi Danışma Kurulu Üyesi-Yüksek İnşaat Mühendisi Necati Atıcı oldu. 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde yapı-denetim ilişkisinin konuşulduğu programda İMO İzmir tarafından gerçekleştirilen Deprem ve Yapı Bilimi Günleri çalıştayının detayları anlatıldı.
Tahammülümüz yok
“Deprem değil bina öldürür” diyen İMO İzmir Şube Başkanı Atak “10 yılda bir yaşadığımız büyük depremler neden felakete dönüştü? Çünkü oradaki yapılar depreme hazırlıklı olmadığı için. Topyekûn bir şekilde dirençliliği konuşmak gerekiyor. Ayrıca iş birliği içinde olmamız lazım. Bir de artık sonuç almak istiyoruz. Konuşmalar çok fazla zaman alıyor, vakit kaybettiriyor. İzBB’nin ev sahipliğinde Deprem ve Yapı Bilimi Günleri adında iki günlük bir çalıştay gerçekleştirdik. Bu söylediklerimiz için somut bir adım atmış olduk. Başkan Cemil Tugay’dan kararlık ifadesi geldi. Kentsel dönüşümün yeni yapılacak binalardan başlayacağını söyledi. Doğru. Artık bir tane daha hataya tahammülümüz yok” ifadelerini kullandı.
Yetkin mühendislik gerekli
Dirençli yapılar oluşturulması için gerekli en önemli adımlardan birinin yetkin mühendislik olduğunu söyleyen Atıcı, “Yeni yapacağımız yapıların daha dirençli olması için somut önerilerimiz var. Bunlarda ilki yetkin mühendislik. 170 bin civarında mühendis var. Mezun olduktan sonra her şeye imza atma yetkimiz var. Bunun böyle olmaması, herkesin uzmanlık alanı olması gerektiğini söyledik. Bu anlamda etkinliklerimiz, meslek içi eğitimlerimiz devam ediyor” şeklinde konuştu.
Taslak çalışma hazırladık
Yapı ve üretim süreçleri hakkında bilgi veren Atak, şunları söyledi: “Kurumlar tarafından verilen bir imar hakkınız var, Kaç katlı olacağı vs. Bu bilgiyle proje hazırlıyorsunuz. Aslında tasarım aşamasında başlıyor binanın depreme ne kadar dayanıklı olduğu. Bugünlerde bu tasarıma ilişkin felsefemizi değiştirecek önerilerin yer aldığı bir taslak metin hazırladık, tebliğ adında. Şu anda taslak aşamasında. Birtakım akademik çalışmalar yapılmış. Yaşadığımız depremlerde yıkılan binaların özelliklerinin matematiksel ifadelerle yer aldığı bir çalışma. Bu çalışmalardan sonra elde edilen bilgilerle yıkımı en aza indirmek için gerekli önerilerin yer alacağı bir çalışma. Bu, herkesin anlayabileceği bir şey de olacak. Çünkü artık somutlaşması lazım. Böyle bir şeye ihtiyacımız var. Bu konuda karar verecek mercii Bakanlık ancak biz Büyükşehir Belediyesi’ne bir öneride bulunduk. Tebliğ metni meclis kararıyla belediye olarak biz uygulayabiliriz. Öncü ve örnek olabiliriz. Bugünden itibaren tasarlanan binalar için önlemi önceden almış oluruz. Maliyet olarak da alışa etkisi yüzde 1,5-2 oranında. Tebliğ bize bir standart oluşturuyor. Çünkü yönetmeliklere uyulmuyor. Yapımda bir sıkıntı varsa usta, kalfa, müteahhit uygulamıyor. Toplam maliyet içinde çok küçük farklar nedeniyle oluyor bu yıkımlar. O yüzden bir de bulunduğumuz alanları genişleterek binaların başımıza yıkılmasının önüne geçmek istiyoruz.”
Çalıştay ilgi gördü
Çalıştayın farkındalık yaratmak amacıyla yapıldığını da aktaran Atıcı, “Yalnızca binalarla ilgili değil ulaşım yapılarıyla ilgili de konuşuldu. Köprülerimiz, viyadüklerimiz var. Deprem öncesinde yapılacak çalışmalar deprem sonrası oluşacak maliyetin 20’de biri kadar bir oran aslında. Aynı şey altyapı için de geçerli. Hepsi bu çalıştayın sonuçları oldu. Çok da ilgi gördü. Bu tür etkinliklerin devam etmesini istiyoruz” diye konuşurken, Atak da “İnşaat mühendisleri odası ne yapar diye sorduğunuzda anahtar rol gibi düşünüyorum. Akademik çalışmalar var elbette ama bir yandan da kamunun ihtiyaçları var. Birbirlerini anlamaları için de verimli bir etkinlik oldu” ifadelerini kullandı.
Hassasiyetle yürütülmeli
Yapı üretim sürecinin ciddiyet ve hassasiyetle yürütülmesi gerektiğini dile getiren Atak, “Bugüne kadar böyle gitti tabusu var. En büyük golü burada yiyoruz. Yapı üretim sürecindeki ciddiyeti korumakla ilgili sorunlarımız var. Periyodik yapı kontrolünün önemini de gün yüzüne çıkarıyor. Asansörler için, araçlar için muayeneler var ancak binalar için yok. Oysaki durduğu yerde bile yıpranan bir şeydir binalar. 50 yıllık bir servis süresine göre tasarlıyoruz. Ancak çevresel etkiler, depremler yıpratabilir. Muayenelerle tespit edilmesi gerekir. Binaları yaşayan nesne olarak görmek gerekir” diye konuştu.
İş birliği vurgusu
Kamu yararı gözettiklerini söyleyen Necati Atıcı, “İnşaat Mühendisleri Odası genel merkez yöneticiliği yaptım. Bu sebeple birçok bakanlıkla görüşüyorum. Bakanlıklarda yer alan müdürlüklerde çalışan arkadaşların çoğu mühendis. Ve bu mühendisler odamızın üyesi. Kamunun yararına olan işlerin arkasındayız ve iş birliğine hazırız. İzmir’de büyükşehir belediyesiyle bu anlamda güzel iş birliklerimiz de oluyor. Halktan uzak bir yerde değiliz. Yetkin mühendislik de halk için. Bakanlıktaki bürokrat arkadaşlarımızın düşüncesi de bu yönde” şeklinde konuştu. Kurumlar arasındaki iş birliğine vurgu yapan Atak da “Sonuç istiyoruz. Çünkü vaktimiz yok, her geçen gün daralıyor. Yaptığımız etkinlikte de çok farklı alanlardan birçok insanı bir araya getirdik. Demek ki bir araya gelebiliyoruz, teknik şeyleri konuşabiliyoruz, birbirimizi anlayabiliyoruz, ortaklaşabiliyoruz. Artık bunun siyaset üstü görmek zorundayız. Geç de kaldık. Yapılabilecek şeyler neyse alt alta koyalım. Gündemimiz finansal kaynaklarsa ona ilişkin de önerilerimiz var. Müsaade edin anlatalım. Aklınıza yatarsa uygularsınız” dedi.
Takipçisi olacağız
Yaptıkları çalıştayda bir sonuç bildirgesi ortaya çıkardıklarını anlatan Atak, şöyle konuştu:
“Son etkinliğimizde bildiri oluşturmak şeklinde bazı konularda sonuçlara vardık. Tebliğ’in yürürlüğe girmesi, basen etkisinin fiziksel özelliklerinin deprem yüklerimiz anlamında tanımlanması, periyodik yapı kontrollünün mümkün hale gelebilmesi, her şantiyede bir şef olması gibi pek çok sonuç odaklarımız var. İMO’nun yapabileceği bu. Çünkü kanuni olarak yürüyebileceği yer bu kadar. Bundan sonrası idarelerin iradesine kalmış durumda. Adım atmak isterlerse çok çabuk sonuç verecektir. Biz de takipçisi olacağız. Öneriler getirmek, iş birliğine açık olmak, ihtiyaç duyulan noktalarda danışmanlıklar üretmek, halkı bilinçlendirmek, paydaşları bir araya getirmek, politika üretmek gibi edindiğimiz misyonlar var. Bir sonuç alana kadar devam edecek.”
Riski azaltıcı tedbirler alabiliriz
Depremlerdeki hasarların mühendislik hizmetleriyle ilgili olduğunun altını çizen Necati Atıcı, “99 Depremi’nde çalıştık ardından Van’da ve son olarak Maraş’taki depremlerde bütün bölgeyi gezdik ve yıkımların neden olduğunu araştırdık. Aslında çok basit ve temel kavramlar var. Mühendislik hizmeti tam alınmadığı için bu hasarlar ağır olmuş. Deprem riskini azaltıcı tedbirler alabiliriz. Bunları da işi bilen uzman arkadaşlar yapmalı. Mühendisin gözüyle yapılmalı” diye konuştu.