Memleket Partisi lideri Muharrem İnce, seçim sonuçlarıyla ilgili sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Süreci değerlendiren İnce, şu ifadeleri kullandı;
*Biz siyasetçilerin görevi; içinde yaşadığımız toplumu önce anlamak sonra topluma sunduğumuz öneriler doğrultusunda seçmeni ikna etmektedir. Toplumu anlamadan siyaset yapmanız mümkün olamaz.
*Seçmenin duygu ve düşüncelerini anlamak, onlara kulak vermek, beklentilerini öğrenmek siyasetçinin önceliği olmalıdır. Size oy vermeyenleri cahillikle, bilgisizlikle kendisini makarna ve kömüre satmakla suçlarsanız gideceğiniz pek fazla bir yer yoktur.
“Duygu dünyasını anlamamız gerekiyor”
*Bin yıldır bu toprakları kendisine yurt edinme çabasında olan bu insanların tarihin derinliklerinden gelen düşünce mirasını anlamadan siyaset yapılamaz. Anadolu’da kalmak için Haçlı Seferleri’ne karşı duran bu millet, çok değil 100 yıl önce bu topraklardan sökülüp atılmanın mücadelesini verdi.
*Balkanlardaki, Kafkaslardaki ve diğer Osmanlı bakiyesi yerlerdeki Türklerin son kalesi, gidebileceği son yurdu Anadolu’dur. 15 Temmuz 2016 günü tankların altına yatan, mermilerin üzerine atlayan, uçaklar kalkamasın diye ekinini gözünü kırpmadan yakan “Çılgın Türklerin” duygu dünyasını anlamanız gerekiyor.
*Bu milletin en önemli önceliği vatanını savunmaktır. O nedenle “her Türk asker doğar”, o nedenle “Ordu peygamber ocağıdır” o nedenle bu toplum Atatürk’ten vazgeçmez ve onu her daim derin saygı ve sevgi ile anar.
6’lı masa eleştirisi
*6’lı masanın hayali bir koalisyon, bir siyaset mühendisliği projesi olduğunu; partilerin tabanlarının sesine kulak vermeden yapılan tabanda karşılığı olmayan bir proje olduğunu söyledim.
*13 toplantıda adayın kim olacağını ancak belirleyebilen bir ittifakın seçmene güven vermeyeceğini, buradaki tutarsızlığı gören, masanın bileşenlerine gönlü razı olmayan, masadaki birlikteliği ilkesel değil menfaat icabı gören seçmenin oy vermeyeceğini söyledim.
*”Tabanda masanın yapısına ve adayına toplumun bir itirazı var ve bunu görmezden gelemeyiz.” dedim. “Siyaset toplumun sesini duyurmak için yapılır. Siyaset kurumu seçmene seçenekler sunmakla görevlidir.
*Seçeneklerin olmadığı bir seçim demokratik bir seçim olamaz. Seçenek sunmayı oyları bölmek olarak sunmak bir dayatmadır. İki turlu seçimde oyların bölünmesi söz konusu değildir. Cumhur İttifakı için çalışan anket firmaları ilk turda Erdoğan’ın alacağını, Millet İttifakı için çalışan anket firmaları da ilk turda Kılıçdaroğlu’nun alacağını söylüyor. Bunlar kamuoyuna sipariş üzerine açıklanan sonuçlardır.” dedim.
“Gerçekte Türkiye, merkezi iktidarla yerel yönetimler iktidarı arasında paylaşılmıştır. Merkezi iktidar merkezdeki kamu kaynaklarını kendi yandaşları arasında pay edip, kendine yakın medya organlarını besleyip yandaşlarına gerçek dışı propaganda yaparken, yerel yönetimler iktidarını temsil eden muhalefet de yereldeki kamu kaynaklarını kullanarak benzer uygulamaları yapmaktadır.” dedim.
“Sesimi kısmaya beni oyundan düşürmeye çalıştılar”
*”Milletimiz ülkeyi bu duruma getiren iktidardan kurtulmak için asla tasvip etmeyeceği marjinal grupları, Cumhuriyet ile Atatürk ile sorunu olan insanları iktidara taşımak zorunda değildir. Cumhuriyetimizin temel ilkeleri ile ülkemizin kurucuları ve kuruluş felsefesi ile sorunu olanları muhalif kisvesi altında desteklemek zorunda değildir.” dedim.
*Ne söylediysem dinlemek yerine muhalefet var gücüyle sesimi kısmaya, beni oyundan düşürmeye çalıştı. Seçim alınıyor da ben engeliyormuşum gibi bir algı yaratıldı. Yurtdışına kaçmış PKK’lılar, FETÖ’cüler ile yıllarımı verdiğim CHP içindeki bazı yöneticiler işbirliği halinde sosyal medya üzerinden siyasi tarihe geçecek bir iftira ve karalama kampanyası yaptılar.
“Adaylıktan çekilmemi talep ettiler”
*Bunlar herkesin gözü önünde olduğu halde bu hayasız akını bir sözle durdurabilecekler görmezden ve duymazdan geldi. Oturdukları yerden sadece tweet atarak, sadece şikâyet ederek, sadece Whatsapp gruplarında tartışarak memlekette dönüşüm yapacağını zanneden tatlısu muhalifleri, sanatçılar, yazarlar hep bir ağızdan adaylıktan çekilmemi talep etti. Ben de çekildim.
*Bazılarına göre adaylıktan çekilmem siyasi olarak intihardı. Bunu göze aldım. Çünkü çekilmeseydim bugünkü manzaranın tek sorumlusu ilan edilecektim. Şimdi herkes “Muharrem İnce Haklıymış” diyor. Evet ama ‘Ba’de harabil Basra’ (Basra harap olduktan sonra).