Bilge Can Ünbal Yılmaz/ İZ GAZETE- İŞKUR’un yayınladığı ‘İşgücü Piyasası Araştırma Sonuçları’nda 2022 yıllında İzmir’deki kayıtlı işçi sayısı 135 bin 433 kişi olarak açıklanırken, işsizlik ödeneği almaya hak kazanan kişi sayısı 34 bin 678 olarak açıklandı. Rapor kayıtlı işsizlerin sadece yüzde 25’inin işsizlik ödeneği alabildiğini de ortaya çıkardı. Rapordaki verileri değerlendiren Sosyal Güvenlik Müşaviri Dilek Ete, işsiz ödeneği alınabilmesinin zorlu koşullara bağlandığını bu nedenle birçok işçinin mağdur olarak işten ayrılmasına rağmen ödenek alamadığını söyledi.
Koşulsuz olmalı
Ete işçilerin hakkı olan ödeneğe neden ulaşamadığını şu sözlerle açıkladı; “İşsizlik priminin amacı kişiye yeni iş bulana kadar bir yardım sağlanmasıydı. Bizim ülkemizde ne oldu? İşsizlik parası hep bir şeylerin arka bahçesi oldu. Devlet işsizlik parasıyla depremle ilgili şeyleri bile karşıladı. Her şeye kullandılar o parayı. Asıl olarak işsizlere verilmesi gereken para ödenmedi. Ödenmemesi için zor koşullar istedikleri için… Diyor ki 120 gün kesintisiz sigortası olacak. Adam işe giriyor; 5,6 yıl çalışıyor. Bir şekilde ayrılıp tekrar bir işe giriyor. 120 günü sağlamadığı için geçmişi kesintisiz olsa bile işsizlik parası alamıyor. Halbuki bireysel emeklilik gibi olmalı. Orada bir paran birikiyorsa senin; hangi şartla çıkarsan çık o paranın ödenmesi lazım. Tabii koşulsuz olması lazım”
Haksız kod
Patronların işçilere kıdem tazminatı vermemek için haksız kod ile işten çıkarttığını söyleyerek, “Bazısı da işçiyi haksız şekilde atıyor, tekstilde bununla çok karşılaşıyoruz. İşçi işsizlik parası için başvurduğunda diyorlar ki işveren seni haklı sebeple çıkarmış. Ben sana işsizlik parasını ödeyemem. Git davayı kazan, arabuluculuk görüşmeleri yap, dava et kazanırsan işsizlik parasını veririm diyor. İşveren sırf kıdem tazminatı vermemek için çıkış kodunu haklı sebep koduyla çıkardığı zaman gerçekten bir mağduriyet olsa da İş-Kur işsizlik parası vermiyor. Git bunun kodunu değiştir diyor. İşçi işverenle mahkemelik oluyor, mahkeme süreci de uzun sürüyor” dedi.
Para pul oluyor
İşçilerin haklarını almak için mahkemelere başvurmak zorunda kaldığını hatırlatan Ete, “Genel olarak şöyle bir şey söylerler: İş mahkemeleri işçiden yana. Yahu nasıl işçiden yana? Bugün bir iş mahkemesine başvursanız en basit davamız bile 3 yıl sürüyor. İşçi 3 yılın sonunda kazandığı zaman davayı, işveren devletin belirlediği yüzde 9 faiz üzerinden kıdem tazminatını veriyor. Adamı bugün doğru kodla atsa 100 bin TL para alacak, işveren bunu 3 yıl sonra yüzde 9 faizle verdiğinde pula dönüşüyor parası. O da diyor ki gitsin dava açsın, uğraşsın alsın. İşçi de ‘Bunla mı uğraşacağım Dilek Hanım, ne veriyorlarsa kabul edeyim’ diyor. Çok daha fazlasını alabilir ama baştan dava açmak için harcayacağı o parayı nereden bulacak? Dava masrafları, şahit götürecek… İşçinin bu ülkede sahibi yok” diye konuştu.