Batuhan KAYA- İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinde işçi kıyımı devam ederken, Menemen Belediyesi’nden atılan 400 işçi içerisinde olan Grafik Tasarımcı Başak Sopacı, Büro İşçisi Recep Çetin ve Belediye-İŞ Çevre İlçeler Şube Başkanı Cumali Akay, İz TV’de Bülent Kepenek’in konuğu oldu.

Menemen Belediyesi’nin mali durumu, işçilerin atılma nedeni ve AKP’li Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan’ın konuşulduğu programda değerlendirmelerde bulunan Belediye-İŞ Çevre İlçeler Şube Başkanı Cumali Akay, “Menemen’de yaşanan sorunlar aslında uzun zamandır yaşanıyor, artık bıçak kemiğe dayandı. Menemen’deki yerel seçimlerde Serdar Aksoy belediye başkanlığını kazandı. Sonrasında bir mahkeme sonrası belediye başkanlığı düştü ve meclis içerisinde yapılan bir seçimle Aydın Pehlivan göreve geldi. Göreve geldikten sonra Meta-Su’da çalışan arkadaşlarımızı Meta-Su’nun yetkisi kendisine geçmezse işten atacağını söyledi ve belediye önünde 21 gün süren bir eylem yaptık. O sürecin hemen akabinde yeni bir birim kurdu ve bu birim sadece süpürge anlamında kuruldu ama ana maksadı baskıydı. Bu birimdeki arkadaşlarımıza, ‘CHP’ye değil AKP’ye yakın olun eski görevlerinize dönün’ dendi. O gün sürgün edilen arkadaşların yüzde 99’u eski yerlerine gönderildi çünkü işler yürümedi. 400 arkadaşımızın 250’si işlerine geri döndü ama biz hepsinin dönmesini istiyoruz. Burası bir belediye ve belediyeler kamu kurumudur. Belediyeler kamu kurumu şeklinde yönetilmiyor. Ne yazık ki Menemen’de böyle bir yönetim yok” diye konuştu.

Bin 250 kişi işe alındı

Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan’ın göreve geldiği günden bu yana bin 250 kişiyi işe aldığını söyleyen Akay, “Göreve geldiği günden sonra bin 250 civarı personel topladı. Dedi ki, ‘Menemen’de bu kadar personel çok, işçi çıkarmak zorundayız’, şu anda 4 bin 500 civarında çalışan var. Aydın Pehlivan bir meclis toplantısında CHP’li üyelere sunum yaparken, ‘Menemen Belediyesi’ne İller Bankası’ndan aylık 17 milyon TL geliyor. 240 milyon TL kredi çekmek zorundayız’ dedi ve 110 tane gayrimenkul için satış kararı aldı. Belediyenin işçi gelirinin 1 milyon TL üzerinde olduğunu beyan etti ve bu işçilerin işe alımına biz karşı değiliz ama göre göre Menemen’i kaosa soktular. İlk görev aldığında kendisi benden destek istedi. Bir çalışma yaptıklarını söylediler, bankamatikleri çıkartacaklarını ifade ettiler. O dönem 40 civarındaydı ancak şu an bin seviyesinde bankamatik çalışanı var. Partiye yakın, kendisine yakın. Gözlemlediğimiz çok ilginç şeyler var” dedi.

Bizler bankamatikçi değiliz

Menemen Belediyesi’nde Büro İşçisi olarak çalışan yüzde 93 engelli Recep Çetin bankamatikçi olmadığını ifade ederek, “Menemen Belediyesi’ne 2019 yılında işe başladım. Ben yüzde 93 engelliyim. Ne kadar özverili çalıştığımı özellikle Menemen Halkı gayet iyi bilir. İlk başta çıkarıldık, sonra alındık sonra süreç güzel ilerlemeye başladı. Maaşlarımızı ve ikramiyelerimizi aldık. Seçimden önce her platformda, meclislerde ve mitinglerde işten çıkarma olmayacağını söyledi. Kendisi Tahir Şahin döneminde düğününe 3 ay kala işten atıldığını ama bunu kendisinin yapmayacağını ifade etti. Seçimden sonra Başkan Yardımcısı Mustafa Aksoy tarafından mobbingler yapılmaya başlandı ve bu noktaya geldik. İşimize dört elle sarılırken, hafta sonları mesailer yaparken neden işten çıkardık? Biz bankamatikçi değiliz, işimize gidiyoruz” diye konuştu.
 

Menemen Belediyesi kitlenmiştir

Menemen Belediyesi’nin borçlarından ötürü kitlenmiş durumda olduğunu açıklayan Akay, “Menemen Belediyesi’nde tek yetkili sendika biziz. Dolayısıyla belediye başkanı ile sürekli görüşmeler gerçekleştirdik ancak kendisi çözümden yana olmadı” şeklinde konuştu.

Pehlivan’ın seçimden önce “İşten çıkartırsam namussuz, şerefsizim” dediğini kaydeden Akay, “Seçimi kazanabilmek için işçilerle bir araya geldi ve işçilere yüzde 25’lik ek zam verdiğini ifade etti. Orada , ‘Bir tane işçi çıkartırsam şerefsizim, namussuzum’ dedi. Büyük, iddialı söylemler üretti. Bizler kanuni olarak hak ettiğimiz maddiyatı almak zorundayız. İşçileri savunma mekanizması olan sendikacı olarak değil Menemenli olarak buradayım. Menemen hepimizin. Menemen’in 40 yılı bu yanlış yönetimle çalındı. 400’e yakın arkadaşımızı çıkarırken bunların 250’sini almanın manası nedir? 20 gündür belediyenin önündeyiz ve bir açıklama bekliyoruz” dedi.
 

Siyasi sebeplerden ötürü çıkartıldık

Siyasi sebeplerden ötürü işten çıkartıldıklarını düşündüğünü söyleyen Çetin, “Bizi bütçe sebebiyle çıkarttığını düşünmüyorum. Bu sene 112 tane taşınmaz yetkisi aldı ve biz çıkarıldıktan sonra yeni personel alımı yapıldı. Ben 5 yıllık personelim, 25 yıldır çalışanlar çıkartıldı. Hiçbir gerekçe yokken bunlar yapıldı ve yeni personeller alındı. Kendi açımdan bu işin siyasal olduğunu düşünüyorum. Bize söz vermesine rağmen çıkardı. Takke düştü kel göründü” diye konuştu.

Çok fazla alım oldu

Kendisinin çalıştığı sürede birçok AKP’linin nitelikli olmamasına rağmen işe alındığını ve sonrasında işten çıkartıldığını söyleyen Grafik Tasarımcı Başak Sopacı, “Uzun yıllar ajanslarda çalıştım. Bu işin en güzel yanı mesainiz olmasıdır, fazla mesai yaptığınızda mesainizi alırsınız. Bunların avantajlarını yaşıyorduk. İşimizden olduğumuz için zorlu bir sürece gireceğiz. İşten atıldığıma çok şaşırdım. Kimseye ulaşamadım, yöneticim şehir dışındaydı” dedi.
 

Pehlivan sendika değişikliği istedi

Pehlivan’ın seçimi kazandıktan hemen sonra Hak-İŞ’e geçmeleri yönünde baskısı olduğunu söyleyen Akay, “Hak-İŞ bağlı bulunduğu yapı gereği AKP’ye yakındır. Genel Başkanımız Dilek Yurdakul’un bir açıklaması var, ‘Evet bizim de bir siyasi partimiz var, Türkiye Cumhuriyeti, genel başkanımız da Atatürk’ diyor. Biz, personel emekçi mi çalışıyor mu çalışmıyor mu buna bakıyoruz. Biz bu bayrağı bir yere kadar taşıyıp teslim etmek için yola çıktık. Birçok sorunu atlatarak bu noktaya geldik” şeklinde konuştu.
 

Hak-İş baskısı

Çalıştığı birimde Hak-İŞ’e geçmesi yönünde baskı gördüklerini söyleyen Sopacı, “Sendikacılar geldi ve direkt başkanın emriyle buraya geçmeniz gerek’ dedi. Ergün Doğan bir toplantı yaptı, genel bir toplantı daha yaptı ve en son telefon ettiler, ‘En son sen görünüyorsun Hak-İŞ’e geçmemiş’ dedi. Ben de ‘Ben de geçtim, kayıt düşmemiştir’ dedim. Artık dayanamamıştım. E-Devlet’ten belge çıkartıp gönderdim beni işten atmayın diye. Seçimden sonra farklı bir hava esmeye başladı. Seçimden hemen sonra şöyle bir haberle ofise girdik. İşçiler işten çıkartılacak, Deniz Hanımla beraber çalışan, mitinglere katılan isimler işten çıkartılacakmış. Tek tek kameraya çekmişler. Dedikodu üzerinden bir gerginlik havası yaratıldı” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Batuhan KAYA