Batuhan KAYA/İz Gazete- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) ve iştiraklerinde çalışan ancak “personel fazlalığı” gerekçe gösterilerek işten çıkartılan İZDOĞA ve İZENERJİ işçileri, Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirerek işlerini geri istedi. 10 gündür İzBB Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın makamının da bulunduğu Egemenlik Evi önünde oturma eylemi de yapan Tugay’a çağrıda bulunarak işlerini geri istedi. İşçiler sık sık, “Direne direne direnişten zafere”, “Hak, hukuk, adalet” ve “İşimizi geri istiyoruz” sloganları attı. Alandaki işçiler adına basın açıklamasını, işten çıkartılanlardan biri olan Süleyha Konuk okudu.
Konuk açıklamasında, “Çok uzun süren mülakat süreçlerinin ardından, mülakatlarımız tamamlandıktan sonra da işe başlamak için uzun süre bekletildikten sonra iş başı yapabildik.  İşimize son verilen süreci meşrulaştırmak için kullanılan bazı ifadeler ne yazık ki kamuoyunu yanıltıyor” ifadelerini kullandı.

“Bankamatik değiliz”

Alanda bulunan tüm işçilerin sahada çalıştığını ve bankamatik memuru ya da torpilli olmadığını ifade eden Konuk, “Bize bankamatik memuru ya da fazlalık personel muamelesi yapılıyor ancak durum böyle değil gerçekleri bizden dinlemenizi isteriz. Hepimiz işinin başındayken işten atıldığı bilgisini aldık. Kimimiz sınıfta öğrencileriyle dersteydi, kimimiz katı atıkta çöp ayrıştırıyordu, kimimiz sırtında yük taşıyordu. Çalıştığımız birimlerde eksik personelle çalışıyorduk, bir çoğumuz çalıştığı şu kısa zamanda bile fazla mesai yapmak zorunda bırakıldık” dedi.

Sadece hikayelerimiz farklı

İşten çıkartılan tüm işçilerin hikayesinin farklı olduğunu ancak ortak noktalarının işten haksız yere atılmaları olduğunu kaydeden Konuk, “İşten atılan bir arkadaşımız depremzede, eşi hasta ve tedavi sürecinde ama bu süreçte eşini de bizi de yalnız bırakmıyor. Bir arkadaşımızın birkaç gün sonra düğünü var. Kimimiz iş başı yapacağı bilgisini aldığında eski çalıştığı yerden tazminatlarını yakarak belediyede işe başladı. Çocuğu yoğun bakımda yatarken işe alındığı haberini alan arkadaşımız var. Direniş alanına gelirken yol parasını karşılayamayan arkadaşlarımız var. Hepimizin hikayesi farklı ortak noktamız haklılığımız” diye konuştu.

150 kişiden fazlası işten çıkartıldı

Farklı farklı alanlardan 150’den fazla kişinin işten çıkartıldığını belirten Konuk, “Söylemek zorundayız ki sürecin başından bu yana yanlış bilgiler kasıtlı olarak kamuoyunda dolaşıma sokulmakta. İşten çıkarılan sayısı iddia edildiği gibi 20 değil, bize ulaşan 150’yi aşkın arkadaşımızın işine son verilmiş durumda. Ve işten çıkarılacakların sayısının binleri bulabileceği konuşulmakta. Bir diğer yanlış bilgi ise işine son verilebilenlerin yalnızca büro personeli olduğu ve herkese başka iş kollarında çalışması için teklifte bulunulduğu yalanı. Oysa bizler işine son verildiğinin bilgisi dahi verilmeden günlerce çalışmaya devam eden arkadaşlarımız var. Üstelik yalnızca büro işçisi değil, içimizde katı atık işçileri, ataması yapılmayan öğretmenler, kapsam dışı 15 mühendis arkadaşımız ve daha çok sayıda farklı işleri üretenlerimiz var” ifadelerini kullandı.

Siyasi çekişmenin faturası emekçiye kesilmesin

Aday adaylığı sürecindeki siyasi çekişmenin faturasının, emekçiye kesilmemesi gerektiğini söyleyen Konuk, Tugay’a ve CHP üst yönetimine işlerini geri vermeleri çağrısında bulunarak şöyle konuştu:
“Biz hakkımız olanı istiyoruz, seçimlerde aday belirleme süreçleri de buralarda yaşanan kişisel kavgalar da biz emekçilerin gündemi değil, eski yönetimle yeni yönetim arasında yaşanan siyasi çekişmelerde olan biz emekçilere oluyor. Buradan Sayın Cemil Tugay’a ve CHP yönetimine sesleniyoruz bu haksızlığa dur demek iki dudağınız arasından çıkan bir sözcüğe bakar.  Biz hakkımızın bilincindeyiz, bir araya geldiğimizde güçlü olduğumuzun farkındayız. Yalnızca hakkımızı istiyoruz. Tüm yurttaşların hak ettiği gibi insanca şartlarda çalışıp yaşamımızı kazanmak istiyoruz. Hakkımız olanı, işimizi alana kadar hiçbir yere gitmeyeceğiz! Biz haklıyız, biz kazanacağız!”

Muhabir: Batuhan KAYA