İZELMAN bünyesindeki okullarda görev yapan 92 öğretmenden sadece birkaçı olan Füsun Özsakalar, Semih Sığırcı, Büşra Şahin, Hülya Erol ve Almira Agara, öğretmenlik mesleğinin kutsallığını ve miniklerle kurdukları özel bağı anlattı.
Deneyimimi aktarıyorum
İZELMAN Anaokulları’nda beden eğitimi öğretmenliği yapan Semih Sığırcı, mesleğine tutkuyla bağlı. O kadar ki çocuklar sayesinde hastalığın bile üstesinden gelindiğini anlatıyor.
Semih Sığırcı, 7 yaşında jimnastik branşında lisanslı sporcu olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nde kariyerine başladı. Milli sporcu da olan Sığırcı, Türkiye’de şampiyonluklar elde ederken, yurt dışında Türkiye’yi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni başarıyla temsil etti. Aynı zamanda Türkiye’nin senkronize trambolin branşındaki ilk madalyasını kazanan Sığırcı, “Üniversite dönemi de dahil olmak üzere İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin maddi ve manevi katkıları sayesinde eğitim hayatımı tamamladım. Spor hayatımda sağladığım deneyimleri de İZELMAN Anaokulları’ndaki çocuklarımıza aktarıyorum” dedi.
İki yıl önce ciddi bir rahatsızlık geçirdiğini aktaran Sığırcı, “O süreçte öğrencilerim bana bir tablo hazırlamıştı. Onların verdiği sevgi beni çok mutlu ediyor. Çocukların verdiği enerji, böyle büyük bir hastalığı bile yenmenize yardımcı olabiliyor. İşimi ve çocukları çok seviyorum. Öğretmenlik çok kutsal bir meslek” diye konuştu.
Bu bağ, 30 yılı devirdi
İZELMAN Anaokulları’nda 1994 yılından beri öğretmenlik yapan Füsun Özsakalar’a göre ise eğer öğretmenseniz aynı zamanda hem anne hem doktor hem kuaför hem psikolog hem de hiç büyümeyen bir çocuksunuz.
Özsakalar, öğretmenliğin büyük bir sorumluluk olduğunu belirterek “Aileler gözünden bile sakındığı en değerli varlığı olan çocuklarını size emanet ediyor. Siz güven duygusunu öyle hissettirmeli, sevginizi onlara öyle geçirmelisiniz ki aranızda bir bağ oluşsun. Benim bu bağım, 30. yılını devirdi” diye konuştu
Hayat boyu süren bir yolculuk
İZELMAN Anaokulları’nda 25 yıldır öğretmenlik yapan Hülya Erol da bu uzun yolculuğu işini çok sevmesine bağlıyor. Erol, 25 yıldır aynı heyecan, aynı tutku, aynı motivasyon, aynı enerjiyle görevime devam ettiğini vurgulayarak “Öğretmenlik, hayat boyu süren bir yolculuk. Bu yolculukta bana eşlik eden canların kalbinde atmak, onların yüreğinde olmak çok farklı bir duygu. İşimi çok severek yapıyorum. Bu mesleği seçmemdeki temel neden çocukların koşulsuz sevgisi, ilgisi, meraklı bakışları, heyecanları. Yeniden dünyaya gelsem yine bu mesleği seçerdim” ifadelerini kullandı.