Gizem TABAN/İZ GAZETE- İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz ve yönetim kurulu üyeleri, 10 ilde etkili olan deprem faciasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Baro binasında gerçekleşen toplantıda Baro Başkanı Yılmaz, deprem bölgesindeki izlenimlerini aktarırken süreçteki hak ihlallerini de açıkladı.

Çalışmalar yetersiz

İzmir Barosu yönetim kurulu üyeleri olarak deprem bölgesine koordinasyon, yardım ve inceleme için gittiklerini belirten Baro Başkanı Yılmaz, bölgeye dair izlenimlerini şöyle aktardı: “Çalışmalar hala çok yetersiz… Ulaşılmayan enkazlar, girilmeyen sokaklar var. Hala can güvenliği sorunu, işkence var, sağlık sorunu var, iletişim ve barınma sorunları var. Yurttaşların yaşam haklarını ihlal edildiğini düşünüyoruz. Enkazdan çıkarılan vatandaşların ölüm gün ve saatlerinin belirlenmesi gerekir ancak görüyoruz ki otopsi işlemi yapılmıyor, sadece defin izni veriliyor. Sokaklarda, poşetlerde insanların cenazeleri vardı, çünkü kefen yok. Cenazelerin toplu gömüldüğünü biliyoruz. AFAD’ın son derece yetersiz olduğunu gördük. İçişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın daha etkin, daha koordineli olması gerekir. Biz bu alanlarda yapılacak çalışmalar için ilgilileri yine uyarıyoruz.”

fb95cffa-4ecc-43f9-897d-48be8bc5431f

Yaşam hakkı

Deprem bölgesinde tespit ettikleri hak ihlalleri konusunda açıklamalarda bulunan Baro Başkanı Yılmaz, önce yaşam hakkına vurgu yaptı. Yılmaz, şunları söyledi: “Yurttaşın yaşam hakkı ihlal ediliyor. Arama kurtarma faaliyetleri çok yetersiz, hala ulaşılmayan enkaz var. Binlerce yurttaş kurtarılmayı bekliyor, cenazelerini almayı bekliyor. Ekipman ve personel yetersizliği var. AFAD, arama-kurtarma faaliyetlerini daha etkin hale getirmek zorunda… Depremin ilk anından itibaren çevre illerde bulunan madenciler yönlendirilebilecekken bu çağrı yapılmadı, bu arkadaşlar kullanılmadı. Asker yönlendirilebilecekken yapılmadı. Kurtarma faaliyetleri neredeyse 1 buçuk gün sonra başladı. Yaşam hakkı gerçekten ihlal edildi, edilmeye devam ediyor.”

Haberleşme hakkı

Bölgede haberleşme hakkının ihlal edildiğini söyleyen Yılmaz, “Operatörler yeterince hizmet vermemiş. Bir buçuk gün twitter yasağı getirildi, oysa enkaz altındaki insanların haberleşme yolu oydu, bu bile engellendi. Neden? Cumhurbaşkanı bölgeye gitti, twitter da kişilerin haberleşme imkanı ortadan kaldırıldı. Depremzedeler yakınlarıyla haberleşemedi. Bu, haberleşme hakkının ihlalidir. Dezenformasyon kanunu çıkmıştı, bunun çok sakıncalı olduğunu daha önce de söylemiştik. Deprem bölgesine twitter’ın kapatılmasıyla bunun uygulandığını gördük. Belli operatörlerde haberleşme hala olanaksız” dedi.

Sağlık hakkı

Hak ihlallerinden birinin de sağlık hakkı olduğunu dikkat çeken Yılmaz, “Hastanelerin birçoğu zarar gördü, yeterli ilaç yok, doktor yok. Sahra hastanesi yeni kuruluyor ve yetersiz. İnsanların sağlık haklarının da çok açık bir şekilde ihlal edildiğini görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Barınma hakkı

Bölgeye yeterince çadır ve konteynır gönderilmedi, çadır kurulacak alanların henüz belirlenmemesi ve gönderilen çadırların standartlara uymadığı gerekçesiyle kabul edilmemesi söz konusu… Barınma hakkı da ihlal ediliyor.

Ayrımcılık ve engel

Bölgede ayrımcılık yaşandığını ve dayanışmaya engel olunmaya çalışıldığını da dile getiren Yılmaz, “Din, dil, ırk, mezhep farkı gözetmeksizin, gönderilen yardımlardan tüm insanların istifade etmesi gerekirken ayrımcılık yapılıyor. Şiddet, nefret söylemi artmış vaziyette…  Dayanışmaya engel olmaya çalışıyorlar. Baro olarak bunu gördük, yardım malzemelerimizin ulaştığı dönemlerde; AFAD yetkilileri tarafından kendilerinin tek elden dağıtılacağı gerekçesiyle yardım tırlarının AFAD’a teslim edilmesi istendi. Biz daha sonrasında yaptığımız görüşmelerde barolardan barolara teslimat için izin aldık. Ancak engeller yaşanıyor” açıklamalarında bulundu.

Adli işlem hakkı

“Hak ihlallerinden biri de adli işlemler” sözleriyle açıklamalarını sürdüren Yılmaz, “adliyeler yıkıldı, savcı ve hakimler vefat etti, adli yargı konusunda tüm işlemler durdu. Ancak pazar günü savcılar görevlendirildi, görev dağılımı yapılacağını ve bölgede tespitlerin yapılmasını sağlayacakları ifade edildi. Biz de İzmir’den 20 avukattan oluşan grubu Hatay bölgesine göndereceğiz” dedi.

Devlet aciz kaldı

Devletin yetersiz kaldığının altını çizen Yılmaz, “Birçok şey yandaş medyada farklı anlatılıyor. Çok büyük bir yıkım var, devlet bu afetin yanında o kadar aciz ki… Yapılmayan o kadar çok hizmet var ki… İnsanlar tuvalet ihtiyacını karşılayamıyor. Yakın zamanda bir salgın hastalığın çıkması muhtemel. Yağma, ilk 4 gün vardı ve buna bağlı olarak yağmaya karıştığı iddia edilen insanlara karşı öldürmeye varan şiddet mevcut idi. Ne yazık ki böyle bir süreç yaşanıyor.  Devlet afet alanında çok sınırlı şekilde var” diye konuştu.

Mümkün değil

TBMM eski başkanı Bülent Arınç'ın seçimlerin ertelenmesine ilişkin açıklamalarını da değerlendiren Yılmaz, "Tamamen hukuk dışı. Anayasa ve Cumhurbaşkanlığı kanunu açık. Seçimlerin ertelenmesi gerektiren hiçbir fiili durumu yok. Seçimlerin açıklandığı tarihte yapılması gerekir, yapılmaz ise çok büyük bir yanlış olur. Artık demokratik bir sürecin başlaması gerekir. İktidar sadece gördüğü tepkiler karşısında vatandaşların kendisine git diyeceğinden korktuğu için şimdi bir isim üzerinden ama sonrasında yandaş medyada da tartışılacak. Anayasanın hükmü çok açık savaş hali dışında seçimler asla ve kata ertelenemez, mümkün değil" ifadelerini kullandı.

Editör: Duygu Kaya