Batuhan KAYA/İz Gazete- 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde bir basın açıklaması da İzmir Barosu’ndan geldi. Kadın Hakları Merkezi’nden Ajda Kahraman’ın okuduğu açıklamada, kadın cinayetleri ve nedenlerinden bahsedilirken, kadın cinayetlerini hukuki açıdan engellemenin yollarına da değinildi. Açıklamada, kadına şiddeti engellemenin devletin sorumluluğunda olduğu vurgulandı.

Kadınlar her gün öldürülüyor

Kahraman açıklamasında, “Bugün hala kadınlara yönelik toplumsal cinsiyet temelli şiddet, yakıcı bir sorun olarak karşımızda duruyor. Şiddet, yalnızca fiziksel değil; cinsel, ekonomik, psikolojik olarak da kadınların hayatlarını karartmaya devam ediyor. Şiddetin önlenmesine ilişkin bütüncül politikalar oluşturulmamasının faturasını kadınlar hayatlarıyla ödüyor. Kadınlar toplumun dayattığı rollere uygun davranmadığı, ayrılmak veya boşanmak istediği ya da sözde sevgilere karşılık vermediği için, bazen de yalnızca kadın olduklarından öldürülmesi daha kolay olduğu için öldürülürken; “öldürülenlerin çoğu erkek” gibi söylemlerle bilgi kirliliği yaratılıp kadın cinayetleri normalleştirilmeye çalışılıyor. Her gün duyduğumuz cinayetler normal, sıradan, günlük hadiseler değil. Kadınlar her gün İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasının verdiği güvenceye dayanan erkekler tarafından sokak ortasında, evde, hatta adliyede öldürülüyor” ifadelerini kullandı.

Sosyal medya eliyle şiddet normalleştiriliyor

Şiddetin basın ve sosyal medya eliyle normalleştirildiğini söyleyen Kahraman, “Basın, bu ölümlerin sadece magazinsel olarak merak uyandıranlarını ya da vahşice gerçekleşmiş olanlarını seçip haberleştiriyor. Yargı, sadece kamuoyunun tepkisini çeken dosyalarda daha yüksek cezalar veriyor. En acımasız şiddet görüntüleri, sosyal medya platformlarında herhangi bir video gibi elden ele dolaşıyor. Öldürülen bir kadının son çığlıkları haber programlarında, şarkılarda fon olarak kullanılıyor. Öldürülen kadınların fotoğrafları toplumun, bireylerin ruh sağlıkları; öldürülen insanların yakınlarının acısı umursanmadan etkileşim malzemesi haline getiriliyor. Şiddetin her türünün bizi rahatsız etmesi, bir şeyler yapmaya zorlaması gerekirken; medya ve sosyal medya eliyle kadına yönelik şiddet normalleştiriliyor. Üzerine bir de kadın cinayetlerinde yargılanması gereken faillerken, yargılanan öldürülen kadınların kadınlığı, anneliği, namusu oluyor” dedi.

Ödül gibi cezalar...

Öldürülen kadınların sorumluluğunun devlette olduğunu ifade eden Kahraman, şöyle konuştu:

“Kadınlara yönelik toplumsal cinsiyet temelli şiddetin önlenmesi, devletin sorumluluğudur. Kadın cinayetleri mevcut yasalar etkin uygulanarak önlenebilir. Devletin kurumlarınca önleyici tedbirlerin uygulanması yaygınlaştırılabilir. Önleyici tedbirler almamak, caydırıcı yasalar düzenlememek, mevcut yasaların uygulanmasında zorluk çıkarmak politik birer tutumdur. Ancak uygulamaya baktığımızda hiçbir koruyucu ve önleyici tedbirin gereği gibi uygulanmadığı görülüyor. Buna ek olarak çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle delik deşik edilen İnfaz Kanunu, ıslah amacını yerine getirmek bir yana; ödül gibi cezaların uygulanmasına sebep oluyor."

Haksızlığa uğrayan tek bir kadın kalmayana dek...

Kahraman, mücadelelerinin haksızlığa ve şiddete uğrayan kalmayana dek devam edeceğini açıklayarak, şu ifadeleri kullandı:

“Şiddetin karşısında yıllardır ilmek ilmek ördüğümüz dayanışmamız var. İzmir Barosu olarak bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik şiddete karşı mücadele etmeye, kadın cinayeti dosyalarında katılma talebinde bulunmaya, taleplerimiz kabul edilmediğinde dahi gözlemci olarak duruşma salonlarında öldürülen kadınların ailelerinin yanında, faillerinin karşısında olmaya; eril zihniyetin ürettiği politikalara karşı dimdik durmaya; toplumsal farkındalığın artırılması ve şiddet mağdurlarına destek mekanizmalarının yaygınlaştırılması için mücadelenin parçası olmaya; 6284 sayılı Kanunu uygula demeye ve uygulatmak için gereken tüm hukuki sorunlarla baş etmeye, çözümler üretmeye devam edeceğiz. Haksızlığa uğrayan tek bir kadın dahi kalmayana dek mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz”

Muhabir: BATUHAN KAYA