Batuhan KAYA- 31 Mart’ta Dr. Cemil Tugay’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı seçilmesiyle başlayan ve artarak devam İZSU ve İZULAŞ’taki işten çıkarmalar, işçilerin Tugay’ın makamının da bulunduğu Egemenlik Evi önünde nöbete başlamasına yol açtı. İşçiler, haklarını aramak için Egemenlik Evi önünde nöbet tutarken, İz Gazete de işçilere mikrofon uzatarak Grev Günlükleri serisini başlattı. Grev Günlüklerinin ilk konuğu, İZSU’da saha personeli olarak çalışırken “personel fazlalığı” gerekçesiyle işten çıkartılanlardan biri Murat Ata oldu.

Ne zaman olacak baba?

Ata hikayesini, “Ben, eşimin hazırladığı midyeleri sokakta satarak esnaflık yapıyor, geçimimi sağlıyordum. 4 tane çocuğum var, 4’ü de küçük ve okula gidiyor. Benim işe alım sürecim 2019’un yaz aylarında başladı. CV’mi sürekli yeniledim. 8 ay önce benim eşim kansere yakalandı. Biz eşimin tedavisiyle uğraşırken bir telefon geldi ve ‘Gelin muayene olun, işlemlerinize başlayın’ dendi. O ana kadar çocuklarım, ‘Ne zaman olacak baba? Midye yapamıyoruz, bir işe gir’ diyordu. Haber gelince onlar da sevindi. Ocak ayında telefon gelmişti, şubatta sağlık raporumuzu aldık, güvenlik soruşturmasından geçtik ve martta iş başı yaptık” sözleriyle paylaştı.

Eşim bilmiyor

Eşi ve çocuklarının greve geldiğini bilmediğini, 2 gündür işe gidermiş gibi greve geldiğini söyleyen Ata, “Eşim, ben işe girdikten sonra da tedavisine devam etti ve ameliyat oldu. Doktorlar bana, ‘Eşinizin morali iyi olacak’ dedi, kanser hastalığında moral çok önemlidir. Salı günü belediyeden, resmi olmayan bir numarayla beni arayıp, ‘İş akdiniz feshedildi’ dediler. Eşim ve çocuklarım haberlerde bu işten çıkarmaları takip ediyorlardı, ben de onlara, ‘Sıkıntı yok, ben işime devam edeceğim’ diyordum. 2 gündür işe gidermiş gibi buraya geliyorum. Dün akşam dayanamadım, ‘Sendika, bizi çıkarmasınlar diye eyleme götürüyor’ dedim. Eşim ve çocuklarımın halen daha haberi yok” dedi.

Bu adalet değil

Bir telefonla, “Personel fazlalığı” gerekçesiyle işten çıkartılmalarının “adaletli” olmadığını söyleyen Ata, “Ben Su İrsaliye’de çalışıyordum. Kazma kürek işindeydim ve hep sahadaydım. Cemil Tugay, ‘İşçi fazlalığı var’ diyor ama en son geçen hafta salı ve perşembe günü 2 gün sabahçı bıraktılar beni iş var diye. Oradaki işçilere, ‘Mesaiye kalın’ diye dil döküyorlardı ama kimse kalmıyordu. Ben, ‘Kalırım sıkıntı yok’ dedim. Eleman fazlalığı diye bir şey yok” diye konuştu.

Tugay vicdanını dinlesin

Kirasını ve faturalarını nasıl ödeyeceğini bilmediğini söyleyen Ata, Cemil Tugay’a “Vicdanını dinle” çağrısı yaparak şöyle konuştu: “Cemil Tugay sesimi duyuyorsa vicdanını dinlesin. Ona artık bir şey diyemiyorum. Elini vicdanına koysun, çıksın bir açıklama yapsın. 4 çocuğum okula gidiyor, hanımım zaten hasta hiç çalışamaz. Evimiz kira, şimdiye kadar ödüyorduk çok şükür ama bundan sonra nasıl olacak Allah bilir.”

Muhabir: Batuhan KAYA