Semra İğtaç- İzmir Enternasyonal Fuarı'nın 93. yılında, Resim ve Heykel Müzesi Sanat Galerisi’nde Denizhan Özer’in “Estetik Çöp” sergisi sanatseverlerle buluştu. Sergide, sanatçının kapitalizmi ve tüketim toplumunu eleştirdiği eserleri yer alıyor.
Denizhan Özer, sergisiyle ilgili olarak İz Gazete’ye konuştu. Özer, 1987’de İngiltere’de karşılaştığı tüketim toplumunun etkileri ve bu deneyimin sanatına katkısını anlattı. Çöp ve atıklardan oluşturduğu resimleriyle çevre bilinci oluşturmaya çalıştığını belirtti. “Burada amacım, hem farklı bir tarz yaratmak hem de tüketim toplumunu eleştirmekti. Bu süreçte estetik yüzeyler yaratmanın önemli olduğunu fark ettim,” dedi.
Atıklarla oluşturduğu resimlerin her birinin bir hikaye taşıdığını, bunların bazılarının kişisel deneyimlere, bazılarınaysa toplumsal sorunlara dair olduğunu vurgulayan Özer sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bildiğiniz gibi kapitalizm kapitalin yani paranın hükmünün geçtiği bir sistem. Durum böyle olunca da toplum çeşitli taktikler ve reklamlarla sürekli olarak tüketime sevk ediliyor. 1987 yılında İngiltere'ye gittiğimde tam da böyle bir durumla karşılaştım. Kapitalist üretim ilişkilerinin oluşturduğu bu tüketim toplumunun renkli çöpleri çok dikkatimi çekmişti. Bu arada akademiden mezun olurken bir hocamın bana söylediği "Burada öğrendiğin her şeyi geçici bir süre en az 1 yıl unut ve yeni ne yapabilirim diye düşün" sözü de hep aklımdaydı. Bende hocamın bana söylediği o sözü yerine getirdim ve 1 yıl hiç resim yapmadan yeni ne yapabilirim diye düşündüm. Sonunda orada ki tüketim atıkları ile yeni resimler yapmaya karar verdim ve başladım.
Tabi bu süreç kolay değildi. Önce sokaklardan, çöplerden kola - bira tenekeleri, telefon kartları, matbaa plakaları, fiyat etiketleri, toplu taşım biletleri vs gibi çok çeşitli, farklı obje, malzeme topladım. Temizlenmesi gerekenleri temizleyip, resim yapılacak hale getirip sınıflandırdım. Daha sonra ne yapacaksam o konuyu işleyerek resimleri bitirdim ve çerçeveler dahil her şeyi kendim yaptım.
Buradaki amacım hem farklı bir tarz yaratmaktı hem de tüketim toplumunu eleştirerek, çevre bilinci oluşturmaktı. Burada 35 yıl öncesinden bahsediyorum. Çevre bilincini bugün ile kıyaslamayın. İnsanların düşünmeden tüketip attığı bir dönem. Hatta ben bu objeleri, malzemeleri toplarken etrafımdaki insanlar, arkadaşlarım vs bana "sen delisin, delirdin galiba, çöple resim yapılır mı?" gibi sözler söylemişlerdi. Ne zaman ki ilk sergimi açtım o zaman deli olmadığımı gördüler. Belki de gerçekten deliymişim. Nasıl yapmışım diye bugün kendime hayret ediyorum.
Bu süreçte amacıma ulaşabilmek, dikkat çekebilmek için estetik yüzeyler yaratmak gerektiğinin farkındaydım. Bunun için atıklarla oluşturulan renkli yüzeylerin üzerinde keskin çizgiler, blok renklerle oluşturulan ve güçlü bir renk armonisine sahip olan resimler yaptım. Bu benim estetik anlayışımın bir göstergesi olarak görülebilir. Estetik tinsel bir durumdur. Estetiğe alışan, estetiği içselleştirip yaşam biçiminin içine sokan bir kişi hayatın her alanında estetiği ve sanatı arar. Bende bunu yaptım estetize edilmiş çöpler ve atıklardan çevre ile ilgili mesajlar verdim. Bir farkındalık yaratıp insanları düşündürdüm. Birde bunun 30-35 yıl önce yapıldığını düşünsenize, ne kadar değerli.
Teknoloji ile birlikte gelişen günümüz dünyasında ki radikal değişimleri, tüketim hastalığına bulaşmış insanların tüketip attığı, doğayı kirlettiği yada kirlenmesini görmezden geldiği olumsuz durumları görsel estetik üzerinden eleştirerek; çöp diye kullanıp attığımız her şeyin bir değer olduğunu yaptığım resimlerle izleyiciye anlatsam da bu anlattıklarımın dışında her resmin bir hikayesi de var. Bunlardan bazıları kendi hikayelerim, bazıları diğer insanların hikayeleri yada toplumsal sorunlar. Zaten bunu resimlerin isimlerinden de anlıyoruz. Mesela Namaz Kılarken Balık Düşünen Laz, Beyazlaşan Zenci, Kendi Kendine Tekme, Kapitalist Karagöz, Yeraltı Askeri gibi. Sonuç olarak ortaya çıkan resimler, aklını ve duygusunu yitiren günümüz insanının içinde bulunduğu çıkmazları çağdaş sanatın olanakları içinde irdeleyip eleştiriyor.”
Sergi, günümüz dünyasının radikal değişimlerini ve çevre sorunlarını sanatsal bir dille ele alıyor. Denizhan Özer’in “Estetik Çöp” sergisi, İzmir Resim ve Heykel Müzesi Sanat Galerisi’nde 9 Eylül 2024’e kadar ziyaretçileri bekliyor.
Denizhan Özer kimdir?
Denizhan Özer, 1962 yılında Artvin-Hopa'da doğdu. Ankara’da büyüyen Özer, 1981 yılında Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’ne girdi ve burada tiyatro ve müzikle ilgilendi. 1985'te mezun olduktan sonra İspanya'da arkeolojik kazılara katıldı ve Bursa Devlet Tiyatrosu'nda oyunculuğa devam etti. 1986 yılında Bursa Sinema Fotoğraf Sanatı Derneği’nin (BUFSAD) kurucuları arasında yer aldı.
1987 yılında İtalya, Fransa ve İspanya’da sanat araştırmaları yaptıktan sonra Londra’ya yerleşti. Londra'da tiyatro çalışmaları yürüttü, 1989'da Londra Meydan Tiyatrosu’nu kurdu ve göçmenlerle tiyatro projeleri gerçekleştirdi. 1993-1995 yılları arasında Londra Amerikan Üniversitesi’nde Sanat Sosyolojisi üzerine yüksek lisans yaptı. Daha sonra Londra Üniversitesi'nde sinema ve televizyon program yapımcılığı eğitimi aldı.
Özer, Londra’da sanat ve tiyatro alanında aktif çalışmalarda bulundu ve çeşitli sanat gruplarının kuruculuğunu yaptı. 2000-2004 yılları arasında Londra Arcola Galeri’nin direktörlüğünü üstlendi ve uluslararası sergiler düzenledi. 2005 yılında Karşı Sanat Çalışmaları’nda proje ve sergi koordinatörü olarak çalıştı. 2007’de Koridoor Çağdaş Sanat Programları’nı kurdu ve yöneticiliğini yaptı. 2010-2013 yılları arasında Artbosphorus Çağdaş Sanat Fuarı’nın artistik direktörü olarak görev aldı.
2013-2018 yılları arasında Portakal Çiçeği Sanat Kolonisi’nin küratörlüğünü yaptı ve çeşitli sergiler düzenledi. Nine Dragon Heads sanat grubunun yönetim kurulunda yer aldı ve uluslararası sanat projelerinde aktif rol aldı. 2022 yılında Arnica Art Land’i kurdu ve Anadolu’da sanatı yaygınlaştırmak amacıyla Mersin Borcak Yaylası’nda uluslararası çalıştaylar organize etti.
Denizhan Özer, ulusal ve uluslararası alanda tanınmış bir sanatçı ve küratördür. 1982 yılından itibaren birçok sergi ve sanat projesine katılmış, sanat yazıları yazmış, üniversitelerde dersler vermiş ve sanat jürilerinde yer almıştır. Özer, aynı zamanda Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği Yönetim Kurulu üyesidir ve sanat projelerine aktif olarak devam etmektedir.