İzmir Halkevleri, 91. yılına girdiği bugünde 6 Şubat'ya yaşanan yıkımın ardından Karşıyaka İzban önünde açıklama gerçekleştirdi. İzmir Halkevleri adına açıklamayı İzmir Halkevi Başkanı Cezmi Tomrukçu okudu.
Yapılan açıklama şöyle:
"Dünden bugüne; biz varız, dayanışmamız var, Halkevleri var!
Halkevleri, tarihi boyunca halkın aydınlanma evinden mücadele örgütüne dönüşerek gelişti. 91.yılımıza girerken Maraş merkezli yaşanan 11 ilimizde ve Suriye’de büyük bir yıkıma neden olan depremin ardından binlerce insanımızı yitirdik. On binlerce yaralımız var.
Halkevleri olarak, halkın köklü mücadele geleneklerinin bir temsilcisi olarak, bu zorlu yaşam mücadelesinde halkımızın yanındayız.
Halkevleri ve daha nice dostumuz ve yoldaşımızla; ülkenin dört yanındaki tüm örgüt ve kadrolarımızla, hem bölgede, hem de illerimizde görevde, seferberlik halindeyiz.
Emeğimizi, yeteneğimizi bilgilerimizi paylaşıyor; Antakya, Malatya ve Maraş’ta yıkıntıların arasından yeni bir yaşamı inşa ediyoruz.
6 Şubattan bugüne kadar bölgeden “Ses Var, Devlet Yok” sözleri yükseliyor. Devlet, nihayet deprem bölgesine girdi! En güçlü aygıtlarıyla, en iyi bildiği işe koyuldu. Devlet varlığını OHAL ilanıyla gösterdi.
Hayat kurtarma, hayatta tutma, yardımlaşma, dayanışma faaliyetlerinde yoktu. Kamusal-toplumsal gereksinimlerin giderilmesinde; barınma, beslenme, sağaltım çalışmalarında yoktu.
Şimdi en zor zamanlarda dişiyle, tırnağıyla, var gücüyle yıkımın merkezine koşan dayanışma çalışmalarına, kayyum atıyor. Dayanışma ruhunu çalmak, gasp etmek, yağmalamak istiyor. Polis, jandarma, özel harekât ve paramiliter çetelerle dayanışmacılara saldırıyor, gözaltına alıyor. Paramiliter çeteler bölgede yeniden koordine ediliyor. Dinci gericilik, yeniden eğitilip, donatılıp, yapılandırılıyor. “Kader”, “asrın felaketi” diyerek bizzat yol açtığı yıkımların sorumluluğundan sıyrılmaya çalışıyor.
Referans noktamız defalarca delik deşik edilmiş anayasal-yasal mevzuat değil, hareket halindeki özneleşmiş halk kitleleridir. En acil görevimiz, elimizdeki tek gerçek çözümün -halk hareketinin- önünü açmak, onu büyütmek, onunla bütünleşmektir. Son nefesimize dek umudumuzu hiç yitirmedik; canlarımız enkaz atında; ölü bedenlerimize ulaşamadık. Kurtulanlarımız hayata tutunmaya çalışıyor. Yeni yaşamın en ağır, en yabancı şartlarına karşı mücadele ediyoruz.
Halkın dayanışmasından suçlu çıkarmaya yelteniyorlar. Devlet yetkilileri; “Devleti aciz gibi göstermeye çalışanları” not ettiklerini açıklıyorlar. Halkevciler olarak, kamusal seferlik yaratmayanlar, dayanışmayı engelleyenlerin karşısında halkın gücüne güvenerek halk seferliğini örgütleyenleri suçlu ilan ediyorsanız.” Bu suçu seve seve kabulleniyoruz!
Tek güvencemiz proleter halkın örgütlü gücüdür. İnşaatçılar, demirciler, marangozlar, madenciler, mühendisler, bilimciler, eğitimciler, sağlıkçılar, itfaiyeciler, temizlik işçileri, aşçılar ve daha nice emekçi; bu memleketin üretenleriyiz biz. Elbette üretenlerin yönettiği bir ülkeyi inşa etmek de boynumuzun borcudur. Deprem seferberliği böyle bir yeteneğe ve kapasiteye sahip olduğumuzun en açık kanıtıdır.
Önce birbirimizi yaşatacağız, sonra bizi enkaz altında bırakan iktidarınızı yıkacağız! Hayat kurtarmak için omuz omuza enkaza koşturanlar, yaşatmak için de omuz omuza faşizme karşı mücadeleden geri durmayacağız.
Halkevleri, 91 yıldır her zaman halkın yanında yürüdü, halkın kavgasının içinde gelişti.
Bir halk olabilme mücadelesinden faşizme meydan okuyan Mahir’e Ulaş’a, Dev-Gençlilere, yoksul mahallelerden turuncu bir sel olup meydanlara akanlara, 1999 Gölcük / Van / İzmir depreminde, Soma Maden Katliamı’nında, bir halkın yaralarını sarmak için koşan Halkevcilere, Antakya’da, Malatya’da, Maraş’ta enerjimizin son damlasına kadar yeni bir yaşamı kurmak için mücadele edenlere… Bu tarih bizim!
Bu tarih bizim diyenlerin, Halkevleri’nin 91 yılı eşitlik, özgürlük ve bağımsızlık kavgasının tarihi olarak yaşandı/yaşanacak!
91. Yıllık mücadele ve dayanışma birikimimizle, cürretimizle geliyoruz yıkılacak bir iktidar, kuracağımız memleket var!"