İzmir, çok köklü tarihe ve tarih öncesi dönemlere kadar uzanan yerleşimlere ev sahipliği yapan bir şehir. Bornova'da bu şehrin ilk yerleşim yerlerinden biri. Peki Bornova isminin tarihçesi nedir? Bornova ismi nereden geliyor?
Bornova'nın çekirdeği bugün Erzene mahallesi diye anılan mahallenin Hükûmet Konağı'nın arkasında kalan ve eski adı Havuzbaşı olan kısmıdır. Tarihi 1800'lere varan iki katlı ve bahçeli Rum evlerine hâlâ rastlanabilen (ve çoğu yenileme ve yeniden değerlendirilmeye muhtaç) Erzene, 1924 Nüfus Mübadelesi'nden sonra, önce Kavalalılar ve Giritlilerce iskan edilmiş, 1950 sonrasında da Yugoslavya göçmenlerini barındırmıştır. Ayrıca Erzene'nin yanıbaşında başlangıcından beri bir Roman mahallesi bulunmuştur. Kavalalılar, o dönemde tarım arazisi olan Bornova ovasında tütüncülükle, Giritliler sebze meyvecilikle, Yugoslavyalılar ise bölgedeki mensucat fabrikalarında işçilik yaparak Türkiye ekonomisine ilk adımlarını atmışlardır.
Bornova, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde ve özellikle 1865'te Halkapınar çıkışlı bir demiryolu hattının buraya uzatılmasıyla, İzmir'in zengin Levanten ailelerinin tercih ettiği bir yerleşim mekanı olmuştur. İzmir merkezinden daha ferah ve serin havası ve 1980'li yıllara kadar İzmir ile arasında varlığını sürdüren mandalina bahçelerinin nezih ortamı, İngiliz konsolosluğu rezidansının ve çoğu İngiliz kökenli pek çok ailenin muhteşem konaklarının Bornova'da inşa edilmesi sonucunu doğurmuştur (İtalyan ve Fransız kökenli Levantenler daha ziyade Buca'yı tercih etmişlerdir.)
Bornova, aynı zamanda İzmir’in de ilk yerleşim yeri olan Yeşilova Höyüğü’ndeki arkeolojik buluntularla insanla ilintili geçmişi 8500 yıl geriye kadar uzanan kadim bir medeniyettir. Doğaldır ki, bu 8500 yıllık süreç içerisinde bu coğrafyayı hükmü altına alan doğulu ve batılı pek çok medeniyetin kültürel etkisiyle Bornova’nın isim geçmişi ile ilgili varsayımlar da oldukça fazladır.
Prinobaris
Yazar Bilge Umar’ın Lembos Manastırı’nda bulunan kayıtlardaki kaba meşe ağacı anlamına gelen Prino Barys (Prino Varis)* ibaresinden yola çıkarak oluşturduğu bu teze göre, daha sonraki yüzyıllarda kayıtlara geçen isimler bu temel isimden evrilerek ortaya çıkmıştır
*(Bilge Umar, Türkiye’deki Tarihsel Adlar. 1993 baskısı s.172)
Profesör Dr. Ersin Doğer de Tepekule Tarih Dergisi’nin 1. sayısında yayınlanan “Bornova’nın kısa tarihi” adlı makalesinde aynı hipotezi farklı bir şekilde yorumlamıştır. Doğer’e göre “prinobaris” ibaresi 9. yüzyıla ait eski Helence kayıtlarda yer almaktadır. Eski Helence’de yabani meşe ağacı anlamına gelen “prinobar” (Türkçe’ye pırnar ağacı olarak geçmiştir) kelimesi 13 ve 14. Yüzyıllar arasında (farklı kültürel etkilerle) değişerek “Burunabar” haline gelmesi akla yakın görünmektedir* ve yüzyıllar içinde “Bornova” ya dönüşmüştür.
*Hasan Mert, “Geçmişten Günümüze Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Yönleriyle Bornova”
Bîrunâbat
1970 yılında yayınlanan Bornova Kitabı’nda, kitabın yazarı Cemal Saran, Bornova isminin Bîrunâbad kelimesinden türediği düşüncesi üzerinde yoğunlaşmıştı.
Cemal Saran’a göre bu bölgenin Bîrunâbad ismini nasıl aldığı konusunda iki varsayım var.
Birinci varsayım: Aslen Hindistan’lı olan ve 1970’li yıllarda Ege Üniversitesi Tarih Bölümü’nde Hindoloji Profesörü olan Abdülrab Bey’e göre İran Kralı Dara İzmir’i fethi sırasında kentin dış kısmında kalan Bornova’ya “dış şehir” anlamına gelen Bîrunâbad ismini koymuştu.
İkinci varsayım: Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bu bölgeyi anlatırken bu şehri kuranların Bîruniler adlı bir Eti Türk boyu olduğundan bahisle bu nedenle buraya Bîrunâbad denildiğini ifade etmiştir.
“İzmir Hakkında Tatbikat” kitabının yazarları F. Slars ve Ikonomos, Latris İkessis’in Bîrunâbad, yani hariçteki köy anlamından yola çıkarak buraya “Akropedon” adını verdiğinden söz eder.*
*Hasan Mert, “Geçmişten Günümüze Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Yönleriyle Bornova”
Burunova
Arapzade Cevdet Bey (İkonomos Seyahatnamesi’nin çevirmeni) “Burnova” kelimesinin İkonomos Seyahatnamesi’nde ifade edildiği gibi “Burunabad” kelimesinden türediği şeklinde yorumlanmasının yanlışlığından sözederek kelimenin asıl şeklinin “Burunova” olduğunu söyler.
Mübahat Kütükoğlu “15 ve 16. Asırlarda İzmir Kazası” adlı kitabında “Bornova” adını kentin denize doğru burun şeklinde çıkıntı yapan bir yerde kurulmasına bağlar. Yazar Kütükoğlu’na göre 15. Yüzyılın son çeyreğinde yapılan tahrirde “Burunvârî” ve 16. yüzyılda “Burunova” şekliyle Türkçe olan isim, 17. Yüzyılda “ova” kelimesinin yerine farsça “âbad” konularak (17 ve 18. Yüzyıllarda Farsçanın Osmanlı’daki popülaritesinin etkisi olabilir) “Burunâbad” şekline sokulmuş, daha sonra da bu ad yerini Burunova’nın bozulmuş şekli olan Bornova’ya bırakmıştır*
*Hasan Mert, “Geçmişten Günümüze Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Yönleriyle Bornova”
Yukarıdaki örneklerden görüldüğü gibi geriye dönük yüzlerce yıl boyunca Bornova coğrafyasına yerleşen her medeniyetin etkisiyle doğal olarak bu bölgenin ismi de değişime uğramıştır.
Günümüzde halk arasındaki genel kanı Bornova isminin, Bornova’nın ovaya doğru uzanan bir burun üzerinde kurulu olması nedeniyle bölgenin ilk zamanlardaki adı olan Burunova kelimesinin değişerek “Burnova”’ya sonra da bugünkü haline dönüştüğü yönündedir.