SEMRA İĞTAÇ- İzmir’in Bayraklı ilçesine bağlı Turan Mahallesi’nde meydana gelen toplu balık ölümleri, çevrede yaşayanları endişelendirdi. Belli bölgelerde yayılan kötü koku ve suyun yeşile dönmesi dikkat çekti. Konuyla ilgili açıklama yapan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Artan sıcaklık ve kirlilik, planktonların çoğalmasına yol açıyor ve bu da suyun oksijen seviyesini düşürüyor. Zehirli planktonlar ise balık ölümlerine sebep oluyor. Önce arıtma tesislerini kapattık, dereleri betonladık; sonuç olarak Körfez öldü," dedi.
İz Gazete’ye konuşan Prof.Dr. Doğan Yaşar sözlerini şöyle sürdürdü:
İzmir'in bilimsel yönetimi ve Priştina’nın ölümü
Geçen sene aslında sinyallerini vermişti; biz maalesef 2004'ten sonra, yani Priştina öldükten sonra, İzmir bilimsel olarak yönetilmiyor. Tam aksine, bilimin önerdiği her şeyin tam tersi yapılmaya başlandı.
Körfezin yenilenmesi umudu ve gerçekler
2005 yılına geldiğimizde, o zamanki Belediye Başkanı Sayın Kocaoğlu, "İzmir Körfezi yeniden yenileniyor," şeklinde bir açıklama yaptı. Ancak bu 2008'e gelindiğinde basında tekrar "Körfez kokmaya başladı" şeklinde haberler çıktı. 2004'te Priştina dönemi İzmirliler Melez’de piknik yapmaya başladı. Piknik alanı oldu. Priştina’nın yönetimi ise her zaman bilim temelli idi. Rahmetli Piriştina ile her zaman konuları tartışabiliyorduk.
Denizin kirlenmeye başlaması ve Kocaoğlu'nun etkileri
Ancak Kocaoğlu geldikten sonra fabrikaların arıtma tesisleri kapatıldı, çalıştırılmadı. Bu durum, kirli suyun yeniden gelmesine neden oldu. 2005 yılında suyun rengi yeniden değişmeye başladı. 2008'de ise basında tekrar "Körfez kokuyor" haberleri yer aldı.
Dereler denizlerin kılcal damarlarıdır
2007 yılında Körfez'de yapılan en büyük yanlışlardan biri, derelerin altının betonlanmasıydı. Böyle bir bilimsel hata olamazdı. O dönemde defalarca basında uyarıda bulundum; "Yapmayın, körfezi öldürürsünüz," dedim. Dereler denizlerin kılcal damarlarıdır. Bu damarları betonlamak onları öldürmek anlamına gelir. Sonuç olarak Körfez öldü. Geldiğimiz nokta bu.
Yeşildere ve derelerin betonlanması
Ben 1966 yılında İzmir'e geldim. Bugün Şirinyer’in NATO’nun olduğu yerde Yeşildere akardı. O zamanlar Yeşildere'de balık tutardık, yürürdük. Ama şimdi Yeşildere'nin altı beton. 25 yıldır beton altında. Bu bilime aykırı bir durum. Kokunun, balık ölümlerinin hepsinin nedeni bu bilim dışı yönetim anlayışıdır.
İZSU'nun açıklamaları ve bilim dışı yaklaşımlar
İZSU'nun yaptığı açıklamalar da aynı derecede tutarsız. "Çok sıcak oldu da balıklar öldü," gibi ifadelerle durumu açıklamaya çalışıyorlar. Bu bilimle hiçbir ilgisi olmayan bir yaklaşım. Bu yıl Mayıs ayında İZSU, "30 bin ton dere yatağından pislik çıkardık" dedi. Ama bu pislik nereden geliyor, daha önce neden gelmiyordu? 30 bin ton az bir miktar değil. Siz bunu kaynağında engellemeniz lazım. Ama bu yapılmıyor, kırmızı sular derelerden akıyor.
Fabrikaların etkisi ve kirlilik
Kırmızı suların kaynağı belli ama maalesef fabrikalar denetlenmiyor. Fabrikanın yanında yürüyerek bile kirliliğin kaynağını bulabilirsiniz. Ancak ne yazık ki bu yapılmıyor.
Plankton patlaması ve balık ölümleri kirliliğin sonucu
Önce arıtma tesisleri yavaş yavaş kapandı ve kirlilik yeniden baş gösterdi. İzmir Körfezi'nde deniz suyu Kerimit kırmızısına dönerken, plankton patlamaları meydana geldi. Normalde deniz suyunda her bir litrede ortalama bir milyon organizma yaşar. Ancak hava sıcaklığı arttığında ve kirli su girişleri yoğunlaştığında, bu sayı iki milyona çıkar. Bu durum, sudaki oksijen seviyesini düşürerek balık ölümlerine yol açar. Eğer plankton türleri zehirliyse, balıklar bu organizmaları yediğinde zehirlenerek ölür. Balık ölümlerinin özeti bu şekildedir.
İnciraltı'nda önceden yaşanan balık ölümleri
Geçen sene, küçük çaplı balık ölümleri İnciraltı’nda da yaşanmıştı. Bu durum, körfezdeki kirliliğin son noktaya ulaştığının habercisi oldu. Şimdi ise daha büyük bir sorunla karşı karşıyayız; toplu balık ölümleri son aşamanın işareti.