Semra İğtaç- AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararı doğrultusunda İzmir'in Bayraklı ilçesindeki bazı bölgeler orman sınırları dışına çıkarıldı. Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 16’ncı maddesine dayandırılan karara göre, İzmir Bayraklı’da yer alan bazı alanlar artık orman sınırları içerisinde yer almayacak. Kararda, orman sınırları dışına çıkarılan alanın koordinat ve sınırlarına kroki ve liste şeklinde yer verildi.

Türkiye Ormancılar Derneği İzmir Temsilcisi Ahmet Kenan Öztan, İz Gazete’ye yaptığı açıklamada, İzmir Bayraklı’da bazı alanların orman sınırları dışına çıkarılmasına yönelik karara tepki gösterdi. 

Öztan, söz konusu alanların daha önce deprem konutları için orman sınırları dışına çıkarıldığını hatırlatarak, "Bu karar idari yargıya taşındı ve yargı, orman dışına çıkarma işlemini yasaya aykırı bulduğu için iptal etti. Şimdi aynı alan ikinci kez orman sınırı dışına çıkarılıyor. Büyük ihtimalle, ilk yargı başvurusunu yapan arkadaşlar yeniden başvuruda bulunacaklardır. Artık yargı karar verecek," dedi.

Bölgedeki mevcut duruma da değinen Öztan, "TOKİ konutları zaten orada bulunuyor ve fiilen de üzerine deprem konutları inşa edildi. Yani aslında ortada bir fiili durum var," şeklinde konuştu.

Daha önce dava açmışlardı

Konu ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan Avukat Senih Özay, daha önce o alan için dava açtıklarını hatırlatarak "Ek  sondaki bu günkü Resmi gazetedeki Cumhurbaşkanı kararını okudunuz mu ? Bayraklı'da orman alanlarını sınır dışına çıkarma kararı!

Peki önceki İzmir Depremi'nde depremzedelere konut yapalım diye o bölgenin orman alanını orman dışına çıkarma kararını hatırlıyor musunuz? 

Peki aleyhine dava açtığımızı ve alanı belirleyen  heyette mühendis değil teknisyen var, olmaz diyen Danıştay kararını biliyor musunuz? 

Peki bu karara mahkeme kararına uyulmayarak inşaatlara devam edildiğini hatta bittiğini biliyor musunuz ?

Peki şimdi yine bugünkü karara da danıştaya dava açarsak mahkeme yapmayın yahu derse? Yine devletin mahkeme kararına uyulmayacağını düşünürsek o zaman millet ne yapsın ben ne yapayım, biz ne yapalım? Barolar ne yapsın? Hı!

Eski davadan bir bilgi notu var büroda değilim evdeyim ! Gazeteciler arayıp duruyor !  Buraya onu bari yapıştırayım... Ne yapmalıyım?" ifadelerini kullandı. 

Özay şu basın açıklamasını yaptı: 

Biliyoruz ki son zamanlarda insanlığın  başında bir hayli büyük dertler var. Bunlardan biri İzmir halkını yakından ilgilendirmektedir. 30 Ekim 2020 depremi. 117 canın kaybedildiği, 1034 kişinin yaralandığı büyük afet. Sadece bu kadar da değil; yüreklerde kalan derin izler, sarsılan psikolojiler, hayat tutunma çabaları… 

Ama insan akıllanır mı hiç? İşaretleri görmez ve yaşanan her şeyi unutur devam eder. Geçmişte yaşanan sel felaketi de engel olmamıştı,  buna yakın geçmişte kalan deprem de…. 

Yerleşime uygun olmayan bir alanda ısrarla yerleşim kurmaya çalışma ileriye dönük katliam planlamasından başka bir şey değildir. Yerleşime uygun olmayan bir alanda yerleşik olan ve depremde çok büyük kayıplar yaşayan depremzedeler, bir diğer yerleşime uygun olmayan  dere havzasına yerleştirilmek istenmektedir. 

Yani denmektedir ki bir de burayı deneyelim tutmazsa başka yere bakarız. Ve üstelik bu alanın 375,00 hektarlık bölümü, T.C Cumhurbaşkanı kararı ile  6831 sayılı yasanın Ek.16 maddesine göre orman dışına çıkarılarak depremzedelere kalıcı konut yapılmak üzere Toplu Konut İdaresine (TOKİ) devredilecektir. Hali hazırda orman alanı ve dere havzası olan, yerleşim kurulmasına uygunluk  sağlamayan bir alan için yapılan çabalara bakınız. Doğanın katli yetmiyor üzerine bir de insanlara yeni acıların anahtarını sunuluyor…
Depremzedelere konut yap, en iyisini yap, en sağlamını yap… 

Ama başka yere yap. 

Sağlam zemine yap, orman alanı olmayan hali hazırda yerleşime açık başka araziye yap. Neden yeni felaketlere zemin hazırlayasın?

İşte biz de durduk, düşündük, Danıştaya dava açmalıyız dedik. Bu konuda en uzman Türkiye'nin yiğit, iyi profesörü Doğan Kantarcı hocamıza başvurduk. Bize raporunu yazdı.
Bakar mısınız yörenin durumuna, orman kavramına,  yeşil kuşak kavramına, sel kavramına, yüksek yağışlar durumuna? Dere, dereler ıslahları kavramına, iklim kavramına, erozyon kavramına, eski mera kavramına? Alüviyel tortullara, sellere, Yamanlar Seli'ne, 58 ölüme, yeşil kuşak kapsamına alınma ve buna rağmen şehir hastanesi yapımına.. İncelemiş ve orman alanından çıkarılan bölgeyi merkez olarak saptamıştır. Ve ‘’burası yahu burada yaşayanların sigortasıdır‘’ demiştir.

Biz de İzmirli hemşehri yurttaş grubu olarak bu raporu sunarak ek gibi Danıştay'a davayı açmışızdır.

Muhabir: SEMRA İĞTAÇ