İzmir Narlıdere'de yaşayan 64 yaşındaki Z.K, annesi F.Ü'yü 15 Ekim 2013'te kaybetmesinin ardından yaklaşık 9 yıl sonra mirastan kalan mal varlığının olup olmadığını öğrenmek için Narlıdere Tapu Müdürlüğü'ne başvuruda bulundu.

Kadının nüfus cüzdanında anne ismi yazmasına rağmen nüfus müdürlüğü kayıtlarında annesine ilişkin bilgilerin bulunmadığı, bu nedenle mirasçı olarak görünmediği tespit edildi.

Mirastan kalan taşınmazın 2016'da 2 kardeşine paylaştırıldığını ve üçüncü kişilere satıldığını, yasal olarak tapu iptalinin yapılamayacağını öğrenen Z.K, CİMER'e başvurdu.

Başvuru sonrası İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce geçen yıl kayıt düzeltme işlemi yapılarak Z.K'nin anne bağı kuruldu.

Z.K, kayıtlarda yapılan hata nedeniyle miras hissesinden mahrum kaldığı şikayetiyle avukatı Güney Çağatay Öz aracılığıyla Hazine aleyhine tazminat davası açtı.

Mal varlığının faiziyle ödenmesine karar verildi

İzmir 22. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dosyada davalı vekili, "diğer mirasçıların davacının mirasçılığını bildikleri halde hisseyi kendi adlarına tescil ettirmek suretiyle kötü niyetli davrandıklarını, dava dışı kişilerin kusurlu davranışları nedeniyle illiyet bağının kesildiğini" öne sürerek, devletin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini savundu.

Mahkeme, kararında Türk Medeni Kanunu 38. maddesindeki "kişisel durum sicilinin tutulmasından doğan zararlar, kusurlu memura rücu edilmek kaydıyla devletçe tazmin edilir." hükmü gereğince mirastan kalan mal varlığının değeri olan 1 milyon 569 bin liranın yasal faiziyle davacıya ödenmesine hükmetti.

Kaynak: AA