İzmir’in tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda babasından miras kalan fıçıcılığı tek başına sürdüren Cihan Girdinç, mesleğin yok olma noktasına geldiğini söylüyor. “Eskiden şaraphaneler, ayran üreticileri fıçı siparişi verirdi, babamla birlikte yıllarca bu işi yaptık. Ama şimdi ne istek kaldı ne de bu işi öğrenmek isteyen biri” diyen Girdinç, fıçıcılığın fabrikasyon üretime yenik düştüğünü belirtiyor. Gerçek ağaç kokusunun ve el emeğinin değerinin bilinmediğini vurgulayan usta, Kemeraltı’ndaki üst katlarda çalıştığı için müşterilerin kendisini bulamadığını ifade ediyor. “Bu meslek bizim ailede 100 yıldır var ama benden sonra biten bir tarih olacak” diyerek, İzmir’deki son fıçı ustalarından biri olmanın burukluğunu yaşıyor.
Benden sonra tarih olacak
Cihan Girdinç, mesleğin nasıl büyük bir dönüşüm yaşadığını şöyle dile getiriyor:
“Eskiden İzmir’de fıçıcılık önemli bir işti. Babam Selahattin Dinç ile birlikte yıllarca Kemeraltı’nda çalıştık. Şaraphaneler, ayran üreticileri, turşucular fıçı siparişi verirdi. Eskiden şarap üreticileri şaraplarını fıçılarda saklardı, ayran üreticileri için de özel ayran fıçıları yapardık. Ama şimdi ne istek kaldı ne de bu işi öğrenmek isteyen biri. Meslek bitmiyor ama ilgi bitti, eleman yetişmiyor. Teknoloji çıktı, fabrikasyon üretim arttı, insanlar el yapımı yerine fabrikasyon ürüne yöneldi. Beni en çok üzen şey, el emeğiyle yapılan fıçının değerinin bilinmemesi. Gerçek ağaç kokusu diye bir şey var. Ama fabrikasyon olanlar tamamen kimyasal ve sunidir. Biz yıllardır babamla birlikte burada, Kemeraltı’nda ürettik. Babam öldükten sonra ben bu mesleği tek başıma yürütüyorum. Ancak artık öğretebileceğim kimse kalmadı. Babamın akrabaları da fıçı ustasıydı, onlar da bu mesleği bırakınca ailede bu işi yapan tek kişi ben kaldım.”
İzmir'de bir tek o var
Cihan Girdinç, İzmir’de fıçıcılık mesleğini yapan tek tük birkaç marangozun kaldığını ancak onların da sadece dekoratif amaçlı üretim yaptığını belirtiyor:
“Evet, İzmir’de benden başka fıçı yapan kimse kalmadı. Birkaç marangoz arkadaşımız var ama onlar büyük dekor fıçıları yapıyor, içi boş, sadece süs eşyası. Bizim yaptığımız gibi gerçek fıçı üreten kimse yok. Eskiden babamın zamanında şaraphaneler vardı, gelirlerdi, sipariş verirlerdi. Babamın yaptığı fıçıları alıp götürürlerdi. Ama şimdi artık o gelenek de yok. Şarap üreticileri cam şişeye, plastik depolara yöneldi. Aslında meslek bitmiyor ama ona olan ihtiyaç kalmadı. Eskiden ustaların yanında çıraklar yetişirdi, ben de babamın yanında yetiştim. Ama şimdi ne çırak var ne de bu mesleği öğrenmek isteyen. Ben tek başıma çalıştığım için fazla miktarda fıçı üretemiyorum. Eskiden burası kalabalıktı, talep vardı. Şimdi Kemeraltı’nda üst katlara çıkınca, müşteriler de burayı bilmez oldu. Gelip fıçı yaptıran kimse kalmadı.”
Fıçıların Hammaddesi: Meşe, Kestane ve Çam Ağaçları
Cihan Girdinç, fıçı yapımında kullanılan ağaçları ve sürecin detaylarını da paylaşıyor:
“Fıçı yapımında en çok meşe, kestane ve çam ağaçlarını kullanıyoruz. Meşe fıçıları daha dayanıklıdır, özellikle şarapçılar için en idealidir. Kestane ağacı, suya dayanıklıdır, ayran ve turşu fıçıları genellikle kestaneden yapılır. Çam ise daha çok dekoratif fıçılar için kullanılır. Biz fıçıyı yaparken, ağacı kesip biçeriz, özel olarak kıvırırız, sonra da demir çemberlerle sıkıştırırız. İç kısmı özel olarak yakılır, böylece sıvıyı daha iyi tutar ve içine konulan şeyin aromasını korur. Eskiden bu işlemler hep elde yapılırdı. Şimdi fabrikasyon üretimde makinelerle yapılıyor ama o fıçılar ne koku verir ne de uzun ömürlü olur. Gerçek fıçıda doğanın kokusu olur.”
100 yıldır devam eden gelenek
Girdinç, fıçıcılığın ailesinde nesiller boyu devam eden bir meslek olduğunu belirterek şunları söylüyor:
“Baba mesleğimiz, en az 100 yıldır ailemizde var. Babamın akrabaları fıçı yapardı, babam da ondan öğrendi. Babamın akrabaları da hep fıçı ustasıydı. Ama ne yazık ki benden sonra bu mesleği sürdürecek kimse kalmadı. Fıçıcılık artık yok olmaya yüz tuttu. Bu yüzden fıçıcılığın son temsilcilerinden biri olduğumu düşünüyorum. Kemeraltı’nın tarihine, kültürüne ve geleneklerine sahip çıkmak istiyoruz ama tek başımıza ne kadar sürdürebiliriz bilmiyorum.”
Kemeraltı’ndaki geleneksel meslekler yok oluyor
İzmir’in en eski ticaret merkezlerinden biri olan Kemeraltı Çarşısı, tarihi boyunca birçok zanaatkâra ev sahipliği yaptı. Bakırcılar, kalaycılar, terziler, ayakkabıcılar, keçeciler, yorgancılar… Ancak günümüzde, bu geleneksel mesleklerin birçoğu ya kayboldu ya da kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya. Fıçıcılık da bunlardan biri.
Cihan Girdinç gibi ustalar, bir zamanlar Kemeraltı’nda önemli bir yeri olan mesleklerini sürdürmeye çalışsalar da modern üretim teknikleri, değişen alışkanlıklar ve müşteri taleplerinin azalması nedeniyle bu meslekler giderek unutuluyor.
İzmir’in en eski el sanatlarından biri olan fıçıcılığın son temsilcilerinden biri olan Cihan Girdinç, 35 yıldır tek başına bir yandan baba mirasını yaşatmaya çalışırken, diğer yandan mesleğinin geleceğinden endişeli. Geleneksel üretim tekniklerinin korunması ve desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Girdinç, fıçıcılığın yeniden canlanması için çırak yetişmesi gerektiğini ve el emeğinin değerinin bilinmesini umut ediyor.