Bergama’nın güneybatısında yer alan Sağancı Köyü, doğuda Ovacık, güneyde Süleymanlı ve kuzeyde Pınarköy Mahalleleri ile çevrili, ilçe merkezine 15 km uzaklıkta şirin bir yerleşim yeri. Tarımın ekonomisinin bel kemiğini oluşturduğu köyde, zeytin, zeytinyağı, bamya ve buğday yetiştiriciliği öne çıkıyor. Orman kenarında, 80 rakımlı bu mahalle, 316 nüfusu ve 132 hanesiyle Bergama’nın tarihi dokusunu yansıtan önemli bir nokta.
Geçmişi çok eskilere dayanıyor
Sağancı Mahallesi’nin kuruluş tarihi kesin olarak bilinmese de, Vehbi Günay’ın Bergama üzerine yaptığı araştırmalarda, köyde 16. yüzyılda bir Türk yerleşkesi olduğundan bahsediliyor. Bergama’nın Arapoğulları voyvodalık döneminde (1724-1774), son voyvoda İbrahim Ağa’nın, 1774 yılında Kahyası Sağancılı Veli tarafından öldürüldüğü biliniyor. Sağancılı Veli’nin doğumunun 1730 civarı olduğu tahmin ediliyor.
1776-1831 yılları arasında Bergama voyvodası Karaosmanoğulları’na geçti. Hacı Ömer Karaosmanoğlu döneminde Bergama’da ekonomik canlanma yaşandı. Ömer Ağa, İzmir’deki yabancı tüccarlarla iyi ilişkiler kurmuş ve bölgede birçok çiftlik oluşturmuştu. Bu çiftliklerde çalışanların büyük bir kısmı Girit ve Sakız Adası’ndan getirilen Rumlardan oluşuyordu. Köyün resmi kayıtlarda bu dönemde bahsedilmeye başlandığı görülüyor.
Zeytinyağı ticaretinin merkeziydi
Sağancı Köyü'nde ilk zeytinyağı fabrikası, Dimitrios I. Agalios Evergexias tarafından kuruldu. Fabrika, şimdiki köy meydanının sağ tarafında bulunan eski depoların olduğu yerdeydi. I. Agalios, bölgenin en büyük zeytinyağı tüccarıydı ve I. Abdülhamit döneminde (1876-1909) Osmanlı Devleti ile anlaşma yapmıştı. Midilli, Ayazment ve Sağancı’nın yağlarını İstanbul’a pazarlıyordu. Zeki Arıkan’ın “Midilli/İstanbul Zeytinyağı Anlaşmaları” makalesinde de bu durum detaylıca anlatılıyor. O dönemde zeytinyağı, sadece yemeklik olarak değil, camilerin ve mahyaların aydınlatılmasında da kullanılıyordu.
Ancak İstanbul’da yaşanan büyük bir yağ sıkıntısı, Bergamalı tüccarların yurt dışına daha yüksek fiyatlarla yağ satmaya başlamasına neden oldu. Rekoltenin düşük olması ve İstanbul’a yağ sevkiyatının durması üzerine, Padişah, Bergama Voyvodası’na bir ferman göndererek zeytinyağının İstanbul’a sevk edilmesini emretti. Voyvoda da Makaron İskelesi’nden yüklenen gemilere bir devlet görevlisi bindirerek, gemilerin rotasını İstanbul olarak belirledi.
I. Agalios’un Mirası
I. Agalios’un konağı, fabrikanın karşısında bulunuyordu. Konağın duvarına yaptırdığı çeşmenin kitabesinde, “I. Agalios’un Sağancı Köyü’ne armağanıdır” yazıyor. 1898 yılında yapılan bu çeşme, köyün tarihi dokusuna önemli bir katkı sağlıyor.
Sağancı köyü, Bergama’nın zengin tarihi ve kültürel mirasını yansıtan, tarımın ve zeytinyağı ticaretinin önemli bir merkezi olarak varlığını sürdürüyor. Köy, geçmişten günümüze uzanan hikayesiyle, ziyaretçilerini tarih ve doğayla buluşturuyor.