İzmir sokaklarını gezerken karşınıza en çok çıkan mekanlardan biri de Alsancak Unlu Mamülleri oluyor. 100 yıllık geçmişe sahip olan bu mekan, artık sadece İzmir'de değil Türkiye'nin farklı noktalarında da bulunuyor.
1924 yılında İzmir'in Torbalı ilçesine bağlı Tepeköy mahallesinde Abbas Akeren tarafından kurulan küçük bir kara fırın, daha sonra küçük bir fabrikaya dönüştürüldü. Bu küçük fabrikanın adı 'Numune Fırını' oldu. Numune Fırını yıllar sonra üçüncü kuşak Mehmet Ali Doğanoğlu tarafından, İzmir'in Alsancak semti, Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde bugünkü adı Alsancak Unlu Mamuller olarak hizmet vermeye başladı.
Nesilden nesile aktarılan Alsancak Unlu Mamülleri yıllar içinde büyüdü. 1924 yılında kurulan ilk fırın, 1952 yılında ekmek fabrikasına dönüştü.
1988 yılında Alsancak Unlu Mamülleri adı ile Alsancak'ta ilk şube açıldı. 1992 yılında ise ürün çeşitliliği arttı, kurabiye, hamur işi ve kahvaltı ile genişlemeye başladı.
2012 yılında konsepte bir yenilik daha yapıldı ve fırın, kafe ve pastane dönüşümü gerçekleşti. Artık burada 150 çeşit ürün satılmaya başlandı.
2013 yılında ilk franchise şube açılırken, 2016 yılında ise Horeca grubu için satışlar başladı.
2017 yılında ihracat da yapmaya başlayan firma, 2018 yılında ise Çiğli'de bulunan bir fabrikaya taşındı. Günde 250 çeşit ürünün üretildiği imalathane kuruldu.
2019 yılında firma süpermarket zincirleri ile işbirliği yapmaya başladı. 2023 yılında ise Alsancak Unlu Mamüller markası Alsancak 1924 markası ile güncellendi.
İzmir'de başladı Türkiye'ye yayıldı
İzmir'de kurulan Alsancak Unlu Mamüller bu süre zarfında çok sayıda şubeye ulaştı. Sadece İzmir'de değil, Balıkesir, Ankara, Manisa, Mersin gibi illerde de şubeler açıldı.
Alsancak 1924 internet sitesi üzerinden hikayesini ise şöyle anlatıyor: 1924'de çıktığımız mütevazi yolculuğumuz yıllar içerisinde gıda sektöründe bir çok ulusal ve uluslararası markaya tedarik sağlayan bir yapıya dönüştü.
Ürünlerimiz öyle sevildiler ki sık sık; "keşke bir şubeniz olsa da gidip ordan da yesek" şeklinde gelen talepler, bizi bir anda şubeleri olan bir markaya dönüştürdü.
Anladık ki bizi sevenlerimiz, yani sizler büyüttünüz.
İyi ürünler, iyi sunumlar ve iyi hizmet sevenlerimizin kendisini iyi hissetmesi için olmazsa olmazımız, ancak biz aslında sadece sevenlerimize değil, henüz bizi sevememiş olanlara da dokunuyoruz.
Nasıl mı?
Nefes aldığımız her anda çevresel faktörlerin bizimle değiştiğinin farkındayız ve bu farkındalık bize geçirdiğimiz bir asırlık tarihte dünyamız ve geleceğimiz için sürdürülebilirliğin ne denli önem arz ettiğini gösteriyor.
Bizi geleceğe hazırlayan emeğimizin arkasında ürünlerimizdeki ham madde kulanımının sağlık ve hijyen protokollerimiz ile sürdürülebilir tarım politikalarıyla tam uyumlu olması da yatıyor. Kadın istihdamına verdiğimiz önem, doğaya ve canlılara olan saygımız, insanı kaynak olarak değil, kıymet olarak gören bakış açımız gönülden yaptıklarımız arasındadır.
İşimizi yaparken sürekli yenilenen tutkumuzu baş tacı ediyor, yıllara meydan okumamızın arkasında bu tutkumuzu görüyoruz. Aslında bizi büyüten ne rakamlar ne de zincirleşen şube sayımızdır.
Bizi büyüten zincirin her halkasının birbirine tutkuyla bağlı olduğu bir asırlık değerlerdir.
Bu yüzden diyoruz ki “1924'den beri ailemizin hamurunda tutku var”