İzmir'de, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında, kadın hakları savunucuları tarafından "Feminist Gece Yürüyüşü" düzenlendi. Konak ilçesinde, Kıbrıs Şehitler Caddesi'nden Türkan Saylan Sanat Merkezi'ne kadar yürüyen yüzlerce kadın, kadınların hakları ve özgürlükleri için güçlü bir mesaj verdi.
Yürüyüşe, CHP Adalet Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, DEM Parti İzmir Milletvekili Burcu Gül Çubuk, Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay ve İzmirli kadınlar katıldı. Yürüyüş boyunca “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “İnadına isyan, inadına özgürlük” gibi sloganlar atıldı. Katılımcılar, "Kutsal aileniz sizin olsun, feminist isyan ve dayanışma bizimdir" yazılı pankartlar taşıdı.
Dayanışmamızla buradayız
Yürüyüşün ardından Türkçe ve Kürtçe iki dilde ortak basın açıklaması okundu. Yapılan açıklamada kadınların ve ezilenlerin haklarına yönelik saldırıların arttığı vurgulanırken, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme, 6284 sayılı yasanın uygulanmaması, kadın cinayetlerinde cezasızlık politikaları ve ekonomik kriz gibi birçok başlığa dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:
"Bugün 8 Mart, kadınların LGBT artıların, ezilenlerin sömürülenlerin isyan günü. Yüzyıllardır süren erkek devlet şiddetine, patriyarkal kapitalizmin sömürüsüne, homofobiye, transfobiye, savaş politikalarına, ayrımcılığa karşı sokaklardayız. Bizi yok sayanlara, haklarımızı gasp edenlere, yaşamlarımız hiçe sayanlara karşı feminist öfkemizle, isyanımızla, dayanışmamızla buradayız. Geçen 8 Mart'tan bu yana kadınlara ve LGBT artılara yönelik saldırılar artarak devam etti. İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiniz. 6284'ü uygulamadınız. Kadın katillerine haksız tahrik ve iyi hal indirimleri dağıttınız. 2024 yılında en az 394 kadın öldürüldü. 259'u şüpheli ölüm olarak kaydedildi. Kadın cinayetlerini intihar diyerek kapatmaya çalışırken katilleri cezasızlık politikalarınızla korudunuz. Nafaka hakkımıza göz diktiniz. Kürtaj hakkımızı fiilen yasakladınız. Kadınların bedeni üzerinde tahakküm kurmaya çalıştınız. Kabul etmiyoruz.
Bizleri yok etmeye, bastırmaya çalışıyorsunuz
2025 yılını aile yıllı ilan ederek bizleri yok etmeye, bastırmaya çalışıyorsunuz. O kutsal aile kadınların görünmeyen emeğinin sömürüldüğü, erkek şiddetinin normalleştirildiği, LGBT artıların yok sayıldığı, çocukların istismara uğradığı dört duvardan ibaret. O duvarları yıkıyoruz. Bizi patriyarkal kapitalizmin aile dayatmasına, gerici politikalarınıza, kadınları eve kapatmaya çalışan düzeninize mahkum edemeyeceksiniz. Ekonomik kriz en çok bizleri vuruyor. Krizde ilk işten çıkarılanlar biziz. Güvencesiz ve sigortasız çalışmaya zorlanan biziz. Direnişin en ön safında yer alan kadın işçileri, Bornova sokakta seks işçiliği yaparak hayatta kalmaya çalışan trans kadınları, atölyelerde, fabrikalarda, grevlerde emeği için mücadele eden emekçileri selamlıyoruz. Yaşamak, çalışmak, barınmak için mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz.
Feminist mücadelemizi yükseltiyoruz
Sadece bunlarla da yetinmiyor çocukları cemaatlerin eline teslim ediyor ve MESEM projeleriyle çocuk işçiliğini yaygınlaştırıyorsunuz. Eğitimi dinselleştirerek kadınları ve LGBT artıları, laiklikten koparmaya itaatkar bireyler yetiştirmeye çalışıyorsunuz. Kadınlar ve LGBT artılar olarak laikliği savunmaya eşitlik ve özgürlük mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz. Savaşlar başta Orta Doğu olmak üzere tüm dünya halklarına ölüm, yoksulluk, şiddet getiriyor. Gazze'de, Rojava'da, Afganistan'da, İran'da ve Suriye'de kadınlar, çocuklar LGBT artılar öldürülüyor. Sürgün ediliyor. Onurlu bir barış talebimizden, demokratik toplum mücadelemizden vazgeçmiyoruz. Kadın kurumlarını kayyumlarla kapatıyorsunuz. Seçilmiş eş başkanları, kadın siyasetçileri rehin alarak, kadın iradesini gasp etmeye çalışıyorsunuz. LGBT artı karşıtı yasalarla varlığımızı hedef alıyor, özgürlüklerimizi yok etmek istiyorsunuz. Ama buradayız, direniyoruz. Kadınları, LGBT artıları, işçileri, yoksulları hedef alan bu düzene karşı kadın düşmanlarına, gerici ittifaklarınıza erkek egemen politikalarınıza karşı feminist mücadelemizi yükseltiyoruz. Haklarımızdan, yaşamlarımızdan birbirimizden vazgeçmeyeceğiz. Kutsal aileniz sizin olsun. Feminist sistem ve dayanışma bizimle."