İzmir'de ikinci el otomobilde büyük kriz: Piyasa durma noktasına geldi İzmir'de ikinci el otomobilde büyük kriz: Piyasa durma noktasına geldi

İZ Televizyonu’nda yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel programının konuğu İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel oldu. Sağlık çalışanlarının yaşadığı sıkıntılara değinen Yüksel, sağlıktaki çöküşün ancak kamucu bir anlayışla düzeltilebileceğini söyledi. Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin büyük bir çöküş yarattığını söyleyen İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, “Bu proje özel sağlık kuruluşlarının alandaki hâkimiyetini arttırdı. Sıkıntıların çözümü için daha kamucu bir yaklaşım gerekiyor. Kâr etmek amaçlı bakıldığı sürece biriler hep daha fazla kazanacak, birileri mutlaka kaybedecek” dedi.

Bir milyar hasta bakmışız

Hekimlerin performans sistemiyle çalışır hale geldiğini aktaran Yüksel, “Daha çok hasta bakılması, işlem yapılması gerekti. Böylelikle 5 dakikada bir hasta bakılması durumu yaşar olduk. Sayılara bakınca çok fazla kişinin sağlık hizmetinden yararlandığı algısı olmuş oldu. Şöyle bir felaketle karşı karşıyayız; bir yıl içerisinde bir milyara yakın hasta bakmışız. Bunların 420 milyona yakını birinci basamakta yer alıyor. Yüz milyonlarcası acile başvurmuş. Bu sayılıları görünce bir yerde yanlış yaptığımızı görüyoruz. Sağlık Bakanlığı çalışanlarının bunu nasıl düzeltiriz çalışmasına girmeleri gerekirken başvuran sayısının yüksekliğiyle övünüyoruz. Böyle olunca yurttaşı özel sektöre mecbur hale getiriyorlar” diye konuştu.  

Başka bir sistem mümkün

Sağlıkta yaşanan sorunların en büyük nedeninin liyakat olduğunu ifade eden Yüksel, “Türk Tabipleri Birliği olarak son dönemde şöyle bir sloganla yola çıktık; ‘Başka bir sağlık sistemi mümkün.’ Çünkü çok deneyimli ve çok iyi eğitim almış bir hekim ve sağlık çalışanı kitlemiz var. Bu işi sadece para için değil, toplum için, hayalleri için yapanlar var. Toplumu çok iyi gözlüyoruz, ihtiyaçlarını çok iyi tespit ediyoruz. Hem sağlık çalışanlarının sorununu çözmek hem de toplumun ulaşılabilir, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetine ulaşabileceği bir sisteme inancımız var. Bu umuda halkımız da eşlik ederse çözmemek için bir engel yok. Kamucu bir anlayışla yaklaşır, liyakat sorunun çözersek başka bir sağlık sistemi elbette mümkün” açıklamalarında bulundu.

Kimseye yararı yok

Şehir Hastanelerinin birilerinin daha zengin olmasına sebebiyet verdiğinin altını çizen Yüksel, şunları söyledi: “Binlerce yataklı hastaneler yapılıyor. Ama dünyada bile 400-600 yataktan fazlasını istemiyorlar çünkü işlevsiz oluyor. Hem halk hem de sağlık çalışanları bu devasa şehir hastanelerine büyük büyük mağazaların olduğu yerlerden, parlak zeminlerin olduğu yerlerden giriyor ancak sağlık hizmeti yine 8-10 metrekarelik odalarda veriliyor. Yani bu hastaneler görsellik dışında bir şey değil. Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinin büyük bir kısmı buraya aktarılıyor. Bütçenin karadeliği bunlar. Ancak bu altından kalkılabilir bir iş değil. Tıkanmalar oluyor. Bu şehir hastanesi macerasından artık vazgeçilmelidir. Çünkü bir avuç zengin dışında kimseye bir yararı yok. Kamu yaklaşımıyla yeni çözümler bulmalıyız. Aynı parayla onlarca. Hastane yapabilirken bu devasa binaları dikerek hiçbir şey kazanamayacağız.” Nil Kahramanoğlu
 

Büyük haksızlık

Bakanlığın randevu sıkıntısına çözüm bulmak için eğitim ve araştırma hastanelerinde çalışan asistan hekimlerin eğitim sürelerini haftada 1 saate düşürmek istemesine tepki gösteren Yüksel, “Kabul edilebilir değil. Asistanlar ucuz ve kullanılabilir iş gücü olarak görülüyor. Asistanlar aslında bir konuda uzmanlaşmak için o kurumlarda bulunuyorlar. Onların eğitim zamanlarının kısaltılması toplumun geleceğinden çalmak demektir, toplumun sağlığını tehlikeye atmaktır. İyi bir uzmanlık eğitimi alamadıktan sonra toplumun sağlık sorunlarına nasıl çözüm bulabilecekler. Bu asistanların eğitimlerini verecek akademik kadrolar zaten buralardan kaçmaya çalışıyor. Çok deneyimli hocalarımız liyakatsiz yönetim ve baskılar nedeniyle kurumlarından ayrılıyorlar. Kalan birkaç öğretim görevlisiyle eğitim almaya çalışan asistanların eğitim zamanından çalmak gençlerin hayallerine, geleceklerine yapılan çok büyük bir haksızlıktır” ifadelerini kullandı.

Muhabir: NİL KAHRAMANOĞLU