İzmir’in Konak ilçesinde yaşayan 19 yaşındaki Dilan, Türk baba ve Azerbaycanlı annenin evlilik dışı ilişkisiyle dünyaya geldi. İddiaya göre doğumundan sonra annesi, kendisini babasının yanından kaçırdığı için genç kıza bir kimlik kartı çıkartılamadı. Anne Nazlı Rüstemli, daha sonra kimliksiz bir şekilde büyüyen Dilan’ı, çalıştığı eğlence merkezinin sahibinin yanına bıraktı. Dilan’ın annesi bir süre sonra ‘kaçak olduğu’ sebebiyle sınır dışı edildi. İş yeri sahibinin evinde yaşamaya devam eden Dilan, 12 yaşındayken patronun tacizine uğraması sonucu sığınmak için devlet yurduna başvurdu.
Bir süre devlet yurdunda yaşamını sürdüren genç kıza, uluslararası koruma kapsamında ‘sığınmacı kimliği’ çıkartıldı. Lise eğitimini tamamladıktan sonra devlet yurdundan ayrılmak zorunda kalan Dilan, tek kimliği olan sığınmacı belgesi hakkını, şartları sağlayamadığı gerekçesiyle kaybetti. Şimdi yaşamını kimlik kartı ve bir ülke vatandaşlığı olmadan sürdüren genç kız, mağduriyetinin giderilmesi ve Türk vatandaşı olabilmesi için yetkililerden yardım bekliyor.
“Cinsel istismara uğradım”
Kimliksiz yaşaması sebebiyle çeşitli sorunlarla karşılaştığını anlatan Dilan B., “Annem, ben ve üvey abimle beraber İstanbul'da yaşamaya devam ettik. Ardından annemin işi nedeniyle 2013 yılında Tekirdağ'a geçtik. Annem bir gün benimle vedalaştı ve geri geleceğini söyledi fakat o arada da sınır dışı edilmiş. Annemin beni bıraktığı yerde, benden yaşça büyük iş yeri sahibi tarafından cinsel istismara uğradım. Bununla ilgili açılmış ama sonuçlanamamış bir davam da mevcut” diye konuştu.
Sığınmacı kimliği çıkartıldı
Yaşadığı cinsel istismarın ardından 2014 yılında emniyete başvurarak ‘yurda gitmek istediği’ talebinde bulunduğunu aktaran Dilan, şunları kaydetti:
“Polis ekipleri beni devlet yurtlarına bıraktı. O dönemde ilk birkaç sene misafir öğrenci olarak okula gittiğimi hatırlıyorum. İlerleyen süreçte yurt görevlileri beni İl Göç İdaresi’ne götürdü ve orada bana bir sığınmacı kimliği çıkartıldı. 2015 yılında babamın akrabaları gelip beni buldu. Sonra kaldığım yurda ‘babamızın kardeşidir’ diye bir dilekçe yazdılar. Dilekçenin daha sonra ne olduğuna dair bir bilgim yok.”
Yasal prosedür gereği ‘sığınmacı kimliğini’ kaybetti
Reşit olduktan sonra yurttan çıktığını, İl Göç İdaresinin izniyle lise son sınıfta kaydını İzmir'e aldırdığını söyleyen Dilan, “İl Göç İdaresine imzaya gittiğim sırada da bana ‘İstanbul'a gitmem’ gerektiğini, ‘İzmir ile ilişiğimin kesildiğini’ söylediler. ‘İstanbul'a gidecek paramın ve orada kimsemin olmadığını’ belirttiğim halde ‘yasal prosedürün bu şekilde ilerlediğini’ aktardılar. Sonrasında da ben imzaya gidemedim. 3 kere imzaya gidemediğiniz takdirde yasal yönetmelikte sığınmacı kimliğiniz de feshediliyor” cümlelerine yer verdi.
Yetkililere seslendi: “Bu ülkenin vatandaşı olmak istiyorum”
Şu anda kimliksiz yaşadığını ve herhangi bir ülke vatandaşlığının bulunmadığını vurgulayan genç kız, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ne Türk vatandaşıyım ne Azerbaycan vatandaşıyım. Eğitim hayatıma devam edemiyorum. Hayallerim var, okumak istiyorum. Kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum. Bu konuda yetkili kişilerden yardım istiyorum. Bu ülkede doğdum, bu ülkede büyüdüm. Bu ülkenin ana dilini konuşuyorum. Ülkemi çok seviyorum. Bu ülkenin vatandaşı olmak istiyorum. Lütfen bana bu konuda yardımcı olun.”
“Hastaneye gidemiyorum”
Kimliğinin bulunmaması sebebiyle çeşitli sorunlar yaşadığını anlatan Dilan, son olarak sözlerine şunları ekledi:
“Sağlık sıkıntılarım oluyor. Hastaneye gidemiyorum. Sığınmacı kimliğim varken de hastaneye ücrete tabi tutularak gidiyordum. Başıma bir şey gelmesinden ve hasta olmaktan korkuyorum. Annemin ve babamın hatalarının bedelini ben ödemek istemiyorum. Onlar gibi de olmak istemiyorum. Ben kendi ayaklarımın üzerinde duran genç bir kadın olarak; hem okumak istiyorum hem de hayatımı düzene sokmak istiyorum.”