İzmir’de yaşlı nüfus her geçen yıl artıyor, ancak sosyal politikalar bu gerçeğe ayak uyduramıyor. 2023 yılı sonunda İzmir’in nüfusu 4 milyon 479 bin 525 iken, yaşlı nüfus oranı %12,8 seviyesindeydi. 2024 yılı sonunda ise toplam nüfus 4 milyon 493 bin 242’ye ulaşırken, yaşlı nüfus oranı %13,3’e yükseldi. Şehirde 65 yaş üstü nüfus artık 598 bini aştı.

Türkiye genelinde yaşlanan nüfusa yönelik yeterli sosyal politika üretilmemesi, İzmir’de de emeklileri zor durumda bırakıyor. Düşük maaşlarla geçinemeyen birçok yaşlı, çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor. Yaşlı yoksulluğu giderek büyürken, sosyal destek sistemleri yetersiz kalıyor.

Psikolog, aktivist ve Ege Geriatri Derneği Başkanı Mevlüt Ülgen, konuyla ilgili yaptığı İz Gazete’ye yaptığı açıklamada, yaşlı nüfusun giderek artmasına rağmen hak temelli, kamusal hizmetlerin ve sosyal politikaların eksikliğine dikkat çekti. “Türkiye, nüfusunun hızla yaşlandığının farkında değil ya da buna uygun politikalar geliştirmekten uzak. Yaşlı bireylerin refahını önceleyen, aktif ve sağlıklı yaşlanmayı destekleyen sistemler oluşturulmalı. Ancak bugün Türkiye’de yaşlı bakımı ve yaşlı yoksulluğu en büyük sorunlardan biri haline gelmiş durumda” dedi.

İzmir İleri Yaş Eylem Planı desteklenmeli

Ülgen, yaşlı bireylerin sosyal katılımını teşvik edecek yaş dostu kentlerin inşa edilmesi gerektiğini belirterek, “Kentlerin, konutların, ulaşım sistemlerinin ve sosyal alanların yaşlı bireylere uygun olmaması onları izolasyona sürüklüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan ‘İzmir İleri Yaş Eylem Planı’ bu anlamda önemli saptamalar içeriyor ve desteklenmeli. Ancak yerel yönetimler, yaşlı nüfusa yönelik hizmetlerde halen yetersiz. Merkezi hükümet, yaşlı politikalarına daha fazla kaynak ayırmalı ve yerel yönetimlerin yetki ve finansal gücünü artırmalıdır” ifadelerini kullandı.

İzmir’de emeklilerin geçim derdi

İzmir, Türkiye’de emekli nüfusunun yoğun olarak yaşadığı şehirlerden biri. Ancak birçok emekli, maaşlarının düşük olması nedeniyle ekonomik sıkıntılar içinde yaşıyor. Ülgen, “Emekli maaşları asgari ücretin altında kalmış durumda. Geçinmek için ya tekrar çalışmak zorunda kalıyorlar ya da temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyorlar. Yaşlıları yük olarak gören anlayış terk edilmeli, bakım ve destek hizmetleri aile içinde kadınların omzuna bırakılmamalı” dedi.

Başkan Duman, Özgecan Aslan'ı andı: Cezalar ve yasalar yeterli değil! Başkan Duman, Özgecan Aslan'ı andı: Cezalar ve yasalar yeterli değil!

Yaşlanan nüfusun talep ve ihtiyaçlarına uygun sosyal politikalar geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Ülgen, yaşlı bireylerin sağlık ve bakım hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılması için merkezi yönetimin acilen harekete geçmesi gerektiğini söyledi.

İzmir’de her geçen gün daha fazla yaşlı birey belediyelerden sosyal destek almak için başvuruda bulunuyor. Bu durum, kentte yaşlı nüfusun geçim sıkıntısının giderek derinleştiğini gözler önüne seriyor. Emekliler, daha fazla sosyal destek ve insanca yaşam koşulları talep ediyor.

Dükkanını kapattı, kalfa olarak çalışıyor

69 yaşındaki Şeref Tirelioğlu, 1988 yılında İzmir Konak’ta açtığı kuaför dükkanını 20 yıl boyunca işletti. Ancak emekli olduktan sonra da geçimini sağlamak için çalışmaya devam etmek zorunda kaldı. Şu anda başka bir kuaför salonunda çalıştığını belirten Tirelioğlu, emeklilik yıllarını rahat geçirmek yerine yeniden iş hayatına dönmek zorunda kaldığını söyledi.

“15 bin TL maaşla geçinmek mümkün değil”

Emeklilik maaşının 15.000 TL olduğunu dile getiren Tirelioğlu, “İzmir emekliler şehri diyorlar ama burada hayat çok pahalı. Türkiye’de geçinmek zor, Allah yardım etsin. Benim evim kira olsaydı hiç geçinemezdim. Eşim de 12.500 TL maaş alıyor, ama yine de ay sonunu getiremiyoruz,” diyerek emeklilerin içinde bulunduğu ekonomik zorlukları anlattı.

“Son nefesime kadar çalışacağım”

Emeklilerin büyük çoğunluğunun çalışmaya devam ettiğini vurgulayan Tirelioğlu, “69 yaşındayım ama çalışmak zorundayım. Evime ekmek götürmek zorundayım, iki çocuğumu  evlendirmek istiyorum. Çalışacağım, gittiği yere kadar götüreceğim,” dedi. Soğuk hava şartlarında çalışan emeklilere de dikkat çeken Tirelioğlu, “Ben en azından kuaför salonunda sıcak bir ortamda çalışıyorum ama pazarda, sokakta, seyyar olarak çalışan emekli arkadaşlarım var. Onları görünce halime şükrediyorum,” ifadelerini kullandı.

“Sosyalleşmek hayal oldu”

Artan geçim sıkıntısı nedeniyle sosyal hayattan tamamen uzaklaştığını belirten Tirelioğlu, “Babam ölünce ev sahibi oldum. Çalışmaktan ellerim şişerdi,  bu kadar çalışmaya hayat boyu kiracı olarak yaşadım. Aileden kalma başımı  sokcak evim var. Ancak ne bir kafede oturabiliyorum ne bir çay içebiliyorum. Güzelyalı’daki kafelerde bir gün bile çay içemedim. Her gün çay içenlerin önünden geçip evime dönüyorum. Sinema, tiyatro zaten hayal. 15 yaşından beri çalışıyorum, 54 yıl geçti ama kazanmak mümkün değil. Eskiden paranın bir değeri vardı, şimdi her şey daha da zor,” diyerek ekonomik koşulların giderek ağırlaştığını dile getirdi.

“Meslek hastalıklarına rağmen çalışmaya devam ediyorum”

Yıllarca kuaförlük yapmanın ellerinde egzama oluşmasına neden olduğunu söyleyen Tirelioğlu, eldivensiz hiçbir iş yapamadığını ancak buna rağmen çalışmak zorunda olduğunu belirtti. “Bu mesleğin bana getirdiği hastalıklar var ama yine de şükrediyorum. Benim yaşımda olup inşaatta çalışanlar var. Soğuk havada dışarıda çalışan emekliler var. En azından ben dükkânın içindeyim,” diyerek içinde bulunduğu şartlara rağmen hâlâ çalışmaya devam ettiğini söyledi.

“Yaşama sevincimizi kaybettik, konuşan susturuluyor”

Emekli iş yeri hemşiresi olan 71 yaşındaki vatandaş, tek başına yaşayan bir kadın olarak geçim sıkıntısının dayanılmaz hale geldiğini belirterek, “Bireysel olarak kendimi idare etmeye çalışıyorum ama artık yaşama sevincimizi kaybettik. Böyle bir sıkıntı çektiğimi hatırlamıyorum. Biz bunu hak etmedik,” diyerek duygularını dile getirdi.

“İki çocuğu olan kiracılar için daha da zor”

Kendi ekonomik durumunun zor olmasına rağmen, özellikle çocuk sahibi olup kirada oturan aileler için daha fazla endişelendiğini belirten emekli vatandaş, “İki çocuğu olup kirada yaşayan insanlar için çok üzülüyorum. Onların durumu bizden de beter. Nasıl geçiniyorlar bilmiyorum,” dedi.

“Konuşan susturuluyor”

İsmini vermek istemeyen  vatandaş son olarak, toplumun ekonomik sıkıntılar karşısında sesini çıkarmakta zorlandığını belirterek, “Ne zaman konuşsak, sesimizi çıkarsak ensesinden alıp götürüyorlar insanları. Konuşamıyoruz, yaşadıklarımızı sineye çekmek zorundayız,” diyerek yaşadığı çaresizliği dile getirdi.

"Emekliyim ama çalışmaya mecburum"

Nazilli doğumlu ve 60 yıldır İzmir Basmane’de yaşayan 74 yaşındaki Halil İbrahim Ayan, emekli olmasına rağmen ağır yaşam koşulları nedeniyle hâlâ çalışmak zorunda olduğunu söylüyor. Emekli maaşıyla geçinmenin imkânsız hale geldiğini belirten Ayan, hayat pahalılığından yakınarak şunları dile getirdi:

“Altı sene önce emekli oldum ama hayat şartları o kadar ağır ki hâlâ işime devam ediyorum. Allah, emeklilere sabır versin çünkü gerçekten işimiz zor. Geçim sıkıntısı her geçen gün büyüyor, bir kuru ekmeğe muhtaç olduğumuz zamanlar oluyor.”

Hayatının büyük bir bölümünü çalışarak geçirdiğini anlatan Ayan, ekonomik zorluklar nedeniyle kazandığı paranın yetmediğini belirterek, “14 bin TL emekli maaşıyla nasıl geçineceğim? Doğalgaz, elektrik, su, evin temel ihtiyaçları derken elde avuçta bir şey kalmıyor. Para isterken bile yüreğim acıyor, çünkü insanların hali ortada. Allah, benim gibi geçim sıkıntısı çeken herkese sabır versin” diye konuştu.

Basmane’nin değişimine de tanıklık eden Ayan, “60 yılda burada neler gördüm, anlatmaya gerek bile yok. Köfte ekmek verip para almadığım yaşı geçkinlerin sayısı çok fazla. Hayat gittikçe daha da zorlaşıyor” diyerek emeklilerin yaşadığı ekonomik krize dikkat çekti.

Halil İbrahim Ayan, yapılan anketlerde emeklilerin mutlu gösterildiğini ancak gerçeğin çok farklı olduğunu vurgulayarak, “Anketler emeklilerin mutlu olduğunu söylüyor ama ben inanmıyorum. Kirasını ödeyemeyen, çocuğunun okul masrafını karşılayamayan biri nasıl mutlu olabilir?” diye sordu.

Engelli yaşlı kadın geçim sıkıntısı nedeniyle dilencilik yapıyor

İzmir’de Sen Polikarp Kilisesi’nin önünde dilencilik yapan 75 yaşındaki engelli bir kadın, yaşadığı maddi sıkıntıları anlattı. İsmini vermek istemeyen, Kuruçay’da oturduğunu belirten yaşlı kadın, 3 bin TL kira ödediğini, engelli maaşının bu masrafları karşılamaya yetmediğini söyledi. Günde ortalama 50 TL kazanarak geçimini sağlamaya çalıştığını ifade eden kadın, “Mendil almayıp para verenlerde oluyor. Çare yok, dilenmek zorundayım,” dedi.

İki çocuğundan birinin işsiz olduğunu, diğerinin ise cezaevinde bulunduğunu belirten yaşlı kadın, soğuk havada zor şartlar altında dilenmeye devam ettiğini söyledi. “Kışın da yazın da buradayım, şu an çok aşırı üşüyorum,” diyerek yaşadığı zorlukları dile getirdi. Geçim sıkıntısıyla mücadele eden kadın, destek beklediğini ifade etti.

Muhabir: SEMRA İĞTAÇ