Semra İĞTAÇ- İzmir Zeytincilik Araştırma Enstitüsü’nde düzenlenen çalıştayda, Türkiye’de zeytincilik sektörünün mevcut durumu, küresel iklim krizi ve Avrupa Yeşil Mutabakatı bağlamında değerlendirildi. Proje Evi Kooperatifi tarafından yürütülen ve Avrupa Birliği’nin finansal desteğiyle hayata geçirilen Anatolivar Projesi, zeytincilik sektöründeki kırılganlıkları analiz ederek sürdürülebilir zeytincilik için stratejik öneriler geliştirmeyi amaçlıyor. Çalıştayda, proje kapsamında yapılan araştırmaların sonuçları sektör aktörleriyle paylaşıldı.
Türkiye’de yaklaşık 400 bin ailenin geçim kaynağı olan zeytin üretimi, insan kaynaklı tehditlerin yanı sıra küresel iklim değişikliğine bağlı olarak aşırı hava olayları, ani sıcaklık değişimleri, su stresi ve hastalıkların artışı gibi sebeplerle kırılgan bir yapıya sahip. Çalıştayda, bu sorunların çözümü için zeytin üreticilerinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
Çalıştayın açılış konuşmasını İzmir Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Cemil Aarne yaparken, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Tan, zeytincilik sektörünün karşılaştığı zorluklara dikkat çekti. Proje Evi Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ceren Özel, Anatolivar Projesinin detaylarını paylaştı. Proje Koordinatörü Alen Mevla ise, Anadolu’da zeytin üreticisi toplulukların güçlendirilmesi için yapılan çalışmaları anlattı.
Etkinlikte ayrıca, Zeytincilik Araştırma Enstitüsü tarafından iklim değişikliği bağlamında yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verildi. Dr. Ayça Akça Uçkun, iklim değişikliğinin zeytin üretimi üzerindeki etkilerini ve gelecekte karşılaşılabilecek riskleri ortaya koyarak sektör paydaşlarının tutum ve davranışlarını değerlendirdi. Çalıştay, soru-cevap oturumu ile sona erdi.
Sivil toplum kuruluşlarının katkısı büyük
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Tan, yaptığı açıklamada zeytin ve zeytinyağı sektörünün gelişimine dikkat çekerek, sektörün dünya ikinciliğini hedeflediğini belirtti. Dr. Tan, “Ülkemiz zeytinciliğini hak ettiği noktaya, dünya liderliği seviyesine getirmek için çalışıyoruz. Bu süreçte promosyon faaliyetlerini artırmayı ve iç piyasada tüketimi teşvik edecek adımları atmayı sürdüreceğiz. Sivil toplum kuruluşlarımızın da bu süreçte büyük katkıları var” dedi.
Zeytin çeşitliliğine ve üretim kalitesine vurgu yapan Dr. Tan, “Son derece kaliteli ürünler üreten, her türlü yetiştirme yöntemine uygun zeytin çeşitlerimiz var. Ancak geleneksel yöntemlerimizi ve niş ürünlerimizi kaybetmememiz gerekiyor. Bahçemde bile Edremit gibi çeşitler yetiştiriyorum. Bunları korumalı ve geliştirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
İthalat konusuna da değinen Dr. Tan, “Üretim hızımızı artırarak ve genç, dinamik zeytinciler yetiştirerek ithalata olan ihtiyacı azaltabiliriz. Yabancı çeşitler izole bölgelerde yetiştirilebilir ancak yerel çeşitlerimizi kaybetmek büyük bir hata olur” diye konuştu.
Zeytinciliği geleceğe taşımak adına önemli bir adım
Proje Evi Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ceren Üzel, kooperatifin kuruluşundan bugüne kadar geçen süreci ve sürdürülebilirlik hedeflerini anlattı. Üzel, “20 yıl önce kurulduğumuz günden itibaren toplumsal kuruluşlara destek vermeyi hedefledik. Bu süreçte toplumun ilgi alanlarına ve ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yaptık. Son yıllarda ise özellikle iklim değişikliği, ekosistem hizmetleri ve sürdürülebilir teknoloji gibi alanlara odaklandık” dedi.
Ceren Üzel, Proje Evi Kooperatifi’nin dikkat çeken girişimlerinden biri olan Anatolivar Projesi hakkında da bilgi verdi. Üzel, “Anatolivar Projesi, Anadolu’daki zeytin üretimini iklim değişikliği bağlamında analiz ederek sürdürülebilir zeytincilik için stratejik öneriler geliştirmeyi hedefliyor. Bu proje, zeytinciliği geleceğe taşımak adına önemli bir adım” ifadelerini kullandı.
Ekosistemi ciddi şekilde etkileyebilir
Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından düzenlenen çalıştayın birinci oturumunda konuşan Dr. Ayça Akça Uçkun, iklim değişikliğinin zeytincilik üzerindeki etkilerini ve yapılan çalışmaları değerlendirdi. Yaklaşık 15 yıldır zeytinle çalıştığını ve zeytin üreticisi bir ailenin kızı olduğunu belirten Dr. Uçkun, “İklim değişikliği, sıcaklıkların yüzyıl boyunca 1,28 derece artmasıyla etkisini göstermeye başladı. Projeksiyonlar, bu artışın aynı seviyede devam edeceğini ve küresel ekosistemi ciddi şekilde etkileyeceğini öngörüyor” dedi.
İklim değişikliğinin etkilerinden bahseden Dr. Uçkun, “Kuraklık, seller, şiddetli kasırgalar, buzulların erimesi ve deniz suyu seviyelerinin yükselmesi gibi sonuçlarla karşı karşıyayız. Bu durum bitkileri, insanları ve ekosistemi olumsuz etkiliyor. Tarımsal kayıplar ve biyolojik çeşitlilikteki azalmalar bu etkiler arasında” ifadelerini kullandı.
Uluslararası anlaşmalara da değinen Dr. Uçkun, “Ülkeler, sıcaklık artışını 2 dereceyle ve karbon yoğunluğunu 450 ppm ile sınırlama hedefi koydu. Ancak mevcut sıcaklık artışıyla orman yangınları, kuraklık ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi sorunlar hızla artıyor” dedi. İklim değişikliği projeksiyonlarına göre, 2100 yılına doğru İspanya’nın zeytin üretiminde büyük zorluklarla karşılaşacağını belirten Dr. Uçkun, bu sorunların Türkiye’nin zeytinciliği üzerinde de ciddi etkiler yaratabileceğine dikkat çekti.
Anatolivar Projesi kapsamında yapılan çalışmalar, Türkiye’de zeytincilik sektörünün iklim değişikliği ve insan kaynaklı tehditler nedeniyle ciddi bir kırılganlık yaşadığını ortaya koydu. Çalıştayda paylaşılan stratejik öneriler, sürdürülebilir zeytincilik için sektör paydaşlarının iş birliğinin ve acil önlemler alınmasının gerekliliğini vurguladı.