Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (BAYETAV) Genel Sekreteri Bülent Şık oldu. Çocuk yoksulluğunun giderek arttığını söyleyen Şık, çocukların sağlık ve güvenilir gıdaya ulaşımda zorluklar yaşadığını belirtti. Şık ayrıca, gizli açlık sorunu nedeniyle çocukların toksik kimyevi madde olan kurşundan ciddi oranda etkilendiğinin altını çizdi.
Çocukların beslenme sorunun pandemiden beri ülkenin gündeminde olan bir mesele olduğunu belirten Şık, “Son 4 yıl içerisinde gıda fiyatlarında ciddi artışlar oldu. Bu özellikle yoksul, belli bir gelire sahip olmayan kesimde gıdaya erişimde sorunlara yol açtı. Biz BAYETAV olarak geçtiğimiz 7-8 ay içerisinde İzmir’de iki saha araştırması yapmıştık ve hanelerdeki gıda güvencesizliğini, gıdaya erişimde sorun yaşayıp yaşamadıklarını tespit etmeye çalıştık. Her iki çalışmada da İzmir’deki nüfusun üçte birinin yeterli ve dengeli beslenme güvencesinden yoksun olduğunu tespit ettik. Çocuklu aileler, eşinden boşanmış ve çocuk sahibi olan kadınlar bir de belli bir yaş grubunun üstündeki emekliler en büyük sorunu yaşayanlar” diye konuştu.
Siyasal tercih
Beslenmenin çocuk gelişimi açısından kritik olduğunu ifade eden Şık, “0-14 yaş arasındaki yeterli ve dengeli beslenme aslında tüm ömür kalitenizi, ileride bir rahatsızlığa yakalanıp yakalanmamanızı belirliyor. Bu yaş aralığındaki çocuk sayısı 19 milyon. Çok yüksek bir rakam. Çocuklara okullarda bir öğün ücretsiz yemek verilsin diyoruz çünkü çocukların toplu olarak bulunduğu yerlerde ücretsiz beslenme desteği sağlamak daha kolay. Kreş, yurt, okul gibi çocukların toplu bulunduğu mekanlarda ücretsiz bir öğün yemek sağlamak gelişimleri üzerinde olağanüstü faydalı etkiler yaratıyor. Öte taraftan ekonomik olarak da ciddi bir fayda yaratıyor. Türkiye’de bu konu hep bütçe meselesi üzerinden tartışılıyor. Eylül başında Millî Eğitim Bakanı ‘Biz Finlandiya değiliz. Bizde milyonlarca çocuk var’ demişti. Bu meseleyi kesinlikle bütçeye indirgeyemeyiz. Çocuklara yapılacak bu sağlıklı beslenme desteği uzun vadede kamunun sağlık harcamalarında ciddi bir düşüşe neden olacak. Öte taraftan çocukların akademik becerisinde, bir mesleği edinmelerinde, bilgi edinmelerinde pozitif bir katkısı var. Bu bir bütçe meselesi değil, siyasal tercih meselesidir. Çocuk bayramı kutlayan dünyadaki tek ülkeyiz. Ama çocukların özellikle son 5 yılda beslenme açısından kriz yaşadığı bir dönemde bu meseleyi bütçe imkânları üzerinden tartışan bir ülke olmamızı da garabet buluyorum” şeklinde konuştu.
Çoğu ülkede var
Okullarda bir öğün ücretsiz yemek ve sağlıklı su için çalışma yaptıklarını anlatan Şık, “BM çatısı altında Ücretsiz Okul Yemeği Koalisyonu var. O koalisyona üye 100’ün üzerinde ülke var. Yani dünyadaki ülkelerin 3’te 2’si ücretsiz okul yemeği sağlıyor. Bunun içerisinde ABD gibi gelişmiş ülkeler de var. Ona kıyasla çok daha yoksul kesimin olduğu Hindistan gibi ülkeler de var. Hindistan’ı özellikle örnek vermek isterim. Ücretsiz yemeği en başarılı uygulayan ülkelerde birisi. Her gün 120 milyon öğrenciye bir öğün ücretsiz yemek çıkarıyor. Brezilya, Kore de başka örnekler. Bu ülkeler bunun yapılabilir bir şey olduğunun göstergesidir. Bizim de yapmamamız için hiçbir engel yok” dedi.
Türkiye'nin sorunu
Gizli açlığın neden olduğu sorunlardan bahseden Şık, “Öte yandan çocuklar söz konusu olduğunda bu gizli açlık sorununun daha da vurgulanması gereken ve ülkemiz açısından çok daha önem arz ettiğini düşündüğüm bir noktası var. Gizli açlık sorunu demir, çinko gibi birtakım besleyici ögelerden yetersiz beslenme hali, 0-14 yaş aralığındaki çocuklarda toksik kimyasallara maruz kalımı artırır. Bu konuda en kritik örneklerden biri kurşun. Kurşun çok ciddi şekilde sinir sitemi ve beynin işleyişine zarar veren toksik kimyevi maddedir. Örneğin, yetişkinlerin bir öğün yediği yemekteki kurşununun yüzde 15-20’si bağırsaklarından bünyelerine geçer. Ama gelişme çağındaki bir çocukta bu oran yüzde 80’e kadar çıkar. Bunun gizli açlık meselesiyle bağlantısı ne? Demir eksikliği yaşayan çocukta, kurşun açısından bir kirlilik söz konusuysa kurşun emilimi tavana çıkar. Bu başlı başına bir sorundur. Gizli açlık sorunu sadece yetersiz, dengesiz beslenme anlamına gelmez. Aynı zamanda çocukların gelişimini olumsuz etkileyen toksik maddelere maruz kalımını da artıran bir sonuç doğurur. Bu Türkiye için çok ciddi bir sorun” açıklamasında bulundu.
1 milyon tehlikede
Kurşunun, çocukların beyin ve sinir sistemini tahrip eden ve bu tahrip edici etkisini her dozda gösteren bir kimyevi madde olduğunun altını çizen Şık, şunları söyledi:
“Dolayısıyla çocuk sağlığını koruyucu politikalar, ‘Bu maruz kalmayı nasıl azaltırız?’ sorusu üzerinden yola çıkıyor. Türkiye’de bir kere ülke genelinde çocuklardaki kurşun etkilenimi nedir, bununla ilgili bir çalışma yok. 19 milyon çocuktaki kurşun maruziyeti nedir? Kan kurşun seviyesi nedir? Bunları bilsek hangi önlemleri almamız gerektiğini konuşabiliriz. Böyle bir tartışma ülkemizde yok. Çok yeni bir tahmin var. Türkiye’de kan kurşun seviyesi belli bir limitin üzerinde yani doğrudan çocuğa zarar verme ihtimalinin çok yüksek olduğu çocuk sayısının yaklaşık bir milyon 350 bin olduğunu gösteriyor. Bu çok yüksek bir rakam. 23 Nisan’da bayram kutladık ancak çocuklar için ne yapıyoruz dediğimizde dişe dokunur iyi bir yanıt veremiyoruz. Türkiye, kamusal politikalarında çocuk sağlığını merkeze alan ülkelerden biri değil. Kamusal hayatta çocuğa kıymet veriyoruz ancak herkes kendi çocuğuna kıymet veriyor. Bu doğru bir yaklaşım değil. Çocukları nasıl koruruz sorusuna yanıt üretmek zorundayız. Şunu açıklıkla söyleyebilirim, toksik kimyevi maddelerden maruziyeti koruma bireysel önlem ve çabalarla değil, kamusal politikalarla olur.”