Nüfus bakımından Türkiye'nin en büyük üçüncü ili olma özelliği taşıyan İzmir, hem çağdaş hem de gelişmiş bir şehirdir. İzmir, aynı zamanda önemli bir ticaret merkezi olarak da dikkat çekmektedir. Güzelliği ve kendine has dokusuyla misafirlerini büyüleyen bu kent hakkında merak ettiğiniz detaylar haberimizde yer almaktadır. İzmir'in adı nereden gelmektedir? İzmir'in eski adı nedir? İzmir'in 30 ilçesinin isimleri nereden gelmektedir? İşte tüm sorularınızın yanıtları...

İzmir’in adı nereden gelir?

İzmir şehrinin isminin kökeni hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, tarih boyunca farklı teoriler ortaya atılmıştır. En yaygın kabul gören görüşlerden biri, İzmir’in adının Antik Çağ’da bölgede yaşamış Amazon kadınlarından geldiği yönündedir. Bu iddiaya göre, Erektidler adlı topluluk, Amazonlarla savaşarak zafer kazanmış ve liderleri These, Amazon kadını Smyrna ile evlenmiştir. Bu evliliğin ardından bölgeye Smyrna adı verilmiştir. Antik dönemde İyonların etkisinde kalan kentin adı, İyon lehçesinde Smyrne, Atina lehçesinde ise Smyrna olarak yazılmıştır. Günümüzde Helenler, bu ismi Smirni şeklinde telaffuz etmektedir. Ayrıca Efes Antik Kenti civarında Smyrna adıyla anılan bir köy yerleşiminin izlerine rastlanması, İzmir ve çevresindeki antik yerleşim isimlerinin bir süreklilik gösterdiğine işaret etmektedir.

Tarihsel kaynaklara göre, Smyrna adı Yunanca kökenli olmayıp Anadolu’ya özgü bir geçmişe sahiptir. MÖ 2000’lerin başlarına ait Kayseri Kültepe tabletlerinde Tismurna adı geçmekte, bu isimdeki “ti” ön ekinin kişi ya da yer adı belirtmek için kullanıldığı düşünülmektedir. Helenler ve Bayraklı/Tepekule Höyüğü’nde yaşayan toplulukların bu ön eki atarak kente Smurna dediği tahmin edilmektedir. Kentin adının MÖ 3000 ile MÖ 1800 yılları arasında Smurnu olarak da anıldığına dair bulgular mevcuttur.
Bu bilgiler, İzmir’in adının çok katmanlı bir tarihsel geçmişe sahip olduğunu ve farklı kültürlerin etkisiyle şekillendiğini göstermektedir.

İzmir'in eski adı nedir? 

İzmir'in ismi, antik çağda kullanılan Smyrna kelimesinin evrimleşmiş bir biçimi olarak günümüze ulaşmıştır. Ancak, Smyrna'nın tarihsel biçimleri arasında Smira, Lesmira, Zmirra, İsmira, Samorna ve Smurna gibi farklı varyasyonlar da yer almaktadır. Bu adın seçilmesinde, kentin kurulduğu bölgedeki kutsal bir alanın etkili olduğu düşünülmektedir. Bu kutsal alanın, Halkapınar kaynağı ve çevresindeki gölcükle bağlantılı olduğu öne sürülmektedir. Smyrna veya İzmir isminin, Ana Tanrıça'nın Kaynağı veya Gölcüğü anlamına gelmesi veya en azından Ana Tanrıça ve Kutsal Ana figürleriyle bağlantılı olması muhtemeldir. Bu kelimenin kökeninin büyük ihtimalle Hitit diline dayandığı düşünülmektedir.

Aliağa’nın adı nereden gelir?

Aliağa'nın tarihi, ismini Ali Ağa adlı bir çiftlik sahibinden almaktadır ve bu geçmişin 4. Murat dönemine kadar uzandığı bilinmektedir. IV. Murat, Bağdat'tan zafer alayı ile dönerken, Bağdat Savaşı'nda Osmanlı Ordusu’na destek verenleri yanına alarak Batıda geniş topraklar bağışlamıştır. Bu bağışlar sırasında bölge, Arapoğulları'ndan Abdül Kerim Ağa’ya verilmiştir. Abdül Kerim Ağa'nın vefatının ardından, toprakları dört oğlu arasında paylaşılmıştır. Oğullardan Kuzu Beyi ve Kerim Ağa Kuzubeyli taraflarına, Çelebi Bey ve Ali Ağa ise Aliağa’ya yerleşmiştir. Ali Ağa'nın soyu, Abdül Kerim Ağa, Çelebi Ağa, Ali Ağa ve Kuzu Beyi gibi isimlerden oluşmakta ve bu soylar Bergama, Bölcek Köyü, Turanlı Alibey ve Çandarlı gibi bölgelere dağılmıştır.

Balçova’nın adı nereden gelir?

Balçova, geçmişte Ayesefit olarak bilinen bir köydür. Bölgenin arazisinin büyük bir kısmının balçık olması nedeniyle, köyün adı zamanla Balçık Havi olarak değiştirilmiştir. Bu isim değişikliği, halk arasında söylenerek Balçık Ova şeklinde evrilmiş ve sonunda günümüzdeki Balçova ismini almıştır. 

Bayındır’ın adı nereden gelir?

İzmir'in semtlerinden biri olan Bayındır, adını Oğuz boylarındaki Bayındır grubundan almıştır. Bayındır, 14. yüzyılın başlarında Selçukluların Anadolu’ya gelişi ile birlikte Orhan Gazi tarafından Üçoklar Türkmen Boyu’nun adıyla yeni bir yerleşim yeri olarak kurulmuştur. Tarihi kaynaklar arasında yer alan Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi, Bayındır’ın “Paşa Hası” statüsüne sahip olduğunu belirtmektedir. Tapu kayıtları ise bu bölgenin, II. Selim’in şehzadeliği döneminde kendisine verildiğini, padişah olduktan sonra damadı Sadık Paşa’ya bağışlandığını ortaya koymaktadır. Şemsettin Sami’nin Kamus-Ül Alam ansiklopedisinde, Bayındır’da 28 cami, bir medrese ve iki Hristiyan okulu bulunduğu, Aydın vilayetine bağlı İzmir Sancağı’nın bir kazası olarak 400 kadar nüfusa sahip olduğu bilgisi yer almaktadır. Ancak bu okullar günümüze ulaşmamıştır. Bayındır, önceleri nahiye merkezi olarak faaliyet gösterirken, 1871 yılında belediye, 1875 yılında ise ilçe merkezi olma statüsüne kavuşmuştur. İlçe, 30 Mayıs 1919’da Yunan işgali altına girmiş ve bu işgal, 4 Eylül 1922’de sona ererek Bayındır kurtarılmıştır.

Bayraklı’nın adı nereden gelir?

İzmir'in Bayraklı ilçesinin adı, tarihsel ve kültürel birçok rivayete dayanmaktadır. Bu rivayetlerden ilki, Batı Anadolu kıyılarını insan kaynağı olarak seçen Türk korsanlarıyla ilişkilendirilmektedir. Akdeniz'in hakim denizcileri, her yıl İzmir'e gelerek bayrak açar ve gönüllü asker çekmeye çalışırdı. Günümüzdeki Bayraklı'nın bulunduğu bölgede açılan bayraklar sayesinde, zamanla bu yerin adı Bayraklı olarak kalmıştır.

İkinci rivayet ise 19. yüzyılda bölgede tüccar kervanlarını soyan soyguncularla ilgilidir. Bu soyguncular, her soygun sonrasında Tantalos’un mezarının bulunduğu tepeye bayrak asarlardı. Bu nedenle, soygunları gerçekleştirenlere "Bayraklı Eşkıya" denilmeye başlandı ve bölgenin adı bu deyimden türetilerek "Bayraklı" olarak anılmaya devam etti.
Üçüncü bir rivayete göre, Türklerin İzmir çevresine yerleştiği dönemde, ellerinde bayrakla yola çıkan yedi Türk savaşçısı, günümüzdeki Laf Deresi yakınlarında düşman askerleriyle çatıştı ve bu savaşta biri şehit oldu. Bu olay sonucunda, bölgenin adı "Bayraklı" olarak anılmaya başladı. Bazı kaynaklar ise Bayraklı ilçesinin adının, burada yaşayan Bayraklı aşiretinden geldiğini öne sürmektedir. 

Bergama’nın adı nereden gelir?

Bergama'nın kökeni, antik döneme kadar uzanmaktadır. Helenlerden önce Batı Anadolu'da Pelasglar ve Luvi halkları yaşamaktaydı. Bu dönemlerde Bergama'nın ismi Parg-a-uma olarak bilinmekteydi. “Perg” kelimesi Arapçada “burç” anlamına gelirken, “uma” kelimesi “halk” anlamına gelmektedir. Zamanla, Helenleşmenin etkisiyle Pergamon ismi ortaya çıktı. Günümüzde Bergama adı, tarihsel olarak ilk kullanılan Parg-a-uma ismine daha yakın bir formda varlığını sürdürmektdir. Ayrıca, Bergama Krallığı, deriye yazı yazmayı keşfettikten sonra papirüsten daha kullanışlı bir kağıt geliştirerek “Bergama Kağıdı” anlamına gelen parşömen adını vermiştir. 

Beydağ’ın adı nereden gelir?

Beydağ ilçesi, coğrafi konumu ve doğal zenginlikleriyle tarihi boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. İlk çağlardan itibaren bu bölge, farklı kavimlerin yerleşim alanı olmuş, günümüz Beydağlıları da bereketli topraklarda yaşamlarını sürdürmüştür. Ancak, yerleşik halkın geleceği düşünmemesi, bölgenin tarihiyle ilgili araştırmaların zorluğunu artırmıştır. Beydağ’ın isminin kökenine dair birçok teorinin olduğu belirtilmektedir. Prof. Dr. Bilge Umar’ın açıklamalarına göre, “Palaipohs” terimi Helen dilinde “eski kent” anlamına gelmektedir. Bu ad, geçmişte Balyambolu olarak biliniyordu ve Osmanlı döneminde Palaiapolis olarak çeşitli şekillerde kullanıldı. M.S. 4. yüzyılda Piskoposluk merkezi olarak bilinen Beydağ, Evliya Çelebi’nin 1671’deki ziyaretinde de dikkate değer bir yerleşim alanı olarak öne çıkmaktadır.

Beydağ’ın tarihine dair en eski belgeler, bölgenin Etiler döneminden önce yerleşim gördüğünü gösteren kalıntılara dayanmaktadır. Bununla birlikte, kilbiannislere ait şehir devletleriyle de bağlantıları olduğu düşünülmektedir. M.Ö. 7. yüzyılda "Akrapolis" ismiyle anılan bu yer, dönemin siyasi ve kültürel merkezi konumundadır. Ayrıca, Beydağ'da antik çağlarda halk meclislerinin kurulduğu ve bu meclislerin kabile toplantılarının yerini aldığı da kaydedilmiştir. Türklerin bölgeye ilk yerleşimlerini Beyköy ve çevresindeki mahalle adları üzerinden takip etmek mümkündür. Bu adlar, Türklerin geçmişte burada varlık gösterdiğine dair ipuçları sunmaktadır. 1327 yılında Beydağ, Aydınoğlu Mehmet Bey’in oğlu İbrahim Bahadır Bey tarafından Beydağ Bademye Emirliği’ne bağlanmıştır. 1453 yılından itibaren ise Tire’ye bağlı kazalar arasında yer almıştır. Balyambolu adı 1926 yılında İzmir Vilayeti Meclisi kararıyla Beydağ olarak değiştirilmiştir. 1955’te bucak yönetimi kaldırılmış, 1927’de nüfus azlığı nedeniyle belediyelik statüsü sona ermiştir. Ancak 1964 yılında tekrar belde olarak tanınmış ve 1988’de ilçe yönetimine kavuşmuştur. 

Bornova’nın adı nereden gelir?

Bornova, bilinen en eski adıyla “Birun-u Abad” olarak tarihe geçmiştir. Hellenistik çağda yerleşim yeri haline gelen Bornova, Osmanlı kayıtlarında "Birunabad" olarak anılmıştır. Ancak, Farsça "dış" veya "harici" anlamına gelen "birun" kelimesinin, yer isimlerinde genellikle özel isimlerle birlikte kullanılan "-abad" takısıyla uyumlu olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, Birunabad'ın başka bir ismin tahrif edilmiş ya da uyarlanmış şekli olabileceği düşünülmektedir. Bazı kaynaklar ise ismin başlangıçta "Burunova" şeklinde geçtiğini öne sürmektedir.

Buca’nın adı nereden gelir?

Buca'nın adı, kökeni hakkında kesin bir bilgi sunmayan çeşitli hipotezlerle açıklanmaya çalışılmaktadır. Tarihçi Kararas’ın Iconomos’tan aktardığına göre, 1235 yılında İzdik Devleti (Dukas Vatidis) Kralı İoyanis, Lenvon Manastırı’nın sınırlarını belirlerken KOHİ adı verilen bir yerleşim yerinin varlığından bahsetmektedir. Bu yerin zamanla Buca adını aldığı düşünülmektedir. Eski Yunancada "KOHİ", kapalı bir açının iç tarafı anlamına gelirken, Yeni Yunanca'da "GONİA" halini almış, sonrasında "BUGİA" ve en sonunda "BUCA" ismine dönüşmüştür. Arkeolog Aristotalis Foutrier, "Le Monastre de Lembos" isimli çalışmasında bu manastıra ait belgeleri inceleyerek RUZA adı geçen bir köyden bahsetmektedir ve bu köyün Buca olabileceğini ifade etmektedir. Ayrıca, son Bizans döneminde bölgede büyük bir toprak sahibi olan "VUZA yasa Vuzas" isimli kişinin adının da bu ismin kaynağı olabileceği yönünde bir görüş öne sürülmektedir. Buca isminin Batı literatüründe farklı biçimlerde yazıldığı da dikkat çekmektedir; BOUDJA, BUDJIA, BOUGIEH ve BORJA gibi varyasyonlar mevcuttur. Bu adlardan en yaygın olanı ise BOUDJA'dır. Buca isminin tarihsel kayıtlardaki ilk görünümü, 1688 yılında Fransız Konsolosluğu’nun deprem nedeniyle Buca’ya taşınmasıyla birlikte konsolosluk kayıtlarında yer almıştır.

Çeşme’nin adı nereden gelir?

Çeşme, İzmir'in 94 kilometre batısında, şifalı sıcak suları, kaliteli kumları, güneşi ve berrak deniziyle öne çıkan bir tatil beldesidir. Adını taşıdığı yarımadanın en uç noktasında yer alan bu bölge, gemiciler tarafından “küçük liman” olarak adlandırılmıştır. Çeşme’nin ismi, bölgedeki bol kaynak sularına ve zamanla çoğalan buz gibi su akıntılarının bulunduğu çeşmelere atıfta bulunmaktadır. Yüzyıllar boyunca, sürekli akan bu kaynakların çevresinde çeşme inşa etme geleneği sürdürülmüştür. Çeşme adı, bir zamanlar var olduğu söylenen yüz kadar çeşmeden gelmektedir. Her birinin kendine özgü mimari özellikleri ve tarihsel önemi bulunmaktadır. Tarihi çeşmelerin bir kısmı, yüzyıllara meydan okurcasına korunmuşken, bazıları restorasyonlar sayesinde günümüze kadar ulaşmıştır. Ancak, yol genişletme çalışmaları sırasında yerlerinden taşınanlar olduğu gibi, doğa olayları ve çeşitli nedenlerle kaybolan çeşmeler de bulunmaktadır. 

Çiğli’nin adı nereden gelir?

Bataklık ve sazlık alanlarıyla bilinen Çiğli'nin adının, bölgedeki yoğun çiğ nedeniyle ilk yerleşimciler tarafından verildiği rivayet edilmektedir. 1893 yılında Yugoslavya'dan göç eden Türk kökenli göçmenlerin bölgeye yerleşmesiyle birlikte, Çiğli'nin bir yerleşim alanı olarak gelişmeye başladığı tahmin edilmektedir. Bu tarihi süreç, Çiğli'nin bugün sahip olduğu kimliğin temel taşlarını oluşturmaktadır.

Dikili’nin adı nereden gelir?

Yapılan araştırmalar, Dikili ilçesinin adının kökenine dair kesin bir bilgiye ulaşılamadığını ortaya koymuştur. Ancak, çeşitli varsayımlar ve halk arasında anlatılan hikayeler, ilçenin adının nasıl oluştuğuna dair ilginç ipuçları sunmaktadır. Bir teoriye göre, bugün Beylik Zeytinliği olarak bilinen bölgede, Bergama Voyvodası Karaosmanoğlu tarafından kurulan bir çiftlik ve çevresine dikilen zeytin ağaçları, ilçenin adını etkilemiş olabilir. Zeytin ağaçlarının dikildiği bu bölgeye "Dikmelik" denildiği, zamanla bu ismin “Dikili” olarak değiştiği öne sürülmektedir. Bir başka varsayım ise, ilçenin adının “Dük-ili” ifadesinden türediği düşünülmektedir. Bu teoriye göre, 19. yüzyılda İngiliz düklerinin yatlarıyla bölgeye gelerek uzun süre kaldıkları ve burada araştırmalar yaptıkları iddia edilmektedir. Halk arasında, bu düklerin kaldığı yer anlamında kullanılan “Dük-ili” ifadesi, zamanla “Dikili”ye dönüşmüş olabileceği düşünülmektedir.

Foça’nın adı nereden gelir?

İzmir'e 70 kilometre mesafede, üç tarafı denizle çevrili bir yarımadada konumlanan Foça, hem doğal güzellikleri hem de tarihi zenginlikleriyle dikkat çekmektedir. Adını, Akdeniz foku anlamına gelen "Phokaia" kelimesinden alan bu şirin ilçe, binlerce yıldır farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış köklü bir geçmişe sahiptir.

Gaziemir’in adı nereden gelir?

İzmir’in önemli ilçelerinden biri olan Gaziemir, adını Aydınoğulları Beyliği’nin önemli figürlerinden Gazi Umur Bey’den almıştır. Tarihsel süreçte, "Gazi Umur" ifadesinin değişime uğramasıyla bugünkü "Gaziemir" ismi ortaya çıkmıştır. Eskiden Seydiköy olarak bilinen bu bölge, Aydınoğlu Gazi Umur Bey’in anısını yaşatan adıyla tanınmaktadır.

Güzelbahçe’nin adı nereden gelir?

Milattan önce 7. yüzyılda kurulan Klazomenia antik kenti, yüzyıllar içinde halk dilinde "Klizman" ya da "Kilizman" olarak anılmaya başlanmıştır. Bu isim uzun süre kullanılmıştır. Ancak 1936 yılında bölgeyi ziyaret eden İzmir Valisi Kazım Dirik'in verdiği talimatla bu durum değişmiştir. Vali Dirik, bölgenin kızıl topraklarına ve Kurtuluş Savaşı sırasında dökülen şehit kanlarına atıfta bulunarak, "Buranın ismi artık Kızılbahçe olsun," demiştir. Bu tarihten sonra yöre, resmi olarak Kızılbahçe adıyla anılmaya başlanmıştır.
1954 yılına gelindiğinde, "kızıl" kelimesine yönelik oluşan tepkiler nedeniyle bir kez daha isim değişikliğine gidilmiş ve bu kez, bölgeye "Güzelbahçe" adı verilmiştir. Böylece, antik çağlardan günümüze uzanan bu toprakların adı, bugünkü kimliğine kavuşmuştur.

Karabağlar’ın adı nereden gelir?

İzmir’in en eski yerleşim yerlerinden Karabağlar’ın adının, iki asır önce bölgede bulunan kara üzüm bağlarından geldiği düşünülmektedir. Emrez ve Aktepe’deki kara üzüm bağları, o dönemde bölgenin simgesi halindeydi. Az sayıda ailenin çiftlikleri ve bağ evleriyle şekillenen Karabağlar, üzüm bağlarının yoğunluğu nedeniyle bu ismi almış olabileceği düşünülmektedir.

Karaburun’un adı nereden gelir?

Karaburun’un adının nereden geldiği konusunda çeşitli teoriler bulunmaktadır. Tarihi kayıtlara göre, yarımadanın adı çok eski dönemlerde "Capo Calaberno" olarak anılmıştır. Bu isim zamanla fonetik değişimle "Karaburun" halini almış olabilmektedir. Bir diğer görüşe göre ise, deniz yoluyla yarımadaya ulaşıldığında ilk karşılaşılan "Kömür Burnu" adlı mevki, kayaların koyu rengi nedeniyle bölgeye Karaburun isminin verilmesine ilham kaynağı olmuştur. Son olarak, eski Türk adlandırma gelenekleri de ismin kökenine dair bir ipucu sunmaktadır. Bu geleneklere göre kuzey yönü "kara", güney yönü ise "ak" olarak tanımlanır. Eski haritalarda, bugünkü Karaburun ilçesi "Karaburun", Eşendere Burnu ise "Akburun" olarak geçmektedir.

Karşıyaka’nın adı nereden gelir?

İzmir’in Karşıyaka ilçesi, tarih boyunca farklı isimlerle anılmış ve bu isimlerin kökeni merak konusu olmuştur. İlçenin eski isimlerinden biri olan Kordelya, Fransızca "Arslan-Yürek" anlamına gelen Coeur de Lion ifadesinden türemiştir. Bu isim, III. Haçlı Seferi sırasında bölgeye gelen Aslan Yürekli Richard’ın ordularının burada konaklamasıyla ilişkilendirilir. O dönemde ormanlık bir alan olan bölgeye, Richard’ın unvanından yola çıkarak Cordelion adı verilmiştir. Zamanla bu isim Cordelieu, Cordelion ve Kordelya biçimlerine evrilmiş, nihayetinde ise Karşıyaka olarak kullanılmaya başlanmıştır. 

Kemalpaşa’nın adı nereden gelir?

İzmir’in tarihi ilçelerinden Kemalpaşa, geçmişte "Makriyali" adıyla anılmaktaydı. Bu isim, ilçe halkının kültürel ve tarihi mirasını yansıtarak uzun yıllar kullanılmıştır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e duyulan sevgi ve saygıyı göstermek amacıyla ilçenin adı "Kemalpaşa" olarak değiştirilmiştir. Cumhuriyet döneminin bu anlamlı isimlendirme kararı, bölgenin milli mücadeleye olan bağlılığını ve Atatürk'e olan minnettarlığını simgelemektedir.

Kınık’ın adı nereden gelir?

Tarihçilere göre, Kınık adı "nerede olsa azizdir" anlamına gelmektedir. İlçe, adını Oğuz Türklerinin Bozoklar kolunun Kınık boyundan almaktadır. Bu tarihi bağlantı, ilçenin adının kökenini ve kültürel mirasını yansıtmaktadır.

Kiraz’ın adı nereden gelir?

İznik'e bağlı Kiraz beldesi, tarihi boyunca pek çok isim değişikliği yaşamıştır. M.Ö. sekizinci yüzyılda, İyonlar bölgeye kışın sert soğuktan korunmak için barınak anlamına gelen "klaos" veya "kleos" ismini vermiştir. Bizans döneminde ise bu yerleşim "çanak ova" anlamına gelen "kilas" ya da "kilos" olarak anılmaya başlanmıştır. M.Ö. ikinci yüzyılın sonlarına kadar "kilbis" adıyla bilinen bu bölge, Bizans döneminde "koloe" veya "kolose" adıyla da anılmıştır. "Koloe" isminin, Luvi dilinden gelerek Helen ağızlarına uydurulup "kolose" şekline dönüştüğü bilinmektedir. Osmanlı döneminde ise yerleşim "Keles" olarak isimlendirilmiştir. 1948 yılında Cumhuriyet dönemiyle birlikte ilçe olan Keles, bu tarihten sonra "Kiraz" adıyla anılmaya başlanmıştır. Ancak, yöre halkı 70 yıl sonra bile eski ismi olan "Keles"i kullanmaya devam etmektedir.

Konak’ın adı nereden gelir?

Katipzade Mehmet Çelebi’nin 1700’lü yıllarda yöre meydanında, denize nazır bir konak inşa ettirdiği ve bu nedenle konağın adının bu şekilde ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Bununla birlikte, Osmanlı dönemine ait hükümet konağının aynı meydanda bulunması sebebiyle, buraya “konak” adı verildiği de öne sürülen bir diğer görüş mevcuttur. Katipzade’nin yaptırdığı konağın, zamanla vilayet konağı olarak da kullanıldığı bilinmektedir.

Menderes’in adı nereden gelir?

Menderes, yakın zamana kadar Cumaovası olarak bilinen bir yerleşim yeriydi. Ancak 1989 yılında alınan kararla Cumaovası Havaalanı'nın isminin Adnan Menderes Havalimanı şeklinde değiştirilmesiyle ilçenin de adı Menderes olarak değiştirilmiştir.

Menemen’in adı nereden gelir?

Menemen’in adının kökeniyle ilgili üç farklı rivayet bulunmaktadır. Birinci rivayete göre, Pers Krallığı döneminde, övünmeyi seven Pers Kralı’na bu şehri kimin fethettiği sorulduğunda, kral "men, men" yanıtını verir. Farsça’daki “men” kelimesi, Türkçedeki “ben” zamirine karşılık gelir. Kralın bu cevabından sonra şehir adı, zamanla Menemen şeklini almıştır. İkinci rivayete göre ise, Bergama Kralı Eumen, şehre kendi adını vermiştir. Bu ad, zamanla Menemen olarak değişmiştir. Üçüncü rivayet ise Bizans dönemine aittir. Bu dönemde şehre “Maino-Menau” adı verilmiş, zamanla bu isim de Menemen’e dönüşmüştür.

Narlıdere’nin adı nereden gelir?

Narlıdere'nin adının, ilçenin Yukarıköy mevkiinin kenarından geçen Ali Onbaşı Deresi'nin kıyısındaki bahçelerde bir zamanlar yetişen nar ağaçlarından ilham alınarak verildiği düşünülmektedir.

Ödemiş’in adı nereden gelir?

Ödemiş, 1451 yılında "Otamış" olarak anılmaya başlamış, 1684'te "Ötemiş" ismini almış ve 1820'de yapılan son değişikliklerle bugünkü adını almıştır. Ödemiş’in, önce iri bir köy haline gelmesi ve ardından hızla artan nüfusu, özellikle doğu kesiminde göçebe yaşamlarıyla tanınan Ötemiş aşiretiyle ilişkilidir. Bu aşiret, 1684 yılından itibaren, göçebe hayat tarzlarını terk edip yerleşik hayata geçerek, bugünkü Ödemiş kasabasının bulunduğu bölgeye yerleşmiştir.

Seferihisar’ın adı nereden gelir?

Seferihisar’ın adı, Romalı General Tysaferin’den türetilmiştir. Bölge, Selçuklular dönemine kadar Tysaferin veya Tysaferinopolis olarak bilinmektedir. Anadolu'nun Türkleşmesi sürecinde ise adın sonuna eklenen "hisar" kelimesiyle Tysaferinhisar’a dönüşmüştür. Yüzyıllar boyunca kullanılan bu ad, günümüzde Seferihisar olarak bilinmektedir.

Selçuk’un adı nereden gelir?

Selçuk ilçesinin ilk adı, antik çağlardan günümüze kadar bilinen Efes (Ephesus) olarak kaydedilmiştir. Zamanla yerleşim yerlerinin değişmesi sonucu, bölge Ayasuluk adını almıştır. 1390 yılında Türk hakimiyetine giren Selçuk, o zamandan sonra günümüzdeki adını alarak bu isyanla anılmaya başlanmıştır.

Tire’nin adı nereden gelir?

Tire, tarihi kaynaklarda Thira, Thyera, Tyrha, Apaterie ve Teira olarak da geçmektedir. Adının, Hatti-Luvi dil ailesine ait olup "kale" veya "hisar" anlamına geldiği bilinmektedir. Tarih boyunca, sırasıyla Hitit, Frigya, Lidya, Pers, Roma ve Bizans imparatorluklarına ev sahipliği yapan Tire, 13. yüzyılda Aydınoğulları'nın egemenliğine girmesiyle Türk hakimiyetine katılmıştır.

Torbalı’nın adı nereden gelir?

 İsmini antik çağın ünlü şehirlerinden biri olan Metropolis’ten aldığı rivayet edilen Torbalı, aynı zamanda Triyanna veya Tripolis adlarıyla da anılmaktadır. Bölge, tarihin bilinen dönemlerinden bu yana birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Torbalı'nın adının kaynağına dair bir diğer rivayet ise Osmanlı dönemine uzanmaktadır. İddiaya göre Sultan Abdülhamit’in çiftliğine fidan diken Murat Bey, fidanların zarar görmesini önlemek amacıyla develerin ağızlarına torba bağlanmasını emretmiştir. Bu olaydan sonra bölge, “Torbalı” adıyla anılmaya başlanmıştır.

Urla’nın adı nereden gelir?

Urla'nın isminin kökenine dair birçok teori bulunsa da, bu konu hala tam olarak netlik kazanmamış durumdadır. İlçenin tarihi, İyonya’nın önemli şehirlerinden biri olan Klazomenai’ye kadar uzanmaktadır. Antik çağlarda Urla’nın sahil kesimine Klazomenai adı verilirken, bu isim zamanla "Kilizman" olarak değişmiş ve bu isim ilçede bir mahalleye de adını vermiştir. Bizans döneminde ise kentin adı, Meryem Ana'ya ithafen "Bryela" olmuş, zamanla bu isim "Vourla"ya evrilmiş ve son olarak "Urla"ya dönüşmüştür.
Ünlü gezgin Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde bu şehrin, Kidafe kralının kızı Ulice tarafından kurulduğunu ve "Urli" adını aldığını belirtmiştir. Zamanla bu isim "Urla"ya dönüşerek günümüze ulaşmıştır. Ayrıca Bizans tarihçisi Doukas, bölgenin "geçit" veya "boğaz" anlamına gelen Bryela olarak bilindiğini, bu ismin zamanla "Vriula" ve sonrasında "Urla" olarak değiştiğini ileri sürülmektedir.

Muhabir: DUYGU BAKKALOĞLU