Batuhan KAYA/İz Gazete- “İzmir’in Çernobil’i” olarak anılan Gaziemir Eski Kurşun Fabrikası’ndan çıkan radyoaktif atıkların Torbalı’da boş bir araziye döküldüğünün belgelenmesi üzerine TMMOB İzmir İKK, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, İzmir Yaşam Alanları ve EGEÇEP, Gaziemir Eski Kurşun Fabrikası’nda ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı alandaki STK’lar adına TMMOB’dan Çevre Mühendisi Selma Akdoğan okurken, alanda ‘temizlik’ yapan firmanın işleri derhal durdurması ve İzmir 5. İdare Mahkemesi’nin alanda yapılan işlere dahil soruşturma açması gerektiği kaydedildi. Açıklamada, “Kentin ortasında çevre ve halk sağlığını tehdit eden atıkların bulunduğu alanın temizlenmesi, ülkeye girişi yasak olan nükleer atıkların nasıl ve nereden getirildiğinin belirlenerek kamuoyu ile paylaşılması ve sürecin sorumluları ile ilgili gereğinin yapılmasına yönelik çağrılarımız ve mücadelemiz paydaşlarımız ile 13 yıldır devam etmektedir. Yalnızca yerel değil, aslında uluslararası bir radyoaktif ve tehlikeli atık kirlenmesi sorunu olan bu olay, IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu)'na da bildirilmiştir. Bugün dünyanın gördüğü en büyük nükleer facialardan biri Fukuşima Daiichi nükleer santral kazasının 14. yıldönümünde; ülkemizde nükleer santral bulunmamasına rağmen nükleer atıkların ortaya çıktığı kurşun fabrikasındaki atıkların neden bertaraf edil(e)mediğini sormak için tekrar bir aradayız” ifadelerine yer verildi.

“Süreç kontrolsüz ve yasadışı”

Devam eden ‘temizlik’ sürecinin kontrolsüz ve yasadışı olduğunu vurgulayan Akdoğan, “Bu durum yasadışı atık ticareti ve atıkların fabrika sahasına gömülmesi ile başlayan süreçte; ilgili kurumların gözetiminde yapıldığı belirtilen temizlik çalışmalarında da yasadışılığın ve kontrolsüzlüğün devam ettiğini göstermektedir” diye konuştu. 

“Alan denetlenebilir hale getirilmeli”

Alanın kamuoyu tarafından denetlenebilir hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak yetkili ve görevli kurumları göreve çağıran Akdoğan, açıklamasını, “Meslek Odaları ve Yerel Yönetimlerin temsilcileri ile uzman/akademisyenlerin yer alacağı bir komisyon kurulmasını; komisyon tarafından alanda şimdiye kadar yürütülen tüm çalışmaların araştırılması ve mevcut durumun tespitine yönelik çalışma yürütülmesini, alandaki tüm kirleticilere (radyoaktif ve diğer tehlikeli maddelere) yönelik izleme yapılmasını ve bu ölçüm sonuçlarının paylaşımı ile birlikte alana kameralar yerleştirilerek alandaki çalışmaların kamuoyu tarafından sürekli denetlenebilir (izlenebilir) duruma getirilmesini, koşullar sağlanıncaya kadar alandaki çalışmaların durdurulmasını talep ediyor ve çağrımızı yetkili ve görevli kurumlara buradan bir kez daha iletiyoruz” diye noktaladı. 

Fiyatı 3 milyon TL: Çeşme'de icradan satılık 2+1 daire Fiyatı 3 milyon TL: Çeşme'de icradan satılık 2+1 daire

“Bu alan, Fukuşima ve Çernobil gibi dünyanın gündemine yer almalıdır” 

EGEÇEP Sözcüsü Av. Arif Ali Cangı, Gaziemir’de ortaya çıkan nükleer atıkların dünyanın baş belası olduğunu ifade ederek, Fukuşima ve Çernobil gibi dünyanın gündeminde yer alması gerektiğini kaydetti. Cangı açıklamasının devamında, “Gaziemir’de ortaya çıkan nükleer atıklar tüm dünyanın başının belasıdır. Burası Fukuşima ve Çernobil gibi dünyanın gündeminde olması gerekir. Bu nükleer atıkların dışarıdan geldiği bellidir. Gönderen ülke, getiren şirketlerin hepsi sorumludur. Bunun yanı sıra Nükleer Düzenleme Kurumu ve TELMAK, bu işte sınıfta kalmıştır çünkü uluslararası sözleşmelere göre Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunu uyarsaydı ve yapacağı takiple bu atığın nereden geldiği hakkında bilgi toplayıp bu atığı gönderen ülkeye başvursaydı, buradaki atıkların temizlenmesi uluslararası bir iş olarak yapılacak ve masraflar gönderen ülke tarafından yapılacaktı” ifadelerini kullandı.

“Çıkış tonajıyla giriş tonajı farklı, aradaki fark nereye gitti?”

Alandan çıkan nükleer atıklar ile bertaraf edileceği tesislere giren atıklar arasında tonaj farkı olduğunu söyleyen ve aradaki farkın nereye gittiğini soran Cangı, “Burada kendilerince bir düzenleme ve atık temizliği işlemi yapılıyor. Bu proje ortaya atıldığından beri bu temizlik böyle olmaz, ‘bağımsız denetim olmalı’ diyoruz ama görüyoruz ki Çevre İl Müdürlüğü de denetlememiş ve nereye ne döküldüğünü bilmiyoruz. İlerleme Raporu diye bir rapor sunuyorlar, görüyoruz ki buradan çıkan atıklar çimento fabrikalarının yakma ünitesinde yakılıyor, bir kısım atıklar nükleer atık statüsünde olduğu için araştırma merkezine götürülmüş ama o atıkların buradan çıkış tonajıyla teslim alınan tonaj farklı, aradaki fark nereye gitti? Döküldü mü, bir yere mi atıldı, kim aldı? Bunların hepsi soru işaretidir” dedi.

“Korktuğumuz başımıza geldi”

Cangı, ulusal ve uluslararası kurumları göreve davet ettiği konuşmasını, “Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun bu olaya el koyması gerekir. Bunun sadece bizim sorunumuz olmaması gerekiyor. Bu aşamadan sonra bilimsel verilerle bu alanın en az zarar verecek şekilde temizlenmesi gerekiyor. İzmir 5. İdare Mahkemesi’ne çağrıda bulunuyorum; bilirkişilerle tespite gelin ve gereken kararı verin. Korktuğumuz başımıza geldi, bakın atıklar boş bir araziye boşaltıldı. Herkesin sorumluluğunu bilmesi gerekiyor” ifadeleriyle noktaladı.

“Kaynağı bile belli olmayan bir tehditle mücadele ediyoruz”

İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel alanda yaptığı açıklamada, buradaki tehditlerin kaynağının bile belli olmadığını ifade ederek, “Uzun yıllardır halk sağlığını tehdit eden ve kaynağı bile belli olmayan bir tehditle mücadele etmekteyiz. Bu tehditten kaç kişiden etkilendiğini bile bilmiyoruz. Biz hem halk sağlığını hem de bu tesiste çalışan insanların nasıl bir tehditle karşı karşıya olduğunu bilmek istiyoruz. Kör ebe gibi buradaki süreci takip etmek istiyoruz. Ulaşmaya çalıştığımız bilgiler var. Bu bilgilerle bunlara çözüm üretmek ve insanların sağlığını korumak adına mücadelemiz sürecek” dedi.

“Ağır metalleri çevreye yayıyoruz”

Alandaki ağır metallerin tüm İzmir’e yayıldığını söyleyen Yüksel, “Yurtdışından gelen bir atıkla karşı karşıyayız. Bunun tehlikelerini burada yaşadığımız yetmedi, aldık onları Torbalı’ya taşıyoruz. Başka alanlara da taşıyacağız ve başka insanlar da zarar görecek. Bakın burada papatyalar var, bu papatyaları toplayan çocukları topladığımız yetmiyor, ağır metalleri çevreye yayıyoruz. Önlem alabilmek için gerçek ve net bilgilere ihtiyacımız var” diye konuştu.

“Taleplerimizin ne kadar haklı olduğunu gördük”

Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, geçmiş dönemde talep ettikleri, ‘kontrol mekanizması’ konusunda ne kadar haklı olduklarını ifade ettiği konuşmasında, “Yaklaşık 18 yıldır süren mücadelede yeni bir aşamaya geçildi. Partimizin ve Gaziemir Belediyesi’nin sürdürdüğü bu mücadele buranın bilim insanlarının yoluyla buranın temizlenmesi gerektiğini söyledik. Taleplerimizin ne kadar haklı olduğunu bugün yaşananlar ortaya koymuştur. Biz buradaki her avuç toprağın bir kontrol mekanizmasıyla çıkarılmasını istemiştik, görüyoruz ki kaygılarımız gerçeğe döndü. Buranın bilim insanlarının gözetiminde temizlenmesi için mücadelemiz sürecek” dedi.
 

“18 yıl önce buraya ilk gelenlerdik”

Karabağlar Belediye Başkanı Helil İnay Kınay, alanda yaptığı açıklamada, “18 yıl önce bu alana ilk gelenlerdeniz ve Türkiye’nin her bölgesindeki atık yönetimiyle ilgili süreçlerdeki bir felakete burada hep beraber yaşadık. Süreçler hiç değişmedi ama cevaplar verilmedi. Bizler Gaziemir’le birlikte bu alandan etkileniyoruz. Ne yazık ki ortaya koyduğumuz tüm kaygılar tekrar ve tekrar gerçekleşiyor. Bu bir çevre mücadelesidir ve bu mücadeleye sonuna kadar devam edeceğimizi bir kez daha paylaşmak istiyorum” ifadelerine yer verdi.
 

Muhabir: BATUHAN KAYA