İzmir'in en büyük ilçesi Bergama, Aliağa, Kınık, Balıkesir ve Dikili ile komşu olup, tarım, sanayi ve ticaretin yanı sıra turizm açısından da önemli bir konumdadır. M.Ö. 3 bin yılına kadar uzanan tarihiyle Bergama, İyonya, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait anıtsal yapılarıyla kültürel turizmin merkezlerinden biri haline gelmiştir. Helenistik dönemde Pergamon Krallığı'nın başkenti olan Bergama, Pergamon Kütüphanesi ve Asklepieion gibi yapılarıyla bilim ve sanatın merkezi olarak kabul edilmekteydi. Roma döneminde 120 bin kişilik nüfusuyla önemli bir metropol olan kent, büyük depremlerle zarar gördü.
8. yüzyılda Arap akınlarına maruz kalan Bergama, Bizans döneminde yeniden inşa edildi ve 1341'de Osmanlı hakimiyetine geçti. Günümüzde Bergama, tarihi dokusunu koruyarak UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Antik Kent Pergamon ile turizmin önemli merkezlerinden biri olmaya devam ediyor. Antik Kent, Ege Denizi’ne 25 km mesafede, stratejik bir tepede yer almakta. Şehir, kraliyet sarayları, tapınaklar ve antik Yunan medeniyetinin ikinci büyük kütüphanesi gibi yapıları barındırıyor. Ziyaret saatleri yazın 10:00-19:00, kışın 08:30-17:30 olup, Müze Kart ile ücretsiz giriş sağlanıyor.
Bergama’nın bir diğer önemli yapısı olan Asklepion, dönemin sağlık merkezi olarak biliniyor ve fiziksel ile ruhsal tedavilerin uygulandığı bir yerdi. Ayrıca, Kızıl Avlu ve Kale Mahallesi, tarihi atmosferiyle ziyaretçileri cezbetmektedir. Bergama’nın dar sokaklarında ise tarihi taş ve ahşap evler, ziyaretçileri nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor.
Bergama’nın adı nereden geliyor?
Bergama'nın kökeni, antik döneme kadar uzanıyor. Helenlerden önce Batı Anadolu'da Pelasglar ve Luvi halkları yaşamaktaydı. Bu dönemlerde Bergama'nın ismi Parg-a-uma olarak biliniyordu. “Perg” kelimesi Arapçada “burç” anlamına gelirken, “uma” kelimesi “halk” anlamına gelmektedir. Zamanla, Helenleşmenin etkisiyle Pergamon ismi ortaya çıktı. Günümüzde Bergama adı, tarihsel olarak ilk kullanılan Parg-a-uma ismine daha yakın bir formda varlığını sürdürüyor. Ayrıca, Bergama Krallığı, deriye yazı yazmayı keşfettikten sonra papirüsten daha kullanışlı bir kağıt geliştirerek “Bergama Kâğıdı” anlamına gelen parşömen adını verdi. Bu gelişmeler, Bergama'nın tarihsel ve kültürel önemini pekiştiriyor.