İzTV’de yayınlanan Nil Kahramanoğlu’nun konuğu Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Tülin Osmanoğulları oldu. İktidarın 2025 yılını ‘Aile Yılı ilan’ etmesini eleştiren Osmanoğulları, aile içi şiddet ve kadın sığınma evleri sorununa da değindi.

İzmir'in geleneksel lezzeti: Besleyici, sağlıklı ve doyurucu İzmir'in geleneksel lezzeti: Besleyici, sağlıklı ve doyurucu

Aileyi kutsallaştırmak yerine eşitliğini sağlamanın daha önemli olduğunu söyleyen Tülin Osmanoğulları, “Bu çok uzun zamandır süren bir süreç. Aile Bakanlığı adını bile bilmediğimiz derneklerle kapalı kapılar ardında bir şura yapmıştı. 2024 yılında Medeni Kanun Çalıştayı yapmıştık. Orada da yüksek sesle şunu söylemiştik; aileyi güçlendireceğiz demeyin. Aileyle bir alıp veremediğimiz yok. O ailenin içinde eşitlik yoksa, sadece erkeği güçlendiriyorsan itirazımız buna. Kutsal aile politikalarınız böyle giderse kadın cinayetleri artacak demiştik. 2024 yılında son 15 yılın en fazla kadın cinayeti yaşandı. 394 kadın katledildi. 259 şüpheli kadın ölümü var. Bu bir tesadüf değil. Kutsal aile dedikçe kadınların sonunu getirdiler. Zaten İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak kadınlara savaş açtıklarını biliyorduk. Komple bir imha politikasıyla gelebileceklerini tahmin etmemiştik. Nitekim 2025 yılını Aile Yılı ilan etmek kadınları o aile içine hapsedip ölüme terk etmek demektir” diye konuştu.

İzmir'de 6 sığınma evi var

Kadın sığınma evleri sorununa değinen Osmanoğulları, “İzmir boşanmada ilk sırada dedik. Belediyenin 2, bakanlığın 4 tane sığınma evi var. Şiddetin bu kadar çok olduğu bir ilde bu kadar az sığınma evi olması gidin evinizde ne yaşarsanız yaşayın demektir. Bir de çocuğuyla giden kadınlar için sığınma evleri çok sağlıksız bir ortama sahip. Bu kanayan bir yara. Kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini da artıran bir unsur. Çünkü sağlıklı ve nitelikli bir barınma yaşarsa bir de iş hayatına atılırsa bu şiddeti de cinayeti de azaltır. Ama biz mevcutları kapatır hale geldik” dedi.

İzmir'de şiddet yüksek

İzmir’in kadın cinayetleri ve boşanmada ilk sıralarda yer aldığını dile getiren Osmanoğulları, şunları söyledi: “İzmir’de geçen sene 10 günde 1 kadın öldürülmüş. Bu oran çok yüksek. Şunu anlıyoruz ki kadına yönelik şiddette coğrafya ya da eğitim seviyesinin bir önemi yok. Boşanma oranın yüksek olması da şunu gösteriyor; demek ki aile içi şiddet yüksek İzmir’de. Bu verilerden sadece şöyle güzel bir çıkarım yapabiliriz; demek ki İzmir’deki kadınlar haklarını daha çok biliyor. Gelecekleriyle ilgili karar almak istiyor. Ekonomik özgürlükleri görece fazla. Ancak boşanmaların çok olması şiddetin de çok olduğunu gösteriyor. Neredeyse haftadan 3 gün adliyedeyiz. Yeri geliyor İzmir’de takip ettiğimiz davalar Türkiye ortalamasının çok üstünde oluyor.”

Muhabir: NİL KAHRAMANOĞLU