Tolga Bugakaptan, gazoz şişeleriyle dolu koleksiyonundan edindiği bilgilerle “Geçmişten Günümüze İzmir’in Gazoz Tarihi” kitabını kaleme aldı. Osmanlı’dan günümüze gazoz üretimini ve kültürel izlerini aktaran Bugakaptan, çalışmalarını ve koleksiyonculuk serüvenini İz Gazete’nin sorularını yanıtlayarak anlattı:
"Bendeniz Tolga Bugakaptan, 1970 doğumlu ve İzmirliyim. Özel bir firmada bilgisayar teknisyenliği yapıyorum. Evli ve bir erkek çocuk babasıyım."
Gazoz koleksiyonuna merak nasıl başladı?
"Çocukluğumdan beri bir hobim olsun isterdim. Yaşım ilerledikçe bu arzum daha da arttı ve beni geçmişime, çocukluğuma götürecek, aynı zamanda çocuğuma geçmişimi anlatabilecek bir şey bırakmak istedim. Koleksiyon yapmanın bu amaca en uygun yol olduğuna karar verdim. Ne yazık ki, büyüklerimden kalan bir koleksiyon yoktu.
2011 yılında eski bir kahvede, eski bir cam şişede gazoz içerken damağımdaki tatla beynimdeki anılar bir anda buluştu. O an çocukluğumun güzel anılarını hatırladım. Önce hobi olarak cam gazoz şişeleri toplamaya başladım. Daha sonra bu iş büyüdü ve kendimi bir koleksiyoncu gibi hissetmeye başladım. Şişeleri düzenlemeye, aralarındaki farkları incelemeye, geçmişlerini araştırmaya başladım."
Neden gazoz şişesi?
"Gazoz, aslında bizim anılarımızdır. Mahalle aralarındaki gazozuna maçlardan teneffüste gevrek ve gazozla geçen ilkokul günlerine, açık hava sinemalarından çay bahçelerine kadar bizi geçmişimize götüren bir araçtır. Ben de bu duygusal bağdan etkilenerek koleksiyonuma başladım.
Gazozun tarihini araştırmaya başladıkça soda sifonlu şişeler, bilyeli şişeler, seyyar gazozcular derken “İşte bu benim koleksiyonum!” dedim. Cam gazoz şişesi koleksiyonculuğuna odaklanmaya karar verdim."
Koleksiyon nerede saklanıyor?
"Başlarda şişelerimi evde bir dolapta saklıyordum. Ancak yer sorunu yaşamaya başladım. Bunun üzerine bir depo tuttum ve burayı düzenleyerek şişelerimi, efemeralarımı ve promosyon ürünlerimi sergilemeye başladım. Şimdi küçük, mütevazı bir “mahalli müze” haline geldi."
Koleksiyonda kaç şişe var?
"Koleksiyonumda şu an Türkiye’de üretilmiş yaklaşık 1.500 farklı cam gazoz şişesi bulunuyor. Bunlar arasında beni en çok etkileyen, Osmanlı dönemine ait ağzı kırık bilyeli şişelerdir. Bu şişeler, gazoz içildikten sonra çocuklar tarafından ağzı kırılarak içindeki bilyesi çıkarılan ve oyunlarda kullanılan bir geçmişe sahiptir. Günümüzde dalgıçlar tarafından denizden çıkarılan bu şişeleri elinizde tutmak, bir asırlık bir tarihi hissetmek gibidir."
“Geçmişten Günümüze İzmir’in Gazoz Tarihi” kitabı
"Koleksiyonumla topladığım bilgileri paylaşma ihtiyacı duydum. Koleksiyonculuğun özü paylaşmaktır. Bu yüzden İzmir gazoz tarihini anlatan bir kitap yazmaya karar verdim. 2018 yılında başladığım çalışmayı, 2022 yılında “Geçmişten Günümüze İzmir’in Gazoz Tarihi” adıyla yayımladım. Kitapta Osmanlı’dan günümüze gazozların tesisleşme sürecini, kullanılan aromaları, su kaynaklarını, imalathanelerini, kurucularını ve tarihçelerini detaylı bir şekilde anlattım. Kitap, İzmir’in geçmişini ve ruhunu gazoz üzerinden anlatan bir kent belleği çalışması oldu."
Gazoz koleksiyonerleri arasında birliktelik
"Koleksiyonculuğun en güzel tarafı, diğer koleksiyonerlerle tanışma fırsatı sunmasıdır. İzmir ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden koleksiyonerlerle dostluklar kurdum. Sosyal medyada yaklaşık 1.000 kişilik bir gazoz koleksiyonerleri topluluğumuz var. Bu dostluklar sayesinde hem koleksiyonlarımıza katkı sağlıyor hem de güzel ilişkiler kuruyoruz."
Gazoz şişelerinin tarihi
Gazlı su, yani soda, 1767 yılında İngiliz Joseph Priestley tarafından keşfedildi. 1783 yılında Schweppes adıyla ilk soda fabrikası Cenevre’de kuruldu. Daha sonra sodalara meyve aromaları eklenerek gazoz oluştu.
Ülkemizde gazoz, 19. yüzyılın ortalarında Osmanlı topraklarında yabancı üreticiler ve gayrimüslim tüccarlar tarafından tanıtıldı. 1890’larda İstanbul’da Niğdeli Aleksandr Mısırlıoğlu gibi isimler ilk gazoz üreticilerinden oldular. İzmir, bu tarihten itibaren gazoz üretiminde önemli bir rol oynadı.
Tolga Bugakaptan’ın koleksiyonu, sadece bir hobi değil, aynı zamanda geçmişe uzanan bir köprü niteliğinde. Gazozun bir içecekten çok daha fazlası olduğunu bize hatırlatan bu koleksiyon, İzmir’in tarihini ve ruhunu da yansıtan eşsiz bir çalışma.