Kadın Haklarını Koruma Derneği İzmir Şubesi Başkanı Hülya Çağlayan Gültekin, İz Gazete’ye önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) "İstatistiklerle Kadın, 2023" çalışmasının sonuçlarına değinen Gültekin, kadınların nüfus olarak erkeklerle eşit olsalar da ekonomik hayata katılım konusunda eşit olmadıklarını vurguladı.

Nüfus ve iş gücüne katılım verileri

2022 verilerine göre, Türkiye’nin kadın nüfusu 42 milyon 638 bin 306 kişi, erkek nüfusu ise 42 milyon 734 bin 71 kişi olarak kaydedildi. Yükseköğretim mezunu kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 68,8 iken, 15 yaş ve üzeri genel nüfusun iş gücüne katılım oranı yüzde 53,1 olarak belirlendi. Bu oran kadınlarda yüzde 35,1, erkeklerde ise yüzde 71,4 olarak kayıtlara geçti.

Eğitim seviyesinin rolü

İş gücüne katılma oranı eğitim durumuna göre incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe iş gücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Okuryazar olmayan kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 13,9, lise altı eğitimli kadınların yüzde 27,1, lise mezunu kadınların yüzde 36,1, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların yüzde 43 iken, yükseköğretim mezunu kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 68,8 olarak açıklandı.

Eğitim ve istihdam arasındaki bağlantı

Bu veriler, kadınların eğitim hayatında daha uzun süre kalmalarının, onların iş sahibi olmasını sağladığını ortaya koyuyor. İş sahibi olan kadın, ekonomik güce sahip olduğunda kendi haklarına sahip çıkabiliyor. Bu nedenle, 4+4+4 eğitim modelinin özellikle kız çocuklarını örgün eğitimden uzaklaştırması gerçeği ile kız çocuklarının eğitimde uzun süre kalmasının önündeki engellerin kaldırılması gerektiği vurgulandı. Erken yaşta evlilikler, kız çocuklarının eğitimden erken ayrılmasının en önemli nedenlerinden biri olarak gösterildi.

Küçük çocuk ve kadın istihdamı

2023 TÜİK verilerine göre, hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki bireylerin istihdam oranı 2014'te yüzde 59,8 iken 2022'de yüzde 60,5'e çıktı. Bu oran cinsiyete göre incelendiğinde, 2022'de hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadınların istihdam oranının yüzde 28, erkeklerin istihdam oranının ise yüzde 90,5 olduğu tespit edildi. Bu veri, küçük çocuğu olan kadınların istihdama katılımının çok düşük olduğunu gösteriyor. Çocuk bakım yükünün kadına kalması ve uygun kreş imkanlarının olmaması, kadınları iş yaşamından uzaklaştıran önemli etkenler olarak öne çıkıyor.

Boşanma ve velayet

TÜİK Boşanma İstatistikleri'ne göre, 2023'te kesinleşen boşanma davaları sonucu çocukların velayetinin çoğunlukla anneye verildiği görüldü. Annenin velayetine verilen çocuk oranı yüzde 74,9 iken, babanın velayetine verilen çocuk oranı yüzde 25,1 oldu. Bu durum, kadınların yeniden iş hayatına dönmesinin önündeki engellerden biri olarak değerlendirildi. Boşanma aşamasında dahi erkeklerin çocuklarının bakım yükünü boşandığı eşine cüzi bir nafaka karşılığı bırakarak kadınların iş yaşamına geri dönmesini engellediği belirtildi.

Çözüm önerileri

Hülya Çağlayan Gültekin, kız çocuklarına yurt ve burs imkanı sağlanmasının, toplumsal cinsiyet eşitliği algısının anne ve babalara verilerek kız çocuklarının da okutulmasının önünün açılması gerektiğini belirtti. Eğitim ve istihdam alanında kadınların önündeki engellerin kaldırılması, kadınların ekonomik ve sosyal hayata daha etkin katılımını sağlayarak toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirecektir.

Muhabir: Semra İĞTAÇ