İZ GAZETE- İnsanlığın, bugüne kadar yaşanmış göç olayının en ciddi boyutlarına tanıklık ettiği bugünlerde, devletlerin insani değerleri gözetmediğini, sınırlarda ve denizlerde göçe bağlı yaşam haklarının ihlal edildiğini belirten HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, yaşam hakkı ihlallerinin örtbas edilmeye çalışıldığını söyledi.
GÖÇMENLERE KARŞI HAK İHLALLER ARTTI
Toplumların yaşanmakta olan büyük acılarla baş edemediğini, karşı karşıya kaldığı insani krizi yadsıma sorunu ile yüz yüze kalındığını söyleyen Kemalbay, siyasetteki nefret söylemi, ırkçılık, ayrımcılık ve bunların cezasız kalması yüzünden göçmenlere ve mültecilere yönelen insan hakları ihlallerinin daha da arttığı uyarısında bulundu.
ÇOK SAYIDA MÜLTECİ YAŞAMINI YİTİRDİ İDDİASI
24 Ağustos 2021 tarihinde mülteci ve göçmenlere yönelik yaşam hakkı ihlal örneklerinden birinin Meriç nehrinde yaşandığını belirten HDP'li Kemalbay, "Edirne’den Yunanistan’a geçtikten sonra Türkiye’ye iade edilen 45 mülteci/göçmenin askerler tarafından bugüne kadar çok sayıda sığınmacının yaşamını yitirdiği sadece son birkaç yıl içerisinde 1500 cenazenin çıkarıldığı Meriç Nehri’ne atıldığı iddialarıdır. Nehre atıldıktan sonra kurtulmayı başaran bazı sığınmacıların Özgürlük İçin Hukukçular Derneği'ne başvurusu üzerine 5 insanın yaşamını yitirdiği, aralarında çocuk, hasta, yaşlıların da bulunduğu çok sayıda göçmenin kaybolduğu ve halen kendilerinden haber alınamadığı kamuoyu ile paylaşılmıştır" ifadelerini kullandı.
NEHRE ATLAMAYANLARA ATEŞ AÇILACAK TEHDİDİ
24.08.2021 tarihinde Yunanistan’dan Türkiye’ye iade edilmeleri sonrasında askerlerin, "komutanım" diye hitap ettikleri bir kolluk görevlisinin emri ile 50-60 kişilik göçmen grubundan kadın ve kız çocuklarını ayırarak aralarında 10 yaş üstü çocuklarında bulunduğu 45 kişinin 5’erli gruplara bölünmek suretiyle, açık nefret söylemleri ve hakaretle araçlara bindirilerek Meriç Nehrinin kenarına götürüldüklerini ifade eden Kemalbay, herkesin nehre atlayıp Yunan tarafına geri gitmelerinin istendiğini, karşı çıkanların üzerlerine ateş açılacağı tehdidinde bulunulduğu, erlerin insanların boğulabilecekleri uyarılarında bulunmaları üzerine komutanın daha da sertleşerek onları da emre itaatsizlikten sorumlu tutmakla tehdit ettiği, nehre atılmak istenirken kaçmaya çalışan 50 yaşlarındaki Afganistanlı bir mültecinin askerlerce vurulduğu ve nehre atıldığını, emri veren komutanın atılan göçmen ve mültecilerin ardından “güle güle” diyerek el saladığını, o anların videoya kaydedildiği iddialarının basına yansıdığı bilgisini paylaştı.
VALİLİK VE SAVCILIK ARAMA BAŞLATMADI
Kemalbay, "Edirne Valiliğince “olayın varlığına ilişkin hiçbir sonuca ulaşılamadığı" açıklaması yapılırken, verilen bir soru önergesini yanıtlayan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın, “Yazılı soru önergesinde gerçekleştiği iddia edilen olayın doğruluğuna ilişkin Bakanlığımızda bilgi ve belge bulunmadığı tespit edilmiştir” yanıtının verildiğini belirterek, " Özgürlük için Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi’nin başvurusu üzerine Edirne Cumhuriyet Başsavcılığı olaya ilişkin resen soruşturma başlatılmış, savcılıkça başvuru yapan 2 sığınmacının ifadesi alınarak olayın yaşandığı yerin Edirne’nin Uzunköprü ilçesi olduğunu belirlenmiş ve yer tespiti yapılmıştır. Ancak; başvurucu sığınmacıların avukatları tarafından akıbetleri bilinmeyen sığınmacılar için nehirde arama çalışmaları başlatılması talebiyle başvuru yapılmasına rağmen ne valilikçe ne de savcılıkça sığınmacıların bulunması için herhangi bir arama çalışması başlatılmamıştır" bilgisini paylaştı.
İDDİALAR ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE ARAŞTILMALI
Askerler tarafından Meriç Nehri’ne atıldığı belirtilen 2 mülteci için kayıp başvurusu alan İnsan Hakları Derneği'nin açıklamasına dikkat çeken Kemalbay, "Resmi gelen başvuruda 2 kişinin kayıp olduğu ancak nehre atılanlar arasında çocukların da olduğu bu yönü ile de kendilerine bildirilmeyen durumlar bulunduğunu düşündüklerini belirtmişlerdir.
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaları ve insan haklarını hiçe sayarak göçmenlerin ve mültecilerin nehre geri yollanması bir insanlık faciası ve ağır bir insan hakları ihlalidir. Bu konuda inandırıcı, delillere dayalı, şeffaf bir soruşturma yürütülerek adalet sağlanmalı, kamuoyu aydınlatılmalıdır. Tüm bu iddiaları araştırmak ve sorumluların cezalandırılması hukuk devleti olmanın gereğidir" dedi.
GÖÇMENLERİN NEHRE ATILDIĞI DOĞRU MU?
Konuyu meclis gündemine taşıyan HDP'li Kemalbay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e, "Yunanistan’dan Türkiye’ye iade edilen ve aralarında çocukların da bulunduğu 45-50 kişilik göçmen grubunun askerler tarafından Meriç Nehri’ne atıldıkları iddiaları bilginiz dahilinde midir? Bilginiz dahilinde ise bu iddialar doğru mudur?" sorusunu yöneltti.
Kemalbay şu sorularına da yanıt istedi:
Yaşamını yitirdiği ve kayıp oldukları iddia edilen göçmen/mülteci sayısı tespit edilmiş midir? Tespit edildi ise kimlikleri belirlenmiş midir?
24 Ağustos 2021 gecesi Edirne sınırında görevli kolluk kuvveti birliklerinin kimlik tespiti yapılmış mıdır? Bu kişiler etkin ve şeffaf bir şekilde soruşturulmuş ve ifadelerine başvurulmuş mudur?
Edirne Valiliği'nce “olayın varlığına ilişkin hiçbir sonuca ulaşılamadığı" açıklaması ile Milli Savunma Bakanı tarafından “yazılı soru önergesinde gerçekleştiği iddia edilen olayın doğruluğuna ilişkin Bakanlığımızda bilgi ve belge bulunmadığı tespit edilmiştir” açıklamaları hangi araştırma, inceleme ve soruşturma sonucuna göre verilmiştir? Bu iddialara ilişkin olarak kimlerle görüşülmüş ve ifadeler alınmıştır?
Yer ve bölge tespiti yapılmış olması ve talep edilmesine rağmen halen neden nehirde arama çalışmaları başlatılmamıştır?
Bölgede görev yapan askerler tarafından mültecilere/göçmenlere “Komutan gelince, ‘Yunanistan’a gitmeyeceğiz” dememeleri yönünde uyarıldıkları ifade edilmiştir. Daha öncesinde de bu tür bir olay mı yaşanmıştır? Sınırda kolluğun bu tür bir uygulaması mı bulunmaktadır?
Edirne Valiliği'nce ifade edilen “kamu görevlileri tarafından işlendiği iddia edilen her türlü kötü muamele ya da yetkisiz güç kullanma iddiası adli ve idari yönden araştırılmakta ve soruşturulmaktadır” açıklaması yapılmıştır. Bu kapsamda kaç kişi hakkında bir soruşturma başlatılmıştır ve kaç kişi görevden alınmıştır?